Hasan “niye Tahir’e bu kadar yakın davranıyor Emo, Tahir’i seviyor ola bilir mi” der bunu söylemesi bile Hasan’ı çok sinirlendirir birden arabaya yumruk vurarak içeriye girer Eren biraz şaşırır “ne oldu niye sinirlendin“ diye sorar ama Hasan bir şey söylemez Eren dönüp Emo’ya bakar sonra Hasana bakar sonra yok canım böyle bir şey olmaz der Tekrar tekrar durup ikisine bakar sonra da geldikleri zaman içinde Hasan’ın Emo’ya karşı yaptıklarını hatırlar böyle bir şey olmaz evet Emo çok güzel diğer kızlara hiç benzemiyor hem Hasan'ı sürekli küçük görüyor onun kim olduğu Emo’nun umurunda değil Hasan daha önce böyle bir kızla karşılaşmamıştı böyle bir şey ola bilir mi Hasan, Emo’ya karşı bir şey hissediyor ola bilir mi yok ben ne düşünüyorum” dese de o şüphe içine girer.- Eren bunları düşünürken Hasan ona “sen niye arabayı sürmüyorsun” diye sorar. Eren düşündüklerinden emin olmak için ona birkaç soru sormaya başlar.” Niye birden sinirlendik ki. hem durmamı sen istedin?” Hasan-
“ben istedim ama şimdi gidelim.” Der. Eren – “sana bir şey soracağım sence de Emo ve Tahir birbirlerine yakışmıyor mu Emo çok güzel Tahir de”.
Bunları duyan Hasan Eren’in sözünü tamamlamasına izin vermez.
Hasan-" yeter Eren bana o ikisinden söz etme gidelim”. Der.
Eren’in konuşmasına da izin vermez Hasan eve gelene kadar ne kadar Emo’yu düşünmek istemese de bunu yapamaz sürekli Emo’nun Tahir’e içtenlikle gülümsemesi ve ona karşı çok samimi olmasını düşünür. O sırada köyde Mustafa bey ne yapsa da sinirini kontrol edemez sürekli Serhat bunları nasıl söyledi diye düşünür ara da bir Türkan ve Asya hanıma dönerek” söyleyin ne yapmam gerekiyor mirza beyin ya da ailesinden herhangi biri bunu duysa onlara ne söyleriz “diye sorar.
İkisi de tek çarelerinin gidip kızı istemek derler ama Mustafa bey bunu kabul etmez Türkan hanım evine gitmek için izin ister tam avludan çıkacağı zaman Mustafa bey kardeşi ne seslenir Türkan bak Emo’ya kararımı değiştirmeme Abdullah’ın sebep olduğunu söyleme Abdullah’ın da onu savunduğunu bilmesin der Türkan hanım tamam diyerek evine gider öğlende yaptığı yemeğin az olduğunu bildiği için Hasan ve Eren’e biraz yemek yapar onlara götürmek için evden çıkar o sırada Emo da gelir annesine bir şey sormadan içeri girer annesi onun yanına gider “Emo ben biraz yorgunum Hasan ve Eren’e yemek yaptım sen götürsene diye” söyler ama Emo sinirli bir sesle “anne sen benimle alayım ediyorsun ben düşünmekten deliye döndüm amcamı nasıl ikna ederim diye. Senin yaptığın şeye bak başka bir sıkıntım yok ikisine yemek götür ecem hem o mühendis bozuntusunu yüzünü dahil görmek istemiyorum o geri zekalı yolu daha düzelmedi birde beyefendiye özel olarak yemek gütüreceğim. Anne kesinlikle bunu benden isteme.” der.
Annesi – “Emo senden bir şey istedim sen ne çok şey anlatın hem sana güzel bir haberim var onu duyunca çok sevineceksin.” Der.
Emo. heyecanla annesine bakar “ne oldu anne “ diye sorar annesi haberi duyduk ten sonra yemeği güttüreceksin
"der.
Emo-" eyer güzel bir müjdeyse ikimiz gideriz sen yolun yanında durursun bende yemeği eve bırakırım evin anahtarı varmı sende. “
annesi –“ evet Emo anahtar benim yanımda var şimdi beni iyi dinle amcan verdiği karardan vaz geçti yani bu yılda çobanlık yapabilirsin buna izin verdi" der.
Emo buna çok sevinir heyecanla annesine sımsıkı sarılır sonra" tamam anne söylediğini yapıcam yemek nerde “ der annesi yemeği mutfaktan getirir ikisi beraber oraya giderle Emo yol boyunca annesine amcasını kararını nasıl değiştirdiğini sorar Türkan hanım ona Abdullah tan söz etmez “ bak Emo amcana haksızlık ediyorsun niye benim babam olsaydı kimse bana karışamazdı dedin sende biliyorsun tüm amcaların seni çok seviyor hem annem seni daha da çok seviyor sen bu sözle amcanı çok üzdün o da seni düşündüğü için çobanlık yapmanı istemiyor “der Emo – “Anne sende biliyorsun ben çobanlık yapmayı çok seviyorum hem yanız kalmıyorum her zaman amcaların yanımda hem Yusuf beni hiç yanız bırakmıyor evet bazen onunla kavga ediyorum ama yine de beni yanız bırakmıyor anne hiç korkma inan bana bir şey olmaz hem benim gibi bir deliyi yolda gören emin ol yolunu değiştiriyor” der Türkan hanım gülümseyerek “ tamam kızım bak eve de geldik ben bur da oturacağım sende eve git yemeği bırak gel kapıyı acık bırakma” der Emo ,Hasan’ın ve Eren’in evde olduğunu bilmeden anahtarla kapıyı açıp eve girer hemen yemeği mutfağa bırakıp salona çıkar tam cıkaçağı zaman duvardaki iki resim onu dikkatini çeker dönüp o resimlere bakar o resimler Hasan’ın annesi Handan hanım Hasan ve kız kardeşi Nisa’ya bakar “ bunlar o Mühendis bozuntusu nun ailesi mi kız çok tatlı birine benziyor “der o sırada üs kata Hasan elinde bazı dosayla aşağıya gelirken Emo’nun salon da durmuş duvardaki resimlere bakıyor halde görür önce biraz şaşırır köye geldikleri zamandan beri ilk defa Emo oraya gelmişti Hasan iki uç merdiven iner Emo’yu kendi evinde gördüğü zaman öyle farklı bir duygu hisseder ki bu duygu çok farklı bir şeye dönüşmüştü artık o hissettiği o duygu onu canını yakıyordu ama bir türlü bir çobana karşı yüreğin de bir yer olmasını kabul etmiyor nasıl olurda ben bir çobana karşı böyle duygular hissederim der.
yavaşça inmeye devam eder gözünü kırpmadan Emo’ya bakmaya devam eder elindeki dosyaları sehpaya bırakır Emo’ya yaklaşır ama birden. Emo’yu Tahir’ gülümsemesini hatırlar yumruklarını sıkarak sinirli bir sesle “deli çoban senin ne işin var burada” der. Emo, Hasan’ın sesi duyunca irkilerek geri döner Hasanı tam karşısında durmuş görür birden ne söylryeceğini bilmez kekeleyerek “ben şey ben buraya annem gönderdi” diye konuşmaya çalışır. Ama Hasan onun konuşmasına izin vermez “ ne oldu dilinimi yutun. Sen kapı çalmayı bilmiyormusun başkalarının evine hırsız gibi girilmez bunu daha öğrenmedinmi” Hasan konuştukça Emo’ya daha da sinirlenir sonra konuşmasına devam eder “doğru ya senin gibi bir cahil kapı çalmayı nasıl öğrensin sen sadece sabahtan akşama kadar dağlarda koyun pişinde koşarsın.” Der.
