(Mi Soo)
Jimin'e her ne kadar kendi başıma gidebileceğim konusunda ısrar etmiş olsam da başarılı olamamıştım ve şu an gerginliğin sınırlarını zorlar bir vaziyette Jimin'in arabasında öylece oturuyordum.
Sol ana kucağında olsa da yan yana gitmek yerine arka koltukta oturabildiğim için ise daha sonra sevinecektim.
''Sol'ü nereye bırakmamız gerekiyor?''
''Ahh geçtiğimiz sokaktan sola dönmemiz gerekiyordu.''
Tanrı aşkına benim aklım neredeydi?
Jimin biraz daha ilerideki kavşaktan geri döndüğünde içimden kendime küfretmekle meşguldüm.
''Özür dilerim, ben daldığım için akl....''
Cümlemi tamamlamama izin vermeden dikiz aynasında gülümseyen bakışlarıyla karşılaştım.
''Önemli değil, çok fazla uzaklaşmadık zaten.''
Nefesimi sessizce dışarıya bıraktığımda başımı da cama çevirmeyi ihmal etmedim. Ona baktığımda her an bir şeyler soracak diye tedirgin olmak istemiyordum. Bu tavırlarım yüzünden yalnızca soğuk biri olduğumu düşünmesinin çok daha işime geleceğini düşünüyordum.
Kısa süren yolculuğumuzun sonunda yol tarifi yapmamın dışında Jimin ile herhangi bir diyalog kurmamıştım. Sol'ün kreşinin önüne geldiğimizde ise Jimin centilmen bir davranışla kapıyı açarak koltukta duran bebek çantasını eline aldı.
''Gerek yoktu, ben alabilirim.''
Çantam ve ana kucağı ile birlikte, bebek çantasını da nasıl taşıyabileceksem artık? Yalnızca kurtulmaya çalışıyordum.
''Mi Soo bırak da yardım edeyim her şeyi kendi başına yapamazsın değil mi?''
Bir şey söylememe müsaade etmeden Mi Soo'nun bebek çantası ile birlikte önden giden Jimin'e yetişmek adına çantamı çaprazlama omzumdan geçirerek ana kucağını da alttan kavrayıp kucağıma yerleştirdim.
.....
Çalıştığım kafenin kreşe çok yakın olduğunu söyleyerek beni bırakmasını reddettiğim Jimin gözden kaybolunca yakınlardaki bir otobüs durağına koşar adımlarla yürümüştüm. Havanın içimi ürperten bir soğuklukta olmasının yanı sıra, dakikalardır beklediğim otobüsün yalnızca yarım saatte bir buradan geçtiği gerçeğiyle ise kafamı yerlere sürtüp kıvılcımlar çıkarma isteğimi içimde bastırıyordum.
''Ne diye kabul etmediysem?'' diye sessizce söylendiğimde kendi kendime cevap verdim.
''Ne diye kabul edecekmişim?''
Başımı olumluca sallayıp kendime hak verdim. Mümkünse bir daha karşılaşmak dahi istemiyordum fakat gel gör ki karşı dairem görmek istemediğim kişilerle doluydu.
.....
Tedirgin adımlarla kafeye ulaştığımda derin bir nefes alarak tuttuğum kapının kolunu aşağı indirdim. İçeri geçtiğimde ''Hoşgeldiniz'' diyerek beni karşılayan bir çalışanda bakışlarım takıldı.
''Hoşbuldum'' diyerek şaşkın bakışlarımı üzerinde gezdirmeye devam ettiğimde ise patronumun sert sesi beni kendime getirdi.
''Demek teşrif edebildin. Çalıştığın gün başına hakkına düşen miktarı masanın üzerine bıraktım.''
Gözlerimi kısa süreliğine kapatıp tuttuğum nefesimi bıraktım. Korktuğum başıma gelmiş ve işten kovulmuştum ve bu ilk değildi. Ahh ne kadar da harika!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby and Me ❧ Bts
FanfictionMi Soo kucağındaki minik bebeği ile birlikte bir ev kiralamak zorunda kalır fakat karşı dairede bebeğinin babasının kaldığından haberi yoktur.