2.3

37 10 0
                                    



  Mert ile  nişanlanmamızdan bir hafta geçmiş ve biz o bir haftayı dolu dolu geçirmiştik. Nasıl mı? Hemen anlatayım.

O bana matematik anlatmıştı bir güzel test çözdürmüştü, bende ona tarih anlatıp test çözdürmüştüm. Anlayacağız gayet testli, verimli bir hafta geçmişti.

O günlerde sadece bunları yapmamıştık babam Mert'i daha da yakından tanımak istediğini söylemişti. Bende bi mutlulukla hemen Mert'e söylemiştim Mert'e bi mutlulukla birkac kere gidip gelmişti ve anlaşılan o ki babam Mert'i cok beğenmişti ve sevmişti. Abim desen oda ayrı sevmişti Mert'i ama beni alıp götüreceği için herhalde bizi yan yana görmeye bile alışmamıştı. Ne zaman yan yana görse 'sen hala benim kardeşimsin geç bakıyım' diyip beni yanına çekerdi.

Her şey nasıl hızlı ilerliyordu anlamamıştık. Daha bir hafta önce nişanımız olmuştu, şimdiyse okul kantininde birlikte kutu bardaklarımızda çaylarımızı içiyorduk. Ha birde söylemeyi unutuyordum bizim Ali de sözünü tutmuştu. Arzuyla sevgili olmuşlardı görünüşe göre iddiayı o kazanmıştı ve benim özür dilemem gerekiyordu.

"Kızıl yarim ne düşünüyorsun öyle?" Mert'in sesiyle hemen yanımdan hiç ayrılmayan sevgilime kafamı çevirip şöyle bir baktım. İçimden 'hey maşallah analar neler doğuruyor.' Diye geçirdim.

"Hiç öyle bizi düşünüyordum." Dedim bardağımla oynarken. O ise sırıttı "yanımdayken bile bizi mi düşünüyorsun?" Diye sordu muzip bir ifadeyle.

"Hımm bizi her zaman düşünürüm." Dedim ve elimdeki boş bardağı bırakıp kafamı Mert'in omzuna yasladım. Mert alnıma bir öpücük kondururken dudaklarını alnımdan çekip çok uzaklaşmadan konuştu "canımın içisin sen biliyorsun değil mi?" Omzundaki kafamı yatırırken gözlerine bakabilmek için kafamı biraz kaldırdım.

"Biliyorum sende benim için öylesin." Onun çekik gözlerine bakarken nefes aldım hep böyle olurum zaten. Onun yanında hep nefes alırım "biraz geç oldu ama." Dedim buruk bir sevinçle. Ben Mert'i daha önce görmeliydim bana ilk yaklaştığı zamanlarda daha ılımlı olmalıydım onunla yasayacak güzel anılar biriktirmeliydim ama aptaldım ben.

"Kızılım hani bunları konuşmuştuk? Demek ki bizim böyle bir şekilde başlamamız gerekiyormuş. Hayırlısı şimdiymiş." Dedi elini kaldırıp yanağımı okşarken "böyle söyleyip bir daha beni de üzme tamam mı?"

"Ama ne yapayım çok aptaldım. Seni üzdüm, belki seni her defasında kırdım bir türlü kendimi affedemiyorum. Hem başlarda olsaydı şimdiye çok güzel anılar biriktirmiştik bu okulda." Gülümsedi ve yanağımı okşamaya devam etti.

"Güzelim benim sen beni hiç üzmedin inan gram üzmedin. Bunu sakın düşünme. Hem biz güzel anılar yine biriktiririz sen sakın üzülme. Badem önemli olan artık bana gelmiş olman. Tamam mı güzelim bir daha kendini bu konuda üzme. Dayanamıyorum." Elim yanaklarına ulaşıp hafif çıkmış sakallarını okşarken kafamı salladım.

"Tamam." Dedim ve bi anda sessizleştik. Zaten kantinde bizden başka kimse olmadığı icin ortalık sessizdi. "Mert?" Diye seslendim. Gözleri gözlerimi hedef alırken "seni seviyorum. Seni çok seviyorum." Gülümsedi ve kalbini tuttu.

"Kızım yapma birden benim bir tane kalbim var dayanmıyor." Kendimi gülümsemekten alamazken Mert elini yanağıma tekrar dokundurdu "sana aşığım."

"Aferin gel." Dedim göğsüme koca oğlanı çekerken. Göğsüme yattı ve derin derin nefesler aldı.

"Ne kokuyorsun sen hımm?" Dedi fısıltıyla yutkundum kötü mü kokuyordum yani "bir şey kokmuyorum. Kötü mü kokuyorum." Kafasını göğsümden kaldırıp yanaklarımı sıktı "hayır şapşal." Dedi ve devam etti "bildiğin huzur kokuyorsun sen." Gülümsedim ama o acı acı gülümsedi "tıpkı annem gibi kokuyorsun." Beni kendine çekip sarılırken.

İKİ DİRHEM BİR ÇEKİRDEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin