Elini karnına koymuş, okuduğu kitap göğsünün üzerine düşmüş, mışıl mışıl uyuyordu. Kitabı alıp örtüyü üzerine çektim. Yanına uzanıp gülümseyerek büyümüş olan karnına baktım.
Doğmasını sabırsızlıkla bekliyordum. Baba olmanın ne demek olduğunu Fatih'te tattığımı düşünmüştüm. Şimdi ise çok farklı bir duygu olduğunu anlıyordum. Yusuf’unda bu duyguları tatmasını isterdim doğrusu, ama artık bu mümkün olur muydu bilemiyordiçindBen
Ben düşüncelere dalmış meleğimi izlerken, yüzünü buruşturarak uyandı ve acı içinde toparlanmaya çalıştı. Bende endişeyle doğruldum.
"Canım sancın mı var?"
Ellerini karnına götürürken başını salladı. Derin derin nefes almaya çalışıyor, bir yandan da üzerindeki örtüyü kaldırıyordu. Boğuk ve endişeli sesiyle...
"Banyoya gitmem lazım."
Hızla kalkıp yanına yaklaştım. Kucağıma alacağım sırada, bana engel olup elini omzuma atıp destek olmamı istedi. Belinden kavrayıp destekleyerek banyoya götürdüm. Küvetin içini suyla doldurmamı istediğinde, dediğini yaptım.
Sancıdan elini karnına koymuştu. Havluların bir kaçını alıp su dolu küvete attı. Diğerlerinide küvetin yanına bıraktıktan sonra üzerindekileri çıkarmaya başladı.
"Dışarı çık."
"Ne?"
"Yuşa dışarı çık."
Bir süre söylediği karşısında donakaldım. Bu halde bırakıp nasıl çıkardım?
"Yasmin sen bu haldeyken, seni nasıl bırakırım?"
Dişlerini acıdan sıkıp gözlerini kapattı ve sesini yükseltip söylediğini tekrarladı.
"Çık dedim, hemen dışarı çık."
"Tamam."
Ne yapacağıma karar veremesemde, kendimi çoktan dışarı atmıştım. Kapının önünde durup içerden gelen sesleri dinlemekten başka bir şey yapamıyordum. Kapıyı açmaya çalıştım ama kilitlenmiş olduğundan açamadım.
Böyle beklemenin bir faydasının olmayacağını düşünüp doktoru aradım ve Yasmin'in sesinin kesilmesiyle korktum, kapıyı kırıp banyoya daldım.Küvetin hemen yanında, kucağında beyaz havluya sarılmış bebeğimiz ile çırılçıplak duran karıma baktım. Bebeğimizi bacaklarının üzerine bırakmış yarı baygın bir halde duruyordu. Zorla aldığı nefesi tekrar verirken ismimi mırıldandı.
Yanına ulaşıp eğildim ve kızımızı kucağıma aldım. Havlunun yer yer kan olan kısımlarına değen ellerimde kan oluyordu. Kanı umursamadan önce bebeğimizi, ardındanda karımı banyodan çıkarıp yatağa yatırdım.Yasmin'i yatağa bırakı bırakmaz yorgun düşmüş bedeni uykuya daldı. Kızımızı nemli havlu ile temizleyip giydirdim. Mavi gözleriyle etrafa bakınan kızıma bakıp baba oluşuma şükrediyordum.
Gözlerini benden alırken, minik burnu ve ağzı annesinin tıpa tıp aynısıydı. Bir süre daha kızımı izledikten sonra beşiğini hazırlayıp yatırdım.
Yasmin uyanmış dalgın gözlerle bana bakıyordu.
"Meleğim."
Gözlerini bir kaç kere kırpıştırdıktan sonra kurumuş dudaklarını araladı.
"Bebeğim."
"Bebeğimiz iyi ama acıkmış galiba huysuzluk yapıyor."
Yataktan zorla doğrulup oturdu.
"Beni banyoya götürür müsün?"
Gülümseyerek kucağıma aldım ve banyoya taşıdım. Yıkanmasına yardım ettikten sonra banyodan çıkarıp üzerini giydirdim.
Bebeğimizin karnını doyurması için kucağına verdim. Karımında bir şeyler yemesi gerektiğini düşünerek mutfağa indim ve elime aldığım tepsiye dolaptan çıkardığım meyve suyu ve kurabiyelerden koydum.Elimde tepsiyle odaya çıktığımda, gülümseyerek kızımıza bakan sevdiğimin yanına yaklaştım. Başını çevirip gözlerime baktı uzun uzun.
"Gözleri babasının ki gibi çok güzel."
Elimdeki tepsiyi şifonyerin üzerine bırakıp yanlarına oturdum. Önce karımın sonrada kızımın alnından öptüm.
Duygularım sevgi harmanı olmuş, araya heyecan kaynamış durumdaydı. Konuşmak istiyor ama ne söyleyeceğimi bilemiyordum.
'Şuan dünyanın en mutlu adamı bendim.' diye geçiriyordum içimden. Karşımda bulunan muhteşem manzaraya hayranlıkla bakıyordum.
Kapının sesiyle yanlarında ayrılıp aşağı indim. Doktor gelmiş, bebeğimizi muayene edip sorun olmadığını söylemişti.
.........
Uyuyan kızımı beşiğine yatırdım ve yatağa dönüp yorgun gözlerimi kapattım. Tüm gece uyumamış, hem kızım, hem de karımla ilgilenmiştim.
Yatağın diğer tarafında ağırlık hissetmemle göğsüme başını koyması bir oldu. Karıma sıkı sıkı sarılıp uykuya daldım...
.......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Kalbini Açar Mısın? (Tamamlandı)
FantasíaBir gönül, iki sevda. Kaçmak mı çözüm kalmak mı? Sevdiğine kavuştum derken. İntikama bulanmak mı? Bu aşk denen şey çok garip. Aşk, intikama dönüşür. Hayatın zindan olur. Sevmeye korkarsın. +18