0.4

169 67 5
                                    


Bade : Nasıl yanı karşıma mi çıkacaksın ?

0534......: Hayır sevgilim olduğunda beraber yiyeceğiz :D

Bade : Kendinden çok eminsin bakıyorum.

Bir yandan kaldırımda yürüyordum bir yandan mesaj yazıyordum.

0534.......: Evet eminim son kararım :D

Bade : Neyse zaten ankara çok soğuk sende espiriyle iyice soğuttun :D

0534.......: Evet baya soğukmuş. Senin o minnacık ellerin üşür şimdi eve gidince yazarsın kızılım.

Bade : Tamam görüşürüz.

0534.......: Görüşürüz.

Telefonumu cebime atıp hızlıca yürümeye başladım. Hava buz gibiydi.

Eve geldigimde anahtarımla kapıyı açıp içeriye girdim. Her zaman ki gibi mutfakta olan anneme bağırarak.

"Ben geldimmmm."

Annem elinde bıçakla gözleri yaşlı bir şekilde mutfaktan çıkıp.

"Hoşgeldin kızım." Annemin bu haline gülümsedim.

"Bir soğan vakası mi var?" Diye sordum. Annem gülerek basını salladı.

"Maalesef."

"Tamam anne üzerimi değiştirip hemen geliyorum."

Diyerek annemin yanağından öptüm. Merdivenlerden çıkıp sağdaki odama girdim. O sırada benim hemen yan odamdaki sevgili abim Taha çıktı. Evet bir abim var ve abim diye söylemiyorum çok yakışıklıdır ve kendisi avukattır bütün bekar kızlara buradan duyurulur. Yanıma gelerek saçlarımdan öptü.

"Nasıl geçti günün güzelim?" Kafamı sağa sola sallayıp.

"Eh işte abi idare eder. Senin günün nasıl geçti?"

Oda beni tekrar ederek.

"Eh işte." Gülümsedim.

"Hadi sen geç üzerini değiştir." Kafamı sallayıp kapımın kolunu aşağıya indirdim ve kendimi odamın içerisine attım. İnanamayacaksiniz ama odamın çoğu eşyası maviydi mavi çarşaflar, mavi yatak başlığı, mavi dolaplar, mavi renginde aynam... Ne yapayım seviyorum maviyi aşk bence maviye benzer.

Çantamı yatağımın yanına bırakıp üzerimdeki montunda çıkartıp yatağıma koydum. Mavi dolabımın yanına gittim ağzını açıp mavi bir kazak ve kot pantolonu alıp yatağımın üzerine bıraktım. Üzerimdeki okul formalarını çıkartıp mavi kazağımı ve pantolonumu giydim. Okul formalarımı yataktan alıp bir güzel katladım ve dolabıma yerleştirdim. Bu sırada montumun cebindeki telefonumu aldım ve aşağıya indim.

Salona geldiğimde abimi futbol izlerken buldum. Hiçbirşey demeden mutfağa girdim. Annem hala doğramakta olduğu soğanla cebelleşiyordu. Hiç vakit kaybetmeden elinden aldım ve doğramaya başladım. Küçük küçük dilimleyip annemin gösterdiği tencereye döktüm. Annem karıştırmaya devam ederken kapı çaldı. Abim salondan bağırarak.

"Ben bakarım." Dedi. Bizde sesimizi çıkarmadan yemekleri yapmaya devam ettik. Az sonra mutfak kapısından abim ve babam elinde poşetlerle içeriye girdiler.

"Hoşgeldin bey." Ben hemen poşetlere atılıp babamın ne getirdiğine baktım. İstediğim kayısılı meyve suyunu bulunca gülümsedim. Öyle bir bakıyordum ki meyve suyuna abim gülerek beni gösterip.

"Şuna bak sanki altın buldu." Diyerek saçlarımı karıştırıp güldü. Ben ona ters ters bakarken annem ve babam bizim bu hallerimize gülüyorlardı.

Babama sarılıp hoşgeldin dedikten sonra babamda bana

"Hosbulduk benim güzel kızım."

Elimdeki kayısılı meyve suyunu sallayıp.

"Meyve suyu için teşekkür ederim baba." Dedim. Babam saçlarımı öperek.

"Hadi hadi ne teşekkürüymüş hem ben kurt gibi açım beş dakika içinde yemek hazır olsun." Dedi. Asker selamı vererek.

"Emredersiniz babacım." Dedikten sonra abim gülerek.

"Maskara seni." Dedi. Babama sarılıp ona öpücük attım. Babamdan ayrılıp meyve suyunu dolaba yerleştirdim.

Babam ve abimde içeriye geçtiler. Annem bana yerdeki poşetleri gösterip.

"Kızım şunlarıda dolaba yerleştirip ver." Bir of çekip.

"Ama anne-" Annem gözlerini büyültüp küçük bir çocuk gibi baktı. Of ya her seferinde bunu yapıyordu. İçimdeki ses hareketlenip 'klasik anne taktiği her kapıyı açar.'

"Ama Bade." Dedi. Tekrar oflayıp poşetlerin içindekileri dolaba yerleştirdim ve masaya oturdum. Annemde bu sırada sofrayı hazırlıyordu. Tabaklarin içine yemekleri koydu bana bakıp.

"Hadi git babanları çağır." Oturduğum yerden kalkıp babamlarin yanına gittiğimde babam ve abim maç ile ilgili birşeyler konuşuyorlardı.

"Baba,abi yemek hazır." Babam ve abim oturdukları yerden kalktılar beraber mutfağa yürüdük. Masaya geldiğimizde hepimiz yerlerimize oturduk.

"Bismillahirrahmanirrahim." Diyerek hepimiz yemeklerimizi yemeğe başladık.

Yemek faslı bittikten sonra hepimiz salonda çaylarımızı yudumluyorduk. Benim çayım bittikten sonra bardağımı tepsiye bıraktım.

"Size afiyet olsun. Ben gidip ders çalışayım." Abim kafasını koltuğun arkasından eğerek.

"Kendini çok yorma." Dedi. Gülümseyerek öpücük attım.

"Tamam abicim." Oda bana öpücük attıktan sonra odama çıktım.

Odama girdiğimde lambayı yakıp yatağımın yanındaki çantamı çıkartıp test kitaplarımı çıkardım. Arka taraftaki fermuarı açıp içindeki kutuyuda çıkartım. Gülümsedim sadece gülümsedim.

Pantolomun içindeki telefonu çıkartıp internetini açtım. Acar açmaz whatsaptan bir sürü mesaj gelmişti. Hemen whatsaba girdim bilinmeyenden de bir mesaj vardı.

0534.......: O nasıl gülümsemedir zalımın kızı :D titrettin beni titrettin. :D

(19:03)

Mesajına kıkırdadım ama farkettiğim bir ayrıntıyla gözlerim fal taşı gibi açıldı. Mesajı biraz önce gelmişti. Yani şuan beni izliyordu buradaydı. Hemen cama çıkıp etrafa bakındım ama kimse yoktu. Yatağımın bir ucuna oturup mesaj yazmaya başladım.

Bade : Neden saklanıyorsun benden?

0534.......: Çünkü şimdi görmen gerekmiyor. Zamanı geldiğinde göreceksin beni.

Bade : Peki sen nasıl istersen. Bari adını söyle ki telefona kaydedebileyim.

0534.......: Eymen adım eymen.

0534....... kişisini Eymen diye değiştirdiniz.

İKİ DİRHEM BİR ÇEKİRDEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin