16|İkizler ve Quidditch

564 110 41
                                    

____________

''Ama niye artık Zihinbend dersi almıyorsun?'' diye sordu Hermione.

''Artık temel bilgileri edindiğime göre, Snape tek başıma devam edebileceğimi düşünüyor.'' dedi yalanını şey yaptığımın Harry'si.

Kaşlarımı alaycı bir şekilde ''Ciddi misin?'' dercesine kaldırdım.

''Harry sen benimle gelsene.'' kolundan çekip ortak salonun başka bir köşesine götürdüm.

''Ne oldu?'' diye sordu.

''Neden yalan söylüyorsun, oğlum?''

''Yalan falan söylemi -''

''Snape'in Düşünseli'nde gördüklerini biliyorum.'' dedim sakince.

''Ne, Nasıl?'' diye sordu.

''Harry, bak, birlikte dört yıl - aman altı, yedi ay falan geçirdik. Bence artık sorgulama.'' dedim.

Harry kaşlarını çattı, ''Sirius'un yanına gidip ona sormak istiyorum.'' dedi.

''Genç olanın yanına gitmeyi düşünüyorsundur inşallah?'' dedim tereddütle.

Gözlerini kaçırdı ''Şey, yani, aslın -''

''Sen malsın, harbiden malsın ya. Ulan burada Düşünseli'nde gördüğün kişilerin orijinali var, ne ekşın arıyorsun?''

''Bilmiyorum, orada gördüklerim gerçekten çok kötüydü. Annem babamdan nefret ediyor gibiydi,'' Çapulcularla Lily'nin olduğu yere bakıp sesini alçalttı. ''Onunla nasıl evlendi ki? Ya da ne bileyim evlenecek?''

''Özürlü müsün, sen ya? Farkında mısın bilmiyorum ama annenle baban şu an baya baya sevgililer, gayet de aşık görünüyorlar. Onlara göre iki yıl önce olan olaylar yüzünden mi onları yargılıyorsun?''

''Eğer benim gördüklerimi sen de görseydi -''

''Farklı bir versiyonunu gördüğüme, hatta okuduğuma emin olabilirsin, Harry.'' dedim.

Tekrar oraya baktı, James'in ona baktığını fark edince hemen bakışlarını kaçırdı. Amk özürlüsü Düşünseli'ni gördüğünden beri onlara tekrar soğuk davranmaya başlamıştı.

''En kısa zamanda Umbridge'in bacalarından birini kullanıp Grimmauld Meydanı'na gitmeliyim.'' dedi.

''Aman ne halt yersen ye be.'' deyip Hermione ve Ron'un yanına gittim.

Sülalem rahat hareket ediyordum çünkü böyle bir şeyin olacağını ve yakalanmayacağını biliyordum.

Paskalya tatilinin ilk günüydü ve ben çok mutluydum, Paskalya tatillerinin anlamı bahar geldi demekti. Pencere kenarına gidip kafamı uzattım, bahar havasını içime çekip gözlerimi kapadım.

Günler geçtikçe hava daha meltemli, güneşli ve sıcak bir hal aldı, en sevdiğim hava türü bu. Özellikle böyle havalarda Quidditch antrenmanı yapmak... bunun kadar çok az kral hareket gördüm. Tabii antrenmanların korkunç gitmesini çıkarırsam. Bok gibi oynuyorduk ama maç zamanı geldiğinde Ron'a vahiy inmiş gibi oynayacağını biliyordum, o yüzden bu konuda da rahattım. Rahat olmadığım konu ise S.B.D'lerdi. Onları nasıl geçeceğim, daha doğrusu onların bana nasıl geçeceği konusunda hiçbir fikrim yoktu. Sınav zamanı yaklaştığı için beş ve yedinci sınıflar içeriye tıkılıp kalmıştı. Bir an önce şu lanet okuduğumun sınavı bitse de boş boş gölün civarında dolansam diye düşünüyordum sürekli.

Son Quidditch antrenmanında benim gibi Vurucu olan Jack Sloper salağı, sopasıyla kendi kendini bayılttığı için hastane kanadına gitti.

Durum böyle olunca, beni teselli eden tek şey havaların güzel olması ve Mrs Weasley'nin bana da bir Paskalya yumurtası yollamasıydı. Ortak salonda şekerli kremayla süslenmiş yumurtamı yavaş yavaş yiyordum.

Inside of Hogwarts | Harry PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin