(Hye Rin)
Okula geldiğimden bu yana oldukça tedirgin bir gün geçiriyordum. Jin ile buluşacağım için dudaklarımı arada bir dişlerimin arasına geçiriyordum. Bu stresli olduğum zamanlarda istemsizce yaptığım bir şeydi.
''Hye Rin, Müdür Bey seni görmek istediğini söyledi.''
Se Jong'un sesi ile birlikte düşüncelerimden uzaklaştım.
''Peki, teşekkürler haber verdiğin için'' diyerek yerimden kalkacağım sırada nazikçe kolumdan tuttu.
''Önemli bir durum mu var? Gergin görünüyorsun.''
Başımı olumsuzca iki yana salladım.
''Gelirim ben birazdan'' diyerek kolumu aynı naziklikle kurtarıp derin bir iç çekerek koridorda ağır adımlarla müdür beyin odasına ulaştım.
''Beni çağırmışsınız efendim.''
Müdür Bey ''gel kızım'' diyerek karşısındaki koltuğa geçmemi istediğinde usulca oraya oturdum.
''High School of Art and Design lisesinden sana bir dönüş geldi. Bu mutlu haberi ilk benden duymanı istedim. Birkaç gün içinde bir cevap vermeni istiyorlar.''
Müdür Bey'in bana uzattığı zarfı parmaklarımın arasında sıkıştırdım.
''Teşekkürler efendim.''
''Ne cevap vereceğini düşündün mü?''
Başımı usulca salladım. Her şeyi arkamda bırakıp temiz bir sayfa açmak için bu şansı değerlendirmeyi düşünüyordum. En kısa sürede bunu yerine getirmeliydim. Böylece beni sürekli rahatsız eden duygudan bir an önce kurtulacaktım.
.....
Elimdeki zarf ile birlikte merdivenleri ağır adımlar eşliğinde indiğim sırada Se Jong'un bana seslenmesi ile birlikte duraksadım.
''Hye Rin, bugün benimle dışarı çıkmak ister misin?''
Se Jong'un gözleri ışıldayarak sorduğu soruya karşılık iç geçirdim. Bugün Jin ile görüşmem gerekiyordu.
''Bugün biraz işim var belki daha sonra.''
Se Jong yüzü düşse de dudaklarını birbirine bastırıp başını belli belirsiz salladı.
''Pekala, o zaman sen müsait bir zamanında haber verirsin. Olur mu?''
Se Jong'u onayladıktan sonra öğretmenler odasına ilerleyip montumu üzerime geçirdikten sonra çantamı açıp zarfı içine yerleştirdim. Bu sırada çantamda yanıp sönen şeyin telefonum olduğunu fark ettim.
''Seni bekliyorum.''
Yaklaşık yarım saat önce Jin tarafından aldığım mesaj yüzünden pencereye doğru ilerledim. Okulun önünde yarım saattir beni bekleyen Jin'i görünce derin bir nefes aldım. Bugün bu konuşmayı yapmalıydım.
Çantamı da koluma takarak okul bahçesine doğru ilerlediğimde hafif çiseleyen yağmur yüzünden birkaç saniye duraksadım. bir şemsiyemin olmayışına lanet etmeliydim.
Topuk seslerim düz zeminde yankılanırken Jin'e doğru yürümeye devam ettim. Beni görünce yüzünde acı bir tebessüm oluştuğunda içimde bir şeylerin acıdığına dair yemin edebilirdim.
''Merhaba Hye Rin.''
Usul usul dudaklarından dökülen adımla beraber elini uzattığında büyük bir yavaşlıkla elimi ona uzattım. Ellerimiz birleştiğinde hiçbir şey söylemeden bir süre öylece birbirimize baktık bu his bir tür elektrik dalgasının vücuduna yayılmasını beklemek gibiydi ve bir süre sonra elini ilk çeken ben oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby and Me ❧ Bts
FanfictionMi Soo kucağındaki minik bebeği ile birlikte bir ev kiralamak zorunda kalır fakat karşı dairede bebeğinin babasının kaldığından haberi yoktur.