Sildim Hayallerimi

74 27 20
                                    

Kimseyi görmedim ben senden daha güzel.

Açıklamak zor, seni sevip de senden vazgeçmek.  Sana ait olmak istemek.

Uzaktan uzağa gözlerine bakıp , her an bana bakmanı beklemek. Çok zor yalnız kayan bir yıldızda dilek tutmak. 

Aşk kapına vurdu. Aç o kapını sadece bana. Gönül çıkmazımdan, vazgeçtiğin anda bırak kaybolayım sende.

Kulağıma bir şiir gibi gelen sözcükleri bu kadar ayırt edebiliyordum. Bu sözcüklerin kimin döktüğünü bilmiyordum. Çünkü şuan nerde olduğumu ve bu sözleri sarf eden kişinin kim olduğuna dair hiç bir fikirim yok. Uyuyormuş numarası yapmak en iyi çare.

"- Uyumadığını biliyorum. Artık uyan "

Bu kadar ciddi ses tonu, hayır bu Burak

Bu çoçuk her gözümü kapatığımda karışıma mi çıkıcak. 

Gözlerim kapalı bir şekilde. Cevap verdim.

"- Sen mi beni kaçırdın?  Ve ben nerdeyim şuan"

Yüzüne bakmaya korkuyordum. En son ona karşı düşüncelerim serti ve onun sağı solu belli olmazdı. Girmişim bir çıkmaz yola, çık çıkabilirsen.

"- Gözlerini aç ! Nerde olduğunu anlarsın "

Tereddüte kaldım. Biraz bekleyip derin bir nefesle açtım.

Karşımda kimseyi göremeyince rahatladım.

Doğrularak etrafa baktım. Kapıdan bana bakan Sude'yi görünce şaşırdım.

Bir nevi sevinmiştim. Peki ben nerdeydim. Onların köyde ne işi var.

"- Sude "

Cümlelerimi tamamlıyamıyordum. Kelimelerim sesizliğe büründü. Burak'ın o bakışları arasında sadece Sude diyebilmiştim.

Gizliden gizliye beni mi izliyordu ?

Evet aşık olduğunu söyledi. Ama ben ona karşı bir şey hissedemiyorum. İçimde ki dumanı yok edip onu içime gömek istiyorum. Fakat olmuyor.

Bir gün gelip sorsan ki bana sigara mı ben mi?  sigarayı seçerim. Sonra alınıp gidersin. Ama bilmezsin ki o sigara da sen varsın. Seni içime çekmek istiyorum.
Lakin unutuğum bir şey vardı. Sigara kullanmıyordum. İşte her şey lafta , seni içime çekemem.

Seni kalbime alamam.

Sude yanıma doğru geldi.

"- Hazal, canım başın sağolsun olanları duyduk. Ayrıca hastaneye geldik. Gözlerin derinlerde kapalıydı. Senin için çok endişelendik. Burak deliye döndü. Onu ilk defa öyle görmüştüm. Hastaneyi ayağa kaldırdı.
Her saniye başında bekledi. Sen yoğun bakımdayken, gizlice içeriye girmiş.  O gözlerinden akan iki damla yaşı gördüm. Burak ilk defa ağlamıştı. Onu ilk defa ağlarken görmüştüm. Hazal o seni çok seviyor. Ve o seni kötü adamlardan korumak için etrafında dört dönüyor. Buraya o seni getirdi. Istanbuldasın yeniden. O kötü adamlar senin Burak için ne kadar önemli olduğunu bildikleri için peşini bırakmıyorlar. "

Sude'nin ağzından çıkan her kelimede Burak çıkıyordu. Ama ben kalbime söz geçiremiyordum. Ben gerçekten onu sevmiyordum. Yakışıklı, hoş çoçuk.

Fakat ben değiştim.  Eski Hazal olsaydı. Onu ölümüne severdi, ölüncede bırakmazdı.

Şimdi her şey değişti. Ben tüm hayallerimi sildim. Hayal kurmayı bıraktım. Hayallerimde kalan insanlarla yola devam edicem.

Yarım kalan her ne varsa, tamamlıyacağım.

Kalbimide yarım ve yaralı kalsın. Artık bir önemi kalmadı zaten kalbimin. 

Sude ile dertleşip. Sarıldık uzun süre .

Eve gitmek için hazırlandım. Sude beni rahatlatıyordu. Huzur veriyordu . Bizim kızlar gibiydi. Onaları da o kadar özledim ki sarılıp koklamak istiyorum. 

Sude ile vedalaştıktan sonra Burak aşağıda arabada bekliyordu. Beni o götürecek di . Başka kim götürebilir di ki .

Öne mi arkaya mi otursam diye düşünüyordum. Arkaya otursam şoför muamelesi olurdu. Öne otursam of ne yapacağımı bilmiyordum. Biraz bekledim.

Burak camı indirdi.

"- Davetiye mi bekliyorsun.  Bin şu arabaya "

Elim ön kapıya doğru gidince öne oturmak zorunda kaldım.

Ses çıkarmadım. Hemen yüzümü cama çevirdim.

"- Siz kızlar,hatalı olduğunuz zaman veya utanç duyduğunuz zaman yüzünüzü hemen cam tarafına çevirir siniz."

Ben nasıl ondan mi utanacağım. Hayır yani hatam falan da yok. Ne alaka ya

Yüzümü ekişterek

"- Sende artık arabana kaç kız aldıysan, iyi tecrübe edinmişsin. "

Ben kıskanç duygusu mu yaşadım şuan?

Ne saçmalıyorum ben ya ?

Burak'ın içten gülümseyen bakışları arasında mal gibi kaldım.

"- Evet çok, böyle camdan dışarıyı izliyorlar boş boş ,  camını açmamı ister misin? Kıskançlık kokusu varda"

Yuh be çoçuk, gamsız , vicdansız, vurdu.  kıskançlık demeseydi iydi.

"- Utanç veya hatalı olduğum için  dışarıyı izlemiyorum. Senin hangi yüzüne bakacağımı şaşırıyorum."

Bu çoçuğa karşı olan kinim, nefretim. Gerçekten anlamıyordum. Hiç istemediğim o sözler nasıl dökülüyordu benden.

Çok ağır mi konuşmuştum bilmiyorum. Ama o bakışlardan sonra ağzını bıçak açmıyordu.

❤  Sizin için dostlarım



İÇİMDE Kİ DUMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin