2.3

412 41 188
                                    

Breaking Benjamin : Without You



Üzgünüm.



Bobby'nin gelmesi uzun sürmemişti ve o gelir gelmez hastaneye gitmiştik. Hala sürekli işe yaramaz bir şekilde öksürüyor ve hapşırıyordum. Cas içeride ameliyatanedeydi. Geçirdiği nöbet hakkında Tessa ile konuşmuştum ve nöbetin panik atak ile ilgili olduğunu söylemişti. Çok önemli değildi ancak elindeki kesik adını söyleyemediğim aptal bir hayati damara denk gelmişti ve... her ne kadar bir kaç önlüklü aptal bana bunun önemli olmadığını söylese de söz konusu hayatımın aşkıydı. Söz konusu Cas'ti...


Dışarıda benim yüzümden sırılsıklam ıslanmış Bobby ile oturuyorduk. Sürekli hapşırdığum ve öksürdüğüm için hazır hastanedeyken muayene olmamı istiyordu ancak ben kendimde ağlayacak gücü bulamazken sadece hayatımın anlamını beklemeye gücüm vardı.


Dediklerine göre operasyon oldukça başarılıydı. Yalnızca on beş dakika süren ameliyat başımı döndürmüş, bana bir asır gibi gelmişti. Aptal bir doktorun mırıldandığına göre "Ergenlik yapmaya lüzum yoktu". İyi olsam doktora gidip kendini becermesini söyleyebilirdim ancak yalnızca sustum. 


Çok geçmeden önce kızları ve Samandriel ile Anna hastane koridorunda belirdi. Ardından Sam ve Charlie. Her ne kadar tam bir götlek olduğuna inansam da Balthazar denen herif de Cas için hastaneye gelmişti. Evet operasyon başarılıydı. Ancak bu hiçbir şey ifade etmiyordu. Cas'in başına herhangi bir şey gelmesi bu kadar insanı endişelendiriyordu ve bu içimi rahatlatmıştı. Ne bileyim olur da bana bir şey olursa Cas için bu fırtınalı ve sağanaklı günde işlerini güçlerini bırakıp gelecek onlarca insan vardı.


"Bay...Winchester. Ah şu tüfek gibi. Yalnızca sizin girmenize izin verebilirim. Hasta iki saat sonra psikiyatri kanadına transfer olacak ve psikiyatri uzmanımız Bayan Barnes , Bay Novak'ın çabucak taburcu olacağından emin. İzninizle. Unutmadan... bu arada sakın hastayı yormayın. Sorular sormayın ve teselli edici cümleler kurun. Hasta çok kan kaybetti." Hemşire burnunu çekerek içeriden çıkarken konuştu. Ne zaman odaya girdim bilmiyorum. Ama odaya girer girmez nasıl kendimi Cas'in yanında bulduğumu çok iyi biliyorum.


Kendi kendime acı acı gülümsedim. Artık her dakika Cas'i ironik bir şekilde çiçeklerle donatılmış hastalara verilen aptal elbiseler içerisinde görmekten bıkmıştım. Aşkımın bu denli neyden endişelendiğini ve kendini yaralamak pahasına neden kendinden geçtiğini öğrenmek ve tüm korkularıyla savaşmak istiyordum.


Cas soluk gözükse de hala yüzünde canlı bir ifade vardı. Gözlerini tam açamasa da gözlerimle gözleri buluştuğunda anlaşabildiğimiz kadar anlaşabiliyorduk. Yanındaki tabureye oturduğumda dudaklarının kenarları kıvrıldı.


"Endişeli gözüküyorsun bal arım." sesi kuru ve cansızdı. Tanrım! Adamcağıza, aşkıma, su içirmeyi ihmal mi etmişlerdi. 


"Öyle mi dersin!" kuru kuru gülümsedim ancak duygusal olarak onu yormamam gerektiğini hatırladım ve türlü türlü sargılarla sarılmamış olan elini avcuma alıp hafifçe sıktım. "Beni çok korkuttun... tekrar dul kaldım sandım." b

Çiçekçi Dükkanı //DESTİELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin