...60...

2K 162 81
                                    

Evet ikna ettim. Yarın gelecekmiş'

Emindim işte kesin bir işler karıştırıyordu.

'Evet endişelenme saat on gibi orda olacak. Vee sende havaya uçurmaya hazır ol"

Duyduğum cümleyle yutkunarak duvara sinmiştüm. Havaya uçurmak mı?

İçimi garip bir şekilde korku kaplamıştı. Sessizce durmaya çalışarak dinlemeye devam ettim
'Sana dedim ya güven bana. Yarın kesinlikle oraya gelecek. Onu hiçbirşey durduramaz. Evet...evet.... yarın artık Lee Minki'nin külleri toz olup havaya karışacak"

Duyduğum sözlerle hızla ellerimle ağzımı kapadım. Haklıydım ona kesin birşey yapacaklardı.

Kızın mutfağı terk etmesiyle saklandığım yerden çıkarak tezgaha yaslandım. Düşünüyordum... yani kim neden ona zarar vermek istesin ki?

Belki de ben yanlış anlamışımdır. Ama bas baya açıkça söylemişti. Hayır...hayır kesin birşey vardı.
Ufff zaten kendi dertlerimle baş edemiyordum. Şimdi birde bu çıktı. Kafayı yiyeceğim.

Bir süre sonra salona ikisinin yanına geçerek hemen koltukların birinde oturdum.

"Bir sorun mu var Aries?"

"Hayır yani... yok bir şey. Rahatsız mı ettim?"

"Hayır sadece sen hiç böyle gelip benimle oturmazdın o yüzden"
Yanındaki kız göz devirerek bacak bacak üstüne atmıştı- siz sevgili değil misiniz?

"Hayır"

"Hayır"

İkimizde aynı anda söyleyince kız şaşırarak kahkaha atmıştı-Ahh peki tamam tamam kızmayın. O zaman ben gideyim. Sen de yarın halledersin değil mi?

"Evet endişelenme ne olursa olsun oraya gideceğim emin ol söz verdim"

İçimi kaplayan endişeyle ne yapacağımı düşünüyordum. Onunla konuşmalıydım. Yani en azından kızın bir işler çevirdiğini söyleyebilirdim. Kesinlikle başına birşey gelecekti.

Onunla konuşmak için tam ayağa kalkacaktımki montunu alarak sarışın hiç sevmediğim o kızın hemen ardından çekip gitmişti.

~

Alarmın sesiyle zorlanarak gözlerimi açmıştım. Neden bu lanet alarm çalıyor ki? Buraya geldiğimden beri istediğim zaman uyanıyordum zaten. Bir anda aklıma gelen şeyle hemen yataktan fırladım. Olamaz lanet alarmı ertelemişim.

Vee saat on buçuk. Hayır heç kaldım. Vakit yok. Hızla pijamalarla odadan çıkdım. Üzerimi değiştirmek için maalesef zamanım yoktu. Hatta şuan bile geç kalmış ola bilirdim.

Mutfağa baktığımda kimse yoktu. Hemen telefonu alarak aramayı denedim ama açmıyordu. Ellerimi saçlarıma geçirerek hızlı adımlarla salona ilerledim lütfen gitmemiş ol.

Çarpıştığım vücutla yüzüme bunca zaman sonra ilk defa gülümseme yerleşmişti.

"Aries neden erken kalktın?"

Nefes nefese kalmış bir şekilde konuşmaya çalıştım
"Minki bak o kız bir işler çeviriyor. Yani bir şey yapacak kesin. Bak birşeyler dönüyor sakın gitme. Ben o telefonda konuşurken duydum"

"Aries bak öyle birşey mümkün değil. Kesin sen yanlış anlamışsındır"
Arkasını dönerek gitmek için bir adım attığında kolundan tutarak durdurdum ve önüne geçtin
"Bak gerçekten. İnan bana"

"Neler oluyor Aries? Buraya geldiğin günden beri benimle tek kelime bile konuşmayan sen şuan karşıma geçmiş kaç senelik iş arkadaşım hakkında böyle şeyler söylüyorsun.

Hope Again∞JHopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin