"Komserim uyuşturucu kaçakçılığı sebebi ile tutuklanan kadın sabah hastaneye götürülürken firar etmiş."
Kaşlarını çattı, öfke ile elindeki kalemi sıkarken, gözlerini önündeki boş dosya ya dikti.
"Kızı için tedbir alın ona zarar vermeye çalışabilir."
Emiri alan Semih uygulamaya koyulurken, Yasmin gelen ihbar üzerine ayarlanmıştı. Saatine baktı ve Yusuf'un gelmiş olma ihtimaline karşı etrafa göz gezdirdi. Bugün yarım gün izinli olduğu için öğleden sonra gelecekti.
Olay yerine ulaşmış, ekibi dağıtarak firar eden kadını arıyorlardı. Belki iki saat olmuştu ama etrafta en ufak bir iz yoktu. Arayan kişinin kimliği bile belli değildi. Asılsız ihbar olduğunu düşünmüş son kezde olsa etrafa bakmak için yorulan ekibini dağıtmıştı.
Kendiside gözden kaçırdığını düşündüğü yerlere bakınıyordu. İlerde ekip arabasının durması ile içinden Yusuf inmişti. Yusuf'u görünce yüzü gülmüş, kendisine yaklaşmasını bekliyordu.
Yusuf yardım amaçlı direk olay yerine gelmişti. Bir de karısı gözünün önünde olsun istiyordu. Onu göremediğinde içi sıkılıyor kendini huzursuz hissediyordu.
Gülümseyerek karşı kaldırımda, kendisini bekleyen karısına ilerlemeye başladı. Yüzünde güller açan karısına bakmaya doyamıyordu.
Bir kaç adım daha atmıştı ki, nerden çıktığı belli olmayan bir kadın elindeki bıçağı Yasmin'in karnına sağladığını gördü.
Yasmin karnında hissettiği acı ile sendelemiş, geri geri adım atmıştı. Kadın Yasmin'in karnından çıkardığı bıçağı tekrar tekrar karnına saplarken, "senin yüzünden girdim o fare deliğine" diye bağırıyordu.
Ekip arkadaşları yetişip kadını yakalamış ve ters kelepçe takmışlardı. Bu arada Yusuf'ta sevdiği kadının yanında aldı soluğu ve kanlar içinde yere serilen bedenine göz yaşları içinde baktı.
Karısının başını dizlerine çekerek, korku içinde saçlarını ve yanağını okşuyordu.
"Bebeğim beni bırakma sakın. Seni kaybedemen lütfen dayan biraz."
Yasmin konuşmak için araladığında dudaklarını, canı daha fazla yanmıştı. Biliyordu ki bu sondu. Karnına aldığı bıçak darbeleri derin ve ölümcüldü. Kana bulanmış elini kocasının yanağına uzattı son defa dokunurcasına.
"Çocuklarımıza iyi bak."
"Yasmin."
Göz yaşları ardı ardınca akıyor ne yapacağını bilemiyordu.
Yasmin gülümsedi gökyüzüne bakarak ve dudaklarından "Yuşa" ismi döküldü.
Yusuf’un yanağındaki eli bedeninin yanına düşerken verdi son nefesini. Ve bir hayata daha son verildi. Geriye yaşanmışlar kaldı yığınla. Aşklar kaldı efsanelerde. Hikaye oldu hayatlar. Okurlar kaldı geriye...
.....
Yıllar Sonra
Gökşin anne ve babasının mezarını sularken, abiside getirdiği çiçekleri mezarın üzerine diziyordu. Denizalp babasının elinden tutmuş diğer boşta kalan eli ile mezarın üzerindeki toprakla oynuyordu.
Gökşin mavi gözlerini belerterek baktı gözü yaşlı babasına ve aklındaki soruyu sormak için araladı dudaklarını.
"Baba, annem ve babam mutlumudur orada?"
Yusuf kızına gülümseyerek eğildi ve saçlarından öptü.
"Eminim üçüde mutludur kızım."
Denizalp kaldırarak omzuna aldı ve Gökşin'in de elini tuttu. Fatih'te kardeşinin diğer elinden tutarak çıktılar mezarlıktan.
En başından beri hikayemi takip edip yorumları ile beni motive eden okurlarıma çok teşekkür ediyorum...💕💕💕
Yeni bir YASMİN'li hilayede görüşmek üzere, hoşça kalın 💕 ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Kalbini Açar Mısın? (Tamamlandı)
FantastikBir gönül, iki sevda. Kaçmak mı çözüm kalmak mı? Sevdiğine kavuştum derken. İntikama bulanmak mı? Bu aşk denen şey çok garip. Aşk, intikama dönüşür. Hayatın zindan olur. Sevmeye korkarsın. +18