Cloves • Jikook ✔

★7★ Don't make him mad

Sakın onu kızdırma

★ ★ ★

Üşenmedim gittim sırf bu bölüm için tumblrdan gif aradım. Gittim bi de kestim.

Kıymetimi bilin çok seviliyorsunuz ;)

Chase Atlantic - Swim

★★★

"Jimin Bey?! İyi misiniz?"

Namjoon denen aşırı uzun adam aramıza girip Jimin hyungu çekiştirerek eve soktu.

"Kaşınız patlamış, yine mi kavgaya karıştınız?"

Yine?

Bu her zaman oluyor muydu ki?

"Çok konuşma Kim Namjoon. İlaçlarımı getir."

Sanki onun diyeceklerini Namjoon önceden tahmin etmiş gibi takım elbisesinin cebinden küçük beyaz haplarla dolu şeffaf bir kutu çıkardı.

"Taehyung su getir!"

Birkaç tıkırtı sesinin ardından mutfak kapısı aralandı ve içeriden daha önce görmediğim, kolları garip şekilli dövmelerle dolu, uzun boylu, kızıl saçlı bir çocuk elinde bir bardak suyla salona girdi.

Dikkatle onu izlemeye koyuldum. Boynunda biri yeşil, diğeri kırmızı renkte iki kaplan olan bir kolye vardı ve üstündeki salaş kıyafetlerle gerçekten çok aykırı görünüyordu.

Ama gördüğüm kadarıyla bundan şikayetçi değildi.

"Sana kaç kere bağırma diyeceğim hyung? Sesin çok çirkin."

Söylenerek bardağı sehpaya bıraktı ve beni görmezden gelerek mavi ipek pijamasının iplerini çekiştire çekiştire geldiği yere geri döndü.

"Ah, şu çocuk..."

Namjoon söylenerek hapları patronuna uzattı.

"Buyrun Jimin Bey."

Jimin titreyen eliyle hap kutusunu alıp ilacını hızlıca içti.

"Bay Jeon'u misafir odasına götür ve üstüne rahat bir şeyler ver. Ben birazdan gelirim."

Namjoon koluma girip beni merdivenlere yönlendirdirirken Jimin Bey çoktan son derece pahalı Gucci marka kıravatını gevşetmiş, rahat klasik koltuklardan birine uzanmıştı.

Gözlerini kapatmış ağrıyan başını ovalıyordu.

"Bu taraftan Bay Jeon."

Namjoon merdivenleri çıkma işini bitirir bitirmez beni koridorun sonuna doğru yürüttü.

Nedense kapısı diğer kapılardan daha koyu renk ahşap olan kapı dikkatimi çekmişti. Namjoon nereye baktığımı farkedince kolumu yavaşça bıraktı.

"Orası Jimin Bey'in odası. Aslında Bayan Park'a aitti fakat... artık onun."

Yüzünde hafif bir tebessüm vardı. Bundan cesaret alarak konuştum.

"Size hyung diyebilir miyim? Ben... Şey, pek resmi konuşmayı sevmiyorum da."

Namjoon geniş gamzelerini göstererek güldü.

"Peki madem."

Gülüşü çok hoştu. Ona bakarken insanın sebepsizce gülümseyesi geliyordu.