10- "Gözyaşlarım Sana"

863 166 172
                                    

Bölüm şarkısı: Dolu Kadehi Ters Tut- Belki
Bölüm uyarısı bölümün sonunda, uyup uymamak size kalmış hep olduğu gibi.
İyi okumalar...

Her küçük kız kendini prenses olarak hayal eder; kocaman bir şatoda, pembe kabarık elbisesi ile

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Her küçük kız kendini prenses olarak hayal eder; kocaman bir şatoda, pembe kabarık elbisesi ile. Prensi ise babasıdır, babasının küçük prensesidir o kız; hep öyle olacak sanır, şansı varsa iyi bir babaya sahipse son nefesimi verene kadar prensesdir.

Benim öyle hayallerim olmamıştı, olamamıştı. Prens ve prenseslerden hep nefret etmiştim; çünkü benim prensim hiç olmamıştı ya da kabarık elbisem. Daldığım toz pembe dünyama toplanan bulutlar gökyüzümü siyaha çalmıştı. Ben de ona uyum sağlayabilmek için her şeye siyah olarak bakmıştım.

"Hadi, çok az kaldı..."

Koluna sıkı sıkıya sardığım kolumdan destek alarak adım atmaya çalıştım,daha koridoru tam olarak tamamlayamadan yorgun düşmüştüm; ter içinde kalmıştım. Parmağında duran sarı eski usül alyansdan yansıyan ışık dikkatimi dağıtmıştı, gözümü o ışıktan alamıyordum. Dinlenmem gerekti, sırtımı duvara yaslayıp derin nefesler almaya çalıştım. Eskisi kadar güçlü hissetmiyordum, tek istediğim biran önce yatağıma gidip uyumaktı.

"Cihan Hocam, biraz dinlenemez miyim?"

Başını iki yana sallayıp saatini gösterdi.

"Doktoru duydun, çalışma saatlerinde dinlenmek yok; acıyor biliyorum, ama acıyı hissetmen gerek, eğer kısa zamanda ayağa kalkmak istiyorsan. "

Zor da olsa doğruldum, başlangıçta yürümek için iki taraftan da destek almam gerekti, ama aynı anda yanımda olabilecek iki kişiyi tanımıyorum. Berge, Cihan Hoca geldiğinde okula gidiyordu. Zaman kimseyi beklemediği gibi bizi de beklemiyordu, buna mecburduk.

Cihan hoca hatırı sayılır bir uğraş sonucu beni bir süreliğine okuldan uzakta tedavi görebilmem için izinli göstermişti.

Her gün egzersizden sonra bana ders çalıştırıyordu; sonuç hep aynı oluyordu, kitabın başında uyuyakalmış bir ben. Son günlerde Berge'yi hiç göremiyordum, hala bacağım içim  kendini suçluyordu. Dolayısıyla benden kaçıyordu, beni yaralayan belki de kabuk tutmuş yaramı yeniden kanatan kişi bu sefer Berge idi.

Yanımızdaki odadan gelen sese odaklandı kulaklarım. Zaten en olmadık yerde en olmayacak detaylara takılıyordum, şimdi de o anlardan biriydi.

Sözleri; tam olarak Bay Asosyali anlatıyordu, benim Berge'm Bay Asosyal ile aynı kişi değildi; dünyada aynı anda hem karanlık hem de karanlık olması gibi. O bana güneşken, çevresine karanlıktı, yarası olan; aynı yaraya sahip olanı iyileştirmeye çalışır. Bizimki de bu hesaptı, o benim yaralarımı iyileştirmeye çalışıyordu.

Aşk, tutku bunlar ne bilmem, hatta varlığına bile inanmam ama beni hayatta tutacak, hayata inandırabilecek kişiyi bulmuştum. İnsanların yaptığının aksine birbirimize olan ihtiyacımızı gurur denen illet yüzünden görmezden gelmek yerine; kabullenip yardımcı olmaya çalışıyorduk.

Silüet /Tamamlandı./ #ilmelistanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin