Son Nefes

58 7 0
                                    

Bir adresin yok bende, son nefesinin yanındayım.

Kantinde tek başıma  oturuyorum.
Aklım Burak 'ta onu neden o hale getirdiklerini bile bilmiyorum.

Düşüncelerime öyle bir dalmıştım ki
Yanıma  gelen Cem'i fark etmemiştim.

"- Bir sorun mu var? Bu dalgınlığının sebebi nedir?"

"- Hayır sorun yok "

Acaba ona anlatsam mı  tek başıma gidemem.

"-Cem seninle bir şey konuşmak istiyorum. "

Konuşacaktım her ne olursa olsun

"- Tabi dinliyorum "

"-Yardıma ihtiyacım var. "

"- Her zaman "

"- Nerden başlayacağımı inan hiç bilmiyorum. Fakat değer verdiğim biri, kaçırıldı ve onu kurtarmama yardım eder misin?"

"- Polise haber vermeliyiz. Bunu böyle tek başımıza yapabileceğimiz bir şey  değil ayrıca çok tehlikeli "

Cem sorun çıkartmıştı. Ama ben Burak'ı kurtaracaktım. Onu öyle bırakmazdım. Tek başına yalnızca şimdi ne haldedir.

"- Cem tamam, sana sormam bir hataydı. Ben tek halledicem ve sen bu işe karışırsan gerçekten karşında çok farklı bir Hazal görmek zorunda kalırsın."

Cümlemi bitir bitirmez kantinden çıktım. Okul da umrumda değildi.
Eve gidip,üzerimi değiştirmem gerek.

Yol boyu sessiz ve sedasız yürüdüm. Yürümek bana çok iyi geliyordu.

Yaman ile Sude de ortada gözükmediği için onlardan da yardım isteyemedim.

Eve vardığım da saat daha çok  erkendi. Biraz uyumaya karar verdiğim sırada Telefonum çalmaya başaldı.

Özel numara olduğu için açmaya korktum. Bir kez daha aradığında açtım.

"- Benimle oyun mu oynuyorsun ufaklık, bak şimdi iyi dinle bu sesi "

Bu adamın dediğinden hiç bir şey anlamamıştım.
Lakin tek ses beni kendime getirmişti.

"- Seni seviy.."

Cümlesini tamamlayamadı. Ardından duyduğum silah sesiyle, gözyaşlarım ve korkum artmıştı.

Burak'dı bu

"- Hayır yapmaaa nolur öldürmedim de, nolursun "

"- Onu çok seviyordun demi. O senin yüzünden öldü. Eğer o gün evine gitmeseydin, kardeşim ile evelenip bütün mal varlığını bize vercekti.  Ama sen pislik gibi yapıştın işte sonucu da bu. Şimdi sana bir tavsiye,eğer birini seviyorsan onun peşini hiç bırakma! Şimdi polisler gelicekler. Onalara haber veren Lanet olası arkadaşın. Seni takip ettiğimi söylemiştim. Ben hapse Burak mezara sende artık boş gözyaşlarınla mutlu olursun "

Telefon yüzüme kapanmıştı. Önce bir şok anı sonra kalbimi hissedemiyordum. Burak ölmüştü.

Evden hızlıca çıktım nereye gittiğimi bilmiyordum.

Telefonum bir kez daha çaldığında Arayan Sude'ydi

"- Hazal, sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. "

Burak'ın öldüğünü söylecekti.

"- Hangi hastanedesiniz "

"- Hazal sen nerden?"

"- Şuan bunun bir önemi yok,nerdesiniz?"

"- Şuan ambulansdayım. Sana adresi mesaj atarım. "

Telefonu kapatır kapatamaz. Koşmaya başaldım.

Yüreğimin acısı beni, sağa sola çarpıtıyordu. Kendimde ki sakinlik beni de şaşırtıyordu.

Canımı yakan, cümlesini tamamlıyamadı. Diyemedi. Ben şimdi ne yaparım onsuz benim yüzümden öldü o.

Telefonum titremesiyle, hemen taksi çevirdim.

Yol boyunca göz yaşı dökmüş. Olayın şokunu atlatamamıştım.

Ne ara oldu, nasıl öğrendi Cem ?

Yoksa biliyor muydu?

Ben onu son kez görmek için gitmeyecektim. Ben onunla beraber ölücektim.

Hastaneye vardığımda,nerdeyse Herkes burdaydı bizim kızlar, Eylül Hoca, Yamaç, Sude ve Cem.

Ağlamaklı gözümle

"-Burak nerde iyi demi o "

Halen yaşadığına bir ümit bekliyorum. Belki de ölmemiştir. 

"- Sakin ol Hazal, gel otur şuraya "

"- Ne sakini Sude o öldü demi. Baksana hepsi nasıl ağlıyor. Sen kendini görmüyor musun ? Sude nerde o bir kez görmek istiyorum nolur."

"- Tamam gel "

Burak'ı son kez görücektim. Sonra da onun yanına gitmeyi düşünüyorum.

Belki de şuan mantıklı düşünmüyorum. Ama annem ve babam dan sonra onu kaybetmek beni baya yıktı. 

Sude ile bir oda girdiğimizde yüzü beyaz bir çarşafla örtülü beden yatıyordu.

O beden Burak

Yavaşça yüzünü açtığımda, Burak'ın gözleri kapalı deliksiz uykudaydı.

"- Burak, özür dilerim. Ben seni çok seviyorum.  Ben senin yanına en erken zamanda gelicem zaten. Sen hiç merak etme"

"-Ne diyorsun Hazal sen, saçmalama "

Sude bu söylediklerime kızmıştı. Ama benim yaşama bağlantım kalmadı.

Gücüm yok

Burak yanağından öptüm. Son kez sıkıca sarıldım.

Odadan hızlıca çıktım. Arkamdan Sude'yi umursamdan

Asansöre binip hastanenin terasına çıkıtım.

Arkamdan Sude asansöre binmişti ama her şey artık çok geçti.

Adımlarını en uç noktaya çıkartım.

Aşağıya bakaraken bile başım dönüyordu.

Arkadan Sude ile Yamac'ın sesiyle onlara döndüm.

"- Hazal in ordan hadi gel buraya"

"- Hayır, bırakın beni ben ölmek istiyorum. Burak benim yüzümden öldü "

Dediklerini umursamdan , bir ayağımı uzattım.

Ve kendimi aşağıya doğru bırkatım.





Yorumlarınızı bekliyorum.

Sizce Hazal öldü mü ?

İÇİMDE Kİ DUMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin