Yatağın içine girip telefonu ile biraz uğraştıktan sonra telefonu yanındaki komodinin üzerine bırakıp arkasını döndü ve yastığına sarıldı.
Bu demek oluyordu ki, hala aramızda sert rüzgarlar esiyor.
Gözlerimi tavana dikip boş boş bakmakla yetindim sadece.
Ne zaman düzelecektik biz?
Ne zaman tam bir aile olacaktık?Sorular sorular... Aklımı kurçalayan ama asla cevabını bulamadığım sorular.
Yanımdaki hareketlilikle gözlerimi o yöne çevirdim. Yasmin önce doğrulup oturdu yatağa ve ellerini yüzüne kapatıp ovuşturmaya başladı.
Ellerini yüzünden çektiğinde ise gözleri, gözlerimi istila etti.
Gözlerine bakmayı ne kadar çok özlemiştim.Tekrar yatağa uzanıp başını göğsüme koyup sarıldı. Kalbim yerinden fırlayacak gibi atmaya başladığında, içimden sevinç çığlıkları atıyordum. Elimin birini omzuna diğerini sırtına koyup sarıldım, kokusunu özlediğim karıma.
"Geçmiş hakkında en ufak bir şey duymak istemiyorum. Bundan sonra geleceğimize odaklanalım olur mu?"
"Tamam meleğim."
Söylediklerinde çok haklıydı. Ne yaşamış olursak olalım, artık geride bırakıp geleceğe bakmamız gerekiyordu.
.......
Saat geç vakti gösterirken girdi içeri ve üzerindeki gömleği çıkarıp yatağın üzerine fırlattı.
"İşler bitmiyor ama ben bittim."
Kendini yatağın üzerine sırt üstü attıktan sonra bacaklarını kendine doğru çekti. Yatağa yaklaşıp gülümseyerek yorgun görünen karımı süzdüm. Hemen yanına oturup elimi artık kendisini 'buradayım' diye belli eden kızımın üzerine koydum.
Karnı her geçen gün biraz daha büyüyordu. Benimse içim içime sığmıyor biraz önce doğsun istiyordum."Yarın hastaneye gidelim mi?"
Söylediklerime ani tepki olarak toparlanıp oturdu ve başını iki yana salladı.
"Hayır olmaz."
"Bebeğimizi görmek istiyorum."
Gözlerini önüne düşürüp sessizce durdu. Ellerimle sıcak ellerini kavrayıp öptüm.
"Korkmana gerek yok, doktor arkadaşımda orada olacak."
Gözlerini endişeyle, gözlerime kaldırdı.
"Gitmek istemiyorum."
"Sadece bir defa meleğim lütfen. Ultrasona gireceksin o kadar. Başka türlü müdahale olmayacak."
"Korkuyorum. Yine aynı şeyleri yaşamaktan ve bebeğimizi kaybetmekten korkuyorum. Eğer bir kere daha yakalanırsam, kurtulmam imkansız olur."
"Hiç bir şey olmayacak. Her şey yolunda gidecek."
Yüz ifadesi düşünceli bir hal alırken yataktan kalkıp ağır adımlarla banyoya ilerledi.
....
Sabah alarmın çalmasıyla uyandım. Yasmin'in yanağında öperek uyanması için seslendim.
Gözlerini açtı, başını kaldırıp önce bana sonra saate baktıktan sonra tekrar başını yastığa bıraktı."Saat daha erken, biraz daha uyumak istiyorum."
"Olmaz hadi kalk. Hastaneye gideceğiz."
Aldığı nefesi verirken bıkkınlıkla kalkıp oturdu.
Gözlerindeki endişe yine kendini belli ederken, ellerini tuttum."Hadi ama her şey yolunda gidecek."
Başını sallayarak yataktan kalktı ve hazırlanmaya başladı. Bende hazırlandığımda hastaneye yola çıktık.
Arabadan inip hastane kapısına geldiğimizde Yasmin durdu ve endişeyle sağa sola bakmaya başladı.
"Girmek istemiyorum."
Parmaklarımı parmaklarının arasından geçirerek elini sıkıca kavradım.
"Bana güven."
Kapıdan içeri girip doktorun odasına ulaşmıştık ama Yasmin hala oldukça tedirgin ve endişeliydi. Sanki her an bir yerlerden birisi çıkıp zarar verecekmiş gibi etrafına bakınıp duruyordu.
Doktor bey bir kaç dakika beklememiz gerektiğini söyleyip odadan çıktı.
Yasmin'in nefes alışverişi düzensizleşmiş gözlerinin siyahı büyümüştü.Korku, endişe ve tedirginlik içinde ellerini ovalayıp duruyordu. Ellerimi beline dolayıp gözlerine baktım.
"Sakin ol biraz."
"Gidelim buradan."
Başımı iki yana sallayıp ellerimi belinden çekip ellerini tuttum.
"Sorun yok. Endişelenecek bir şey yok."
"Doktor nereye gitti?"
Endişesinin sebebini anlamıştım. Sakinleştirmek için başını ellerimin arasına alıp gülümsedim.
"Gelir birazdan. Hem güvenmeseydim, getirmezdim seni."
Doktor içeri girip gülümseyerek Yasmin'e uzanacağı yeri gösterdi. Hala tedirgin olan karım uzanıp gözlerini kapattı. Doktor karnını açmasını söylediğinde, Yasmin'den önce davranıp ben açmaya başlamıştım.
"Yuşa bey çok heyecanlı görünüyorsunuz."
Doktora gülümseyerek başımı salladım.
Minik ekranda bebeğimizi gördüğümde içimdeki heyecan artmış, sevinç meşaleleri yanmış, mutluluğuma mutluluk katılmıştı.Doktor bey, minik bebeğimizin kalp atışlarınıda dinletmişti.
Yasmin'e baktığımda, gözleri hala kapalıydı ve kendini sıkıyordu. Endişesi geçmemişti. Doktor beye yeterli olduğunu söyleyip meleğimin toparlanmasını sağladım. Gömleğinin düğmelerini kapatıp kalkmasına yardımcı oldum.Yasmin'i daha fazla sıkmak istemediğimden, elinden tuttuğum gibi hastaneden çıkardım. Arabaya bindiğimizde hala nefes alışverişi düzensiz ve endişeliydi.
Neredeyse öğlen olmuştu. Yemek, yemek için beni ilk götürdüğü restorana götürdüm. Hastaneden beri sesi çıkmıyordu. Oturup ağaçlık alandaki manzarayı seyrederken biraz olsun rahatlamış gibiydi. Yemekler gelmiş, kendilerini soğumaya bırakmışlardı. Elimi elinin üzerine koyup hafif kavradığımda, bakışları bana döndü.
"Meleğim iyi misin?"
Başını sallayıp önündeki yemeğe baktı ve çatalını alıp salataya daldırdı.
"Teşekkür ederim."
Söylediğime hiç tepki vermeden yemeğe devam etti ve yemekten sonra eve gitmek istediğini söyledi.
Eve hızlı adımlarla girip Fatih'in odasına çıktı. Fatih'i oyun oynarken gördüğünde derin bir nefes alıp odamıza geçti ve kendini yatağa bıraktı.
"Biraz uyusam iyi olacak."
Alnından öperek uyuması için odada bıraktım.
......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Kalbini Açar Mısın? (Tamamlandı)
FantasíaBir gönül, iki sevda. Kaçmak mı çözüm kalmak mı? Sevdiğine kavuştum derken. İntikama bulanmak mı? Bu aşk denen şey çok garip. Aşk, intikama dönüşür. Hayatın zindan olur. Sevmeye korkarsın. +18