2.5

332 39 154
                                    

James Young : I'll Be Good



ORGANİZASYON



Dean , etrafındaki kan pıhtısı lekelerinin ellerini ovalamaktan arınmış olduğu tırnaklarına baktı. Kendini acı çekmemeye odakladığında başarılı olabiliyordu. Ya da belki de içindeki acılar vücudundaki morarıkları, kızarıkları, hastalığını unutturuyordu ona. Belki de sistemindeki viski acıyı hafifletiyordu. Dean'e sorsanız vücudunu toksikle kaplayan iğrenç ilaçlara yaklaşmazdı. Ancak bu sefer Sam onu ikna etmiş ve ona bir reçete dolusu ilaç almıştı.


Sam abisini çok seviyordu. Şüphesiz ki. Ama bilemezdi ki Dean iyileşmek istemiyordu. Kendini belki böyle cezalandırabilirdi. Sam'den sonra onun için en önemli olan kişinin kalbini kırdığını düşünüyor, onu korumak uğruna onun haberi bile olmadan Castiel'ın canını yakmanın kahrını yaşamak istiyordu. 


Bir saate yaklaşık bir süredir ellerini su altında ovalamaktan parmak uçları buruşmuştu ve soğuk su canını yakmıştı. Sıcak su kullansaydı belki ellerindeki kan daha çabuk geçebilirdi ancak güya kendini cezalandıracaktı o. Dean Winchester'a kimse laf geçiremez. Sam ile Charlie ona defalarca ne olduğunu sormuşlardı ancak Dean sadece acı bir şekilde gülümseyip her şeyin mükemmel olduğunu söylemişti onlara. Bu iki gün önceydi ve Dean ellerinde katılaşmış olan kanı temizlemeyi ancak şimdi akıl etmişti.


Resmen hastaneye gidip kendi elleriyle ilişkilerini sonlandırmıştı. Bu onun eseriydi. Kendi sözleriyle ipini çekmişti. En azından o bunu düşünüyordu. Eve ilk geldiğinde Castiel'ın göğsüne attığı o hafif ama acı yüklü yumrukları unutmaya çalıştı Dean ancak bunlar belki de sevgilisinden gelecek son dokunuşlar olarak kalacaktı.


"Tanrım! Gerçekten de bitti." Sesi cümlenin sonuna doğru kısıldı yansımasıyla konuşan Dean'in. Kendi suratının yansımasına baktıkça kendini daha iğrenç, daha çirkin ve acımasız buluyordu. Kahkaha atmaya başladı. 'Cas'e kavuşalı bir hafta dahi olmamıştı! Ama tüm hayatım onunla geçmiş gibiydi sanki. O bir hafta yaşamışım sadece meğersen.' diye geçirdi içinden. Acıyla yutkunmaya çalıştı. Boğazı ağlama isteğini engellemenin verdiği o iğrenç his ile yanıyordu artık. Kim bilir Castiel ne haldeydi onu merak ediyordu.


Sevgilisini hastanede terk etmişti çünkü sevgilisi onun yalan söylediğini anlayacak kadar tanıyordu Dean'i ki zaten yalan söylediğini anlarsa iş başka boyutlara taşınırdı. Ayrıca Crowley'nin de dediği gibi ne kadar çabuk olursa o kadar acısız olacaktı . Ne de olsa Dean, nişanlısından gelen daha fazla flörtü, sevişmeyi, öpüşmeyi kaldıramazdı. Çünkü bunları kendi elleriyle parçalamak zorunda olacağını bilecekti. Ve en önemlisi Crowley'nin Castiel'a zarar verme ihtimalini görmezden gelemezdi.


Boğazından yükselen hıçkırığa izin vermemişti.


Gözlerinden süzülmeye başlayan yaşlara da izin vermemişti.


Ancak Castiel ile bitmelerine izin vermişti.


Göz göre göre sevdiğinin acıdan haykırarak ayaklanmasına, onun acı çekmesine izin vermişti.

Çiçekçi Dükkanı //DESTİELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin