★5★ I like cinnamon

9.2K 919 1.2K
                                    

★ ★ ★


Sabah uyandığımda ellerim buz gibiydi ve burnumda donmuş sümükler vardı.

Doğrulur doğrulmaz yüzümü buruşturdum. Tüm gece bitmek tükenmek bilmeyen hapşırmalarım yüzünden bir türlü uyuyamamıştım.

Esneyip komodinin üzerinde ısrarla titreyen telefonumu kulağıma götürdüm.

"Alo?"

Sesim hâlâ uykuluydu.

"Kıçını kaldır uykucu! Bugün sabahçı değil misin?"

Yugyeom'un sabırsız çıkan sesini duyar duymaz saate baktım.

8:30?

"Anasını satayım!"

Yugyeom kıkırdarken telefonu hoperlöre alıp yatağıma fırlattım.

"Ben gececiyim, bugün sana yardımcı olamayacağım. Umarım bensiz piç müşterilerin kıçına tekmeyi basabilirsin."

Aceleyle üstüme yırtık, açık renk bir kot ve koyu gri düz bir kapüşon geçirirken bir yandan da konuşmaya çalışıyordum.

"Park Jimin grup açmış, haberin var mı?"

Yugyeom bir dakikalık tıkırtının ardından araba seslerinden uzaklaşıp konuştu.

"Zaten seni bu yüzden aradım ya. Herif geç kalanları kovacak ve sen hâlâ burdasın. Lütfen o kıçını kaldır ve bir an önce işe git."

Korkuyla telefonu kapattım. Bu işe ne kadar ihtiyacım olduğunu bir ben bir de Tanrı biliyordu.

Spor ayakkabılarımı, bağcıklarını yolda bağlamak üzere, gelişi güzel ayağıma geçirdim.

"Lütfen beni kovma Park Jimin."

★★★

Nefes nefese metrodan atlayıp AVM'nin bulunduğu caddeye kadar topuklarımı popoma vurdura vurdura koşmaya başladığımda saat 8:58'di.

Sikeyim...

Hızlıca AVM'nin kapısına doğru koştum. Saatin 9 olmasına iki dakika vardı.

Kapıya geldiğimde ortalıkta güvenlik görevlisi haricinde kimsecikler yoktu.

Rahat bir nefes alarak cam kapıyı ittirdim. Ama açılmamıştı.

"Neden açılmıyor bu?"

Hâlâ 1 dakikam vardı.

Kafamı cama yapıştırıp içeri doğru bir bakış attım.

Park Jimin tüm asaletiyle kapının iç tarafından dikiliyordu. Kumral saçları ve siyah güneş gözlükleri halâ aynıydı.

Üstünde jilet gibi ütülü siyah -özel tasarım olduğu her halinden belli- şık bir takım elbise vardı.

Bir an durup yanındaki fazla uzun adama dosyasını verdi ve işaret parmağıyla bankamatikleri göstererek orada beklemesini söyledi.

Ardından bana dönüp son derece pahalı görünen rolex marka saatini gözüme sokarak konuştu.

Aramızda cam kapı vardı ama sesi gayet net duyuluyordu.

"Saat 9 Bay Jeon."

Kafamı iki yana salladım.

Cloves • Jikook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin