Inside of Hogwarts | Harry Potter

25|Bezir Krizi

____________

Şömineden ayağa kalktığımda Profesör McGonagall'ı uyanık ve masasındaki notlarına bakar bir halde gördüm.

''Halıya kül dökmemeye çalışın ve doğruca yatakhanenize gidin, Miss Yılmaz.'' dedi.

''Peki profesör.'' dedim ve hızlıca ofisten çıktım.

Gecenin bir vakti kadının ofisindeki şömineden çıktım ve bana bakmadan talimat verdi lan.

Okulda herkesin sülalesi rahat olmuş anasını satayım.

Ortak salona gidip kendimi boş yatahaneye atmak için Şişman Hanım'cığımın portresine geldim ve şifreyi söyledim. Anlayamadığım abuk subuk şeyler söyledi ve kahkahalar atmaya başladı. Bir keşimiz eksikti.

Daha fazla uğraşmak istemediğim ve açık hava almak istediğim için Astronomi Kulesi'ne gittim. Burada uyuyabilirdim sanırım. Gökyüzü çok güzel görünüyordu ve dışarıda lapa lapa kar yağıyordu, üşümüyordum. Biraz oturarak yağan karı izledim, sonra sırtımı duvara verdim ve kar gözümde monotonlaştı. Göz kapaklarımın kapanmasına izin verdim.

Sabah ışıklarını hissedip gözümü açtığımda karşımda Malfoy'u görmeyi hiç beklemiyordum. Üç saniye içinde yerimden sıçradım.

''Anssm.''

''Ne?''

''Geri zekalısın sen.''

''Sen de ruh hastası.'' dedi Malfoy.

Gözlerimi ovuşturdum ve ayakta kendime gelmeye çalıştım.

''Sömestrin başlamasına daha var, ne yapıyorsun burada?'' diye sordu.

''Sana ne lan?'' dedim. ''Sen neden sömestr başlamadan geldin?''

''Sürekli birbirimizi tekrar ediyoruz, fark ettin mi?''

''Evet ve bu rahatsız edici.'' dedim ve derin bir nefes aldım. ''Neyse, git ve beni rahat bırak.''

Tek kaşını kaldırdı.

''Bak, altı yıldır yalnız kalmak istediğimde buraya gelirim ve genellikle kimse olmaz, şimdiyse yerime konuyorsun.'' dedim. ''Yani sözün kısası; siktir git.''

''Altı yıldır?''

Elimi saçımın arasından geçirdim. ''İki yıldır yani.''

Bir süre boş boş bana baktı. ''Gerçekten de gelecekte olacaklar hakkında çok şey biliyorsun, değil mi?''

Sinirini bozmasını umarak sırıttım. ''Sana ne?''

''Neden okula erken geldin?''

''Keyfim ve kahyası öyle istedi.'' dedim. ''Sen niye erken geldin?''

Ağzını açacağı sırada durdurdum. ''Sakın az önce dediğim şeyi tekrar etme ve düzgünce cevap ver. Vermeyeceksen de git artık şuradan, sinirlerimi bozuyorsun.''

''Tatilden sıkıldım ve daha fazla kalmak istemedim.'' dedi. ''Burada olmak daha iyi bir seçenek gibiydi, her açıdan.''

Biraz sessizlik oldu, sonunda ''Belki inanmayacaksın ama neredeyse aynı sebepten.'' diye mırıldandım. ''Benim gelecek hakkında çok şey bildiğim fikrine nereden kapıldın?''

''Ne kadar dikkat çektiğini farkında değil misin?''

''Yo.''

''Farkına var o zaman.'' dedi. ''Sana bir önerim var. Olaylara karışma, her şeye de burnunu sokma.''