Gece devriyesi vardı, ağrıyan başı ve kapanan göz kapakları kendisini yatağa attı. Biraz uyusa iyi olacaktı.Uykunun kollarına bırakmıştı ki kendisini, bedenini saran güçlü kollar uykunun kollarından tekrar aydırdı kendini ve açtı gözlerini. Kurtulmak için çırpındı kuş misali ama güçlü kollar daha sıkı sarılıp kendi bedenine yapıştırdı bedenini.
"Benim bebeğim kocan. Huzur veren kokun ile uyumak istiyorum. Bundan sonra ayrı yatmak yok."
Başını karısının boynuna gömüp uykuya çoktan dalmıştı ama Yasmin uykusu olmasına rağmen uyumamak için diretti gözlerini. Bir süre sonra ise göz kapaklarına yenik düşmüştü.
....
Telefonun alarmı ile uyandı ve bedenini dolanan kollardan sıyrılmak için harekete geçti. Kollar gevşediği sırada tekrar sıkıca kavradı.
"Neden kalktın?"
Yusuf’un uykulu sesine burnundan soluyarak cevap verdi.
"Devriyem var."
Yusuf saçlarından öptü sevdiği kadının ve gevşetti kollarını, yumuşak ses tonu içindeki endişeyi döktü.
"Dikkat et kendine, seni yeni bulmuşken tekrar kaybetmek istemiyorum."
Gözlerini devirerek kalktı yanından, dağılmış saçlarından başlayarak hazırlandı. Gecenin koynuna attı kendini ve daldı geçmişin anılarına. İlk aşkını düşündü, Yusuf’u. Sonra üzerine kar olarak serptiği Yuşa'yı.
Neydi bu aşk oyunu. Yusuf’u seviyordu sevmesine ama neden şimdi kabullenemiyordu. Yusuf’un sevdasına, Yuşa'nın sevda kılıfını geçirmişti zamanla ve artık bu kılıfı çıkarması gerekiyordu. Hayatı kendisine zindan etmek yerine, mutlu olabilirdi.
Yıllar içinde neler değişmişti böyle. Şimdi üç çocuğu vardı. Babalarının kim olduğunun bir önemi yoktu. Hepsi can parçasıydı ve mutlu olmaları için elinden geleni yapacaktı. Hayatını onlar için yaşayacaktı bundan sonra.
Eve döndüğünde yatağında hala Yusuf’un yattığını gördü ve onun odasına giderek yatağına yattı. Yanında yatmak istemiyordu. Alışması için zamana ihtiyacı vardı belkide.
Başını yastıkla buluşturduğunda, Yusuf’un yastığa sinmiş kokusu burnunu ulaştı. Yüzünde istemsiz gülümseme belirerek daldı uykuya.
Kaburgalarını kıracak derecede bedenine dolanan kollar ile nefes nefese uyandı. Üzerindeki ağırlıktan dolayı kalkamamış sadece başını hareket ettire bilmişti. Kulağına değen dudaklar içini ürperti.
"Sana ayrı yatmak yok demiştim. Ne işin var burada, yanımda olman gerekirdi."
Nefesini toparlanıp aklına gelen ilk cümleleri dökü verdi.
"Seni rahatsız etmek istemedim."
Boynuna inen dudaklara engel olmak için geri çekilmeye çalıştı, ne kadar işe yaramasada.
"Sen beni rahatsız etmezsin."
Boynuna verdiği nefesler arasında konuşan Yusuf başını kaldırdı siyah gözlere dalarcasına.
"Zamanla alışacaksın Yasmin. Sevmiyor olsan bile, zamanla seveceksin beni."
Gözlerini kaçırıp itelemeye çalıştı.
"Kalk üzerimden."
Yusuf’un geri çekilmesi ile yataktan fırlayarak ayağa dikildi. Güneş yeryüzünü yeni aydınlatmaya başlamış, perde aralalıklarından içeri girmeye çalışıyordu. Perdenin renginden kaynaklı odanın içini kırmızımsı loş ışık dolduruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Kalbini Açar Mısın? (Tamamlandı)
FantastikBir gönül, iki sevda. Kaçmak mı çözüm kalmak mı? Sevdiğine kavuştum derken. İntikama bulanmak mı? Bu aşk denen şey çok garip. Aşk, intikama dönüşür. Hayatın zindan olur. Sevmeye korkarsın. +18