Baby and Me ❧ Bts

Özel Bölüm 2

(Mi Soo)

Sol'ün ufak çaplı çığlıkları ile birlikte gözlerimi araladığımda beşiğinin kenarlarına tutunan minik kurabiye kıkırdadı. Uyandığı anda uyuyan herkesi sevimli çığlıklarla uyandırmayı bir tür oyun haline getirmişti. Herkesin uyandığını görünce oldukça mutlu oluyordu.

Gülümseyerek Sol'e doğru ilerleyip onu kucağıma aldığımda başını göğsüme yasladı.

"Uyanmış mı benim kurabiyem?"

Hoseok üzerine geçirdiği mutfak önlüğü ile birlikte içeri geçince gülümsedim.

Evlendikten üç ay sonra hamile kalmıştım ve yaklaşık üç aylık hamileydim. Başlarda bu yüzden Hoseok'a fazlasıyla kızmıştım. Bir yandan okula devam edip bir yandan Sol ile ilgilenip bir yandan da hamile olmamı kaldıramayacağımı düşünsem de beklediğim gibi olmamıştı.

Hoseok beni okula bırakırken kendisi de söz verdiği gibi bir yandan okula devam ederken bir yandan da şirkette babasına yardımcı oluyordu. Neredeyse tüm ev işleriyle bile ilgileniyor, yorulmama izin vermiyordu.

Haftanın iki günü evde olmadığımız zamanlarda Taehyung dersi olmadığından Sol ile ilgileniyordu. O iki günde benim de dersim erken bittiğinden öğleden sonra Taehyung, ben ve Sol vakit geçiriyorduk. Diğer üç gün ise Sol'ü Jimin ve Hei'ye bırakıyordum. Jimin ve Hei düğünümüzün hemen ardından ani bir şekilde evlenmişti. Yoongi bu duruma çok kızsa da kız kardeşine kıyamayıp affetmişti. Fakat Jimin'e karşı halâ kin güttüğü de bir gerçekti.

Geçen altı aylık sürede değişen tek şey Jimin'in hayatı değildi. Hye Rin de Namjoon ile evlilik hazırlıklarına başlamıştı ve iki ay sonra yurtdışında evleneceklerdi. Jin Oppa ise stajyerlik yaptığı hastanede Cheon Sa adında bir hemşire ile çıkmaya başlamıştı. İki tarafın da mutlu olması beni fazlasıyla sevindirmişti.

"Kahvaltı hazır."

Hoseok kucağımdan Sol'ü alıp yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu. Bana da küçük bir çocukmuşum gibi davranıyordu. Gerçi son zamanlarda hormonlarım yüzünden küçük bir çocuğu andırdığım doğruydu.

Hoseok'un hazırladığı masaya baktığımda gördüğüm jajamyeon ile gülümsedim. Gece Sol'ü doyurmak için uyandığımda canımın çektiğini söylemiştim ve Hoseok benim için hazırlamıştı. Aşerdiğim her şeyi birkaç saat sonra karşımda buluyor olmak hamileliğin en güzel yanıydı fakat aldığım kilolarla daha sonra başa çıkmak zorunda olacağım gerçeğini şimdilik görmezden geliyordum.

Hoseok kucağında Sol ile birlikte masaya oturup Sol için hazırladığı mama kasesine, Jungkook'un aldığı ve Sol'ün en sevdiği tavşanlı kaşığı daldırdı. Sol doyana kadar babasıyla mamasını yese de sonradan kaşığı istiyor ve kendisi yemeye çalışıyordu. Bu süreçte üzerini başını mama yapıyordu fakat bu pek mühim değildi.

"Aç bakalım ağzını."

Sol her kaşığı iştahla yedikten sonra gülümseyerek babasına bakıyordu.

"Aferin benim kurabiyeme."

Babasının her kaşıktan sonra kendisini taktir etmesine bayılıyor olmalıydı.

Bulantılarım yüzünden jjamyeonumu bitiremeyip lavaboya gittiğimde Hoseok da kucağında Sol ile birlikte peşimden gelse de onları geri gönderdim. Genelde her sabah bu işkenceyi çekiyordum.

......

Yine bir cumartesi akşamı klasiği daha yaşıyorduk. Her cumartesi herkes bizim evde toplanırdı ve bugün de onlardan biriydi.