Emo bir şey söylemeden durmuş Hasana bakar ama duydukları onu çok ama çok kırar gözleri yaşla dolar yavaş adımlarla geri gider sonra gitmek için kapıya gitmeye başlar. Hasan sözleriyle onu çok üzdüğün farkındaydı Emo’nun böyle sesiz gitmesine izin vermek istemiyordu arkasında gitti Emo’nun elini tutup kendine doğru çeker. Emo birden kendini Hasan’ın kolarında bulur hemen Hasanı geriye iter gitmek ister ama Hasan onun bileklerini tutar sonra duvara yaslar
Emo-" senin evde olduğunu bilseydim buraya gelmezdim bir tarafta da bileklerini çektiği halde Hasan onu bırakmaz onu gözüne bakarak benim burada olduğumu bilseydin niye gelicek gelmicekti.
Emo- onun gözlerine bakar birden kendini farklı duygular içine bulur biraz öyle bekler sonra. Ben ne yapıyorum diye içinden geçirir hemen kendini toplayarak “ Bırak beni delirdin mi sen ben buraya annem istedi diye geldim. niye bu kadar kırıcısın niye sürekli benim cahil olduğumu söylüyorsun ben cahil değilim eyer senin evde olduğunu bilseydim bu eve adım bile atmazdım kapıyı da annemin yanındaki anahtarla açtım şimdi bırak beni.” Der.
- ama Hasan onu bırakmaz onula daha sinirli konuşur “ seni tutma canımı sıktı.”
Emo-" annem dışarda ben gitmesem buraya gelecek bana böyle davranmanı görünce senin için iyi olmaz.”
Hasan-" neden sen başaklarıyla istediğin zaman görüşüyorsun sadece bana mı kızacak.” Der.
Emo şaşkınlıkla Hasana bakar ne demek istediğini anlamadım lafını tekrarlar. “bırak beni yoksa seni pişman ederim sen ne demek istiyorsun.”
Sonra ayağını kaldırıp sertçe Hasan’ın ayağına vurur Hasan onu bırakır ayağını tutar. Eren onların sesini duyar oda yanlarına gelir Hasan’a "ne oluyor" diye sorar ama Hasan ona cevap vermez. bu sefer de Emo Hasan’a sen ne demek istedin ağzında çıkana dikkat et.” Der. Sonrada gitmek ister ama Hasan onu durdurur.” Ne oldu kaçıyor musun artık yolu da kullanmıyorsun köprüleri yapacağımı anladın karşıma çıkmaya cesaretin yok önceleri bana güvensiz diyordun şimdi ne oldu herkes bana güveniyor bunu sende biliyorsun.”
Emo geri döner sinirli bir ses le “ bak mühendis bozuntusu o kurtların bize saldırdığı gün. bize çok yardım etin ben senin biraz değiştiğini sanmıştım ama yanılmışım sen hiç değişmemişsin hep aynı kişinin herkese tepeden bakan her kesi küçük gören kendini beğenmişin birisi. şimdi asıl meseleye gelelim sakın bir daha biriyle görüştüğümü söyleme sen kimsin ki bana bunu söylüyorsun sen sadece basit bir mühendisin anladın mı beni “der. Emo böyle konuşunca Hasan daha da sinirlenir Emo’nun üzerine yürür “sen nasıl benimle böyle konuşursun “der Eren onu tutar "Hasan kendine gel sen ne yapıyorsun sana inanamıyorum “der. Emo ben buraya ikinize yemek getirmiştim ama anladığım kadarıyla siz o yemeği hak etmiyorsunuz şimdi görürsünüz.” der sonra mutfağa gider Eren de onun peşinden gider “Emo ben sana bir şey söylemedim ki der.” ama Emo onu dinlemez tezgâhta duran tencereyi alır musluğu açar yemeğin içini su doldurur Eren “Emo sen ne yaptın öğlen yemek azdı ben çok acıkmıştım ikiniz kava etiniz yemeği niye böyle yaptın.” Der Emo konuşmadan mutfaktan çıkar tam evden çıkacağı zaman dönüp Eren’le konuşur “Eren seni tebrik etmeliyim sen nasıl bununla yaşıyorsun “ sonra Hasana döner “sen mühendis bozuntusu deme ki senden korktuğumu sanıyorsun bak bakalım bundan sonra seni nasıl delirteceğim ve sen sesini bile çıkarmayacaksın bundan emin ol “der. Sonra Hızlıca annesinin yanına gider “hadi anne buradan gidelim” der annesi niye bu kadar geciktin diye sorunca Emo” bir şey olmadı anne sadece yemeğin suyu azdı bende biraz sıcak su ilave etim.” Der.
Türkan hanım olanlardan habersiz “ Emo niye öyle yaptın sen o yemeği sulu seviyorsun diye başkaları sulu sevecek değil ya” der.
sonra giderler-
Eken, Hasan’a kızar “baksana senin yüzün den Emo yemeği maf eti Hasan seninle biraz konuşalım ne olur Emo dan uzak dur sende biliyorsun tüm köy onu çok seviyor eyer biri Emo’ya böyle davrandığını görse bizim için iyi olmaz” der . ama Hasan bunu hiç umursamaz.
“Eren sen merak etme emin ol Emo kimseye söylemez eyer söyleyecek olsaydı başta ona neler yaptım onu suya itince inan suda boğulacağını sandım ama o zaman onun bir kız olduğunu bilmiyordum biliyor musun bir kere onun özerine araba bile sördüm bir defada başından bir kova su düktüm ama o kimseye bir şey söylemedi.” Der.
Eren-“ Hasan bir şeyi unutun ona vurmuştun ve o bizim yüzümüzden diğer köyün gençlerinden bile dayak yedi kolunun ve güzünü yüzünde çok sıkıntı çekti ve köprü yıkıldığı zamanda onu suçlamıştın bazen düşünüyorum sen o gün Emo’yu suçlasaydın sonra onun suçsuz olduğu ortaya çıksaydı biz onun amcalarına ne söyleyecektik çok şükür ki o hatayı yapmadın ama seninle konuşmak istediğim bunlar değil bak Hasan. beni yanış anlama ama bunları sana söylemem gerekir. tama sen İstanbul’da çok saygın bir aileye sahipsin gittiğin her yerde çokça saygı görüyorsun herkes sana karşı son derece saygı gösteriyor sen bir yere gittiğin zaman oradaki insanlar senin mekanların da gördüğüne çok seviniyor herkes senin etrafında dönüyor ama buradaki insanlar seni öyle tanımıyor sana bir şey soran kişilere sürekli nasıl bana bunu soruyorlar nasıl benimle böyle konuşurlar niçin benim işime karışıyorlar onlar kim ki bana karışırlar sen nasıl bu ses donuyla konuşursun. Sürekli bunları yapıyorsun.
Hasan senin bilmediğin bir şey var. Burada ki insanlar için sen sadece köprüyü yapmak için gelen bir Mühendisin başka biri değilsin bunu anla sana bir şey sorduklarında buna kızacağın yerde onlara o anlamadıkları işi anlatmaya çalış biraz onları anla emir verir gibi değil de biraz mütevazı davran” der.
Hasan bunları duyunca oldukça şaşırır hiç duymayı düşünmediği sözleri duymuştu ama bir tarafta da aklına hala Emo'daydı .
“tamam eren belki de sen haklısın senin dediklerini düşüneceğim ama senin de dikkatini çekmedi mi Emo onca şeye rağmen kimseye bir şey anlatmadı.” Der. Eren- “Hasan niye Emo’nun ne yapdığıyla bu kadar ilgileniyorsun sen Emo’ya karşı bir şey mi hissediyorsun.” Deyince Hasan” sen ne dediğinin farkın damısın ben ve o deli çoban böyle bir şey olamaz” der başka bir şey söylemeden odasına gider ama Eren istediği cevabı almış olur artık Hasan’ın Emo’ya karşı farklı bir şey hissettiğini anlar“ belki de Hasan’ın sürekli Emo’yla kavga etmesinin sebebi budu hem kızla dalga geçip onu küçük görüyor kendine yakıştırmıyor hem de ondan hoşlanıyor ama bunu kendisi de kabul etmiyor bakalım bu işin sonu ne olacak umarım ikimizi de tehlikeye atmaz.” Der.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dağ Ceylanım
Non-fictievan sınır köyünde geçer. Hikaye hayal ürünüdür ama adetler gelenekler ve yaşantı gerçektir