6- "Hastalıklı Vazgeçiş"

1.3K 233 132
                                    

Lütfen multide olan şarkıyı gözlerinizi kapatın ve sonuna kadar dinleyin...

No land- Düşünme Kaybolursun

Bölüm sonu uyarısı bölümün sonunda, uyup uymamak size kalmış...

6-"Hastalıklı Vazgeçiş."

Her Silüet deve hediye edilen bir papatyadır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her Silüet deve hediye edilen bir papatyadır. Dev ne kadar kibar tutarsa tutsun, o papatya büyük avuçlarda ezilmeye mahkumdur.

Peki o papatya, onu ezecek olan bir deve değil de; değerini bilen bir kadına verilseydi, papatya ölür müydü? Hayır. Ölse bile değerini bilen birinin elinde ölürdü, yokluğunu fark eden biri olurdu.

Silüetler de böyle, devin avucunda ezilen papatyadan ibaretlerdi.

Elimdeki makasa baktım, saçlarım son zamanlarda uzamıştı. Oldum olası sevmemiştim onları. Bu yüzden onları kendim kesiyordum, yamuk olsalar bile beni hatırlatıyordu onlar; hayatım gibi yamuk, tam değil. Bir tutamını elimle okşadıktan sonra, konuşmaya başladım.

"Umarım bir daha uzamazsınız."

Elimdeki saçlara müdürün odasından aldığım; gümüş, sarı desenleri olan, küçük, sivri makası geçirmek üzereyken, büyük eller bileğimi tuttu.

Üzerimde spor salonunda giydiğim, beyaz, rengi griye dönmüş şort ve askılı atletim vardı.

karşımdaki aynadan elin sahibine baktım, gelen kişi benim spor salonunda olacağımı biliyor olmalıydı, çünkü bugünün kapalı olduğunu tüm üyeler biliyorlardı.

Berge çatık kaşlarıyla bir makasa bir şey saçlarıma baktı, engel olacağını düşündüğümden itiraz etmek için hazırladım kendimi, ama o beni şaşırtarak makası kendi eline aldı.

Ben ne yaptığını soracakken, saçlarıma makası geçirdi. Omuz hizasına gelecek şekilde ayarlamıştı. Benim daha kısa keseceğimi biliyormuş da bu uzunluğun yeterli olduğunu söylemeye çalışıyor gibiydi.

Kestikten hemen sonra eğilip saçlarımı kokladı, dünyanın en güzel çiçeğini kokluyormuş gibi, gözleri kapalıydı, anın tadını çıkarıyordu; bunları yaparken gözlerini özenle bana değdirmiyordu.

Konuşmuyordu da, dünyanın en zor işini yapıyormuş edasıyla odaklanmıştı. Elleri titriyordu, vazgeçmem için yalvaracaktı neredeyse. Elini tuttum. Ona bu acıyı çektirmeye hakkım yoktu, saçlarım düz olacaksa ve Berge ağlayacaksa, yamuk olsalar da olurdu.

Yutkundu, gözleri dolmuştu. Bıraksam ağlayacaktı, saçlarım yüzünden ağlayacaktı. Buna izin vermemeliydim, ne olursa olsun. Bir kişi benim yüzümden ağlamamalıydı. Ben biri yüzünden ağlamanın ne demek olduğunu biliyordum, dolayısıyla ne kadar ağır olduğunu da.

"Saçlarını seviyordum."

Saçımı kesmeye devam etti, saçlarım yere düştükçe hafifliyor gibi hissediyordum. Bana lanet geçmişimi hatırlatan parçalar gidiyordu; geçmişinden nefret edenler için büyük bir ödüldü bu. Yaşayanlar bilir ancak, bu ödülün değerini.

Silüet /Tamamlandı./ #ilmelistanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin