[Seul Park AVM]
"Ben o gül bahçesindeki zehirli sarmaşığım Jungkook. Ve... Sana feci dolandım."
★★★
[TAMAMLANDI]
"Avuçlarımdaki karanfil"
(+taegi +namjin)
Bölümleri yeniden bir araya getirmemde yardımcı olduğu için: @luvvggukie ' ye derin teşekkürle...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jimin son bir kavis çizip bağırarak köşeyi döndüğünde Taehyung kahkahayı basmıştı.
"Hyung dumana boğuldular, baksana şunlara!"
Onlar kahkaha atarken başımı olumsuz anlamda iki yana salladım.
Midem iyi durumda değildi.
Kavşaktan son hız dönüp kırmızı ışıkta birden durduğumuzda yerimde hopladım.
"Yavaş sür şunu ya!"
Jimin uzanıp yakamdan tuttu ve beni kendine çekip iki kere dudaklarımı sertçe öptü.
"Kanunlara uymazsak hapsi boylarız sevgilim. Ona göre..."
Dalga geçer gibi konuşup burnumu sıktığında mız mız bir ifadeyle yüzümü buruşturdum.
O ise bu hareketimle güzel gözleri kaybolana kadar gülüp başını geriye atmıştı.
Dişleri ve güldüğü için durmadan hareket eden adem elması beni benden alıyordu.
Birden durup ciddileştiğinde neye uğradığımı şaşırmıştım.
Bakışlarını benimkilere kenetledi ve o kalbimi okşayan sözlerini serbest bıraktı.
"Ömrüme ömür katıyorsun Jeon Jungkook. İyi ki benimsin."
Kalbim durmadan teklerken hâlâ nasıl onun gibi bir dengesize aşık olduğumu sorguluyordum.
Bundan kaçışım yoktu.
Park Jimin... Benim vazgeçilmezimdi.
Utanarak başımı camdan dışarı çevirdim. Bunun üstüne söyleyecek sözüm kalmamıştı.
Tanrım...!
Henüz 19 yaşındaydım ve ister istemez -her ne kadar o benim sevgilim de olsa- kendimi zengin bir avukata kapak atmış aptal bir sarışın gibi hissetmekten alıkoyamıyordum.
Tam bir kısır döngü...
Ben bunu düşünürken Taehyung arkamızda kıkır kıkır gülüyordu.
"Hyung, sen kafayı yemişsin!"
Jimin ayağının dibinden çıkardığı, yarısı içilmiş, bira şişesini çıkarıp küçük bir yudum aldıktan sonra uzanıp elimi tuttu ve hızlıca avucumu öptü.
