⫷3⫸

2.5K 279 62
                                    

Ben dün numaramı ne Hoseok'a nede ona vermemiştim.

İçimi garip hissler kaplamıştı. Düşünüp duruyordum ama bir şey bulamıyordum. En iyisi atkı bahanesiyle gidip öğrenmek.

Üstümü değiştirip sofrayı hazırladım üzerine de küçük bir not bırakıp çıktım.

Dün geldiğim adrese vardığımda kapıyı çalmamla yine dünkü hizmetli Minjoo açmıştı ama ağlıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dün geldiğim adrese vardığımda kapıyı çalmamla yine dünkü hizmetli Minjoo açmıştı ama ağlıyordu.

İçeriden bağırma sesleri geliyordu. Birşeyler kırılıyordu sanki. Kocaman olmuş gözlerle Minjoo ya bakarken birşey demeden içeri geçti ve yukarı kata çıktı.

Bayan Jung'a baktığımda o da elini başına koymuş oturuyordu. Elindeki ilacı içerek bana doğru dönmüştü.

Üst kattan Minjoo nun sesini duyduğumuzda ikimizde yukarı bakmıştık.
"Efendim en iyisi doktoru arayın içeri giremiyorum izin vermiyor bir şeyler fırlatıyor"

Dönerek Bayan Jung'a şaşkın gözlerle baktım.

"O... o hep böyle"

Hızla Minjoo aşağı inmişti.
"Hanım efendi kendine birşey yapmaz değil mi çok kızmış. Yemeğini bile veremedim"

"Şeyy ben baka bilir miyim? Yani odaya ben çıka bilir miyim"

"Hayır Aries bu tehlikeli inan bana kimse umrunda değil eline ne geçerse fırlatıyor bir yerine zarar gelir"

"Ahh ben hallederim" Diyerek yukarı çıkmaya başladım nedenini kendim bile bilmiyordum.

Odanın önüne vardığımda yerdeki yastığı alarak kapısı aralık olan kapıdan içeri girmemle kafama bir şeylerin fırlatılması bir olmuştu.

Yastığı yüzüme tutarak ona doğru ilerledim.

"Defolun dedim neresini anlamıyorsunuz?"

Kolumda hissettiğim acıyla elimi hızla koluma götürdüm. Kanıyordu...

Attığı makas koluma gelmişti. Canımın yanmasına aldırış etmeden devam ettim sonunda yanına vardığımda iki kolunu sıkıca tutup yüzüne baktığımda ağladığını anlamıştım.

Ellerini bırakarak yere çöktüm. Biranda sıkıca boynuna sarıldım ne olduğunu anlamamış gibi tepkisizce duruyordu.

Sonra elini sıkıca tuttuğu engelli sandalyesinden çekerek bana sarılmış ve başını omzuma koymuştu. Ağladığını ıslanan omzumdan anlamıştım.

Bir süre sessizce durduk ve hiç birşey söylemedik. Elini sırtımdan çektiğinde artık sarılmak istemediğini düşünerek ayrılacaktım ki elini kolumdaki yaranın üzerine koyarak sarılmaya devam etti.
Kulağıma sessizce "özür dilerim" diye fısıldamıştı.

"Sorun değil" demiştim sessizce.
Üzülmesini istememiştim. Nazikçe kollarını çektiğinde bende ayrılarak ayağa kalktım.

Yavaşça dolabına doğru gidererek dolabı açmıştı.
"Şurda yukarıda bir kutu var onu ala bilir misin"

Onayladıktan hemen sonra uzanarak kutuyu aldım.

"Ne var bunda?"

Yavaşça tekerlikli sandalyesini yatağın yanına ilerletdiğinde bende takip ettim.

"Otur Aries"

"Ah şey pe~ki"
Yatağa oturarak ona doğru dönmüştüm

Kutuyu alıp açmıştı. İçinden pamuk yarabandı ve bir krem çıkarmıştı

"Kolunu uzatır mısın?"

Elimi yavaşça ona doğru uzattığimda kendine doğru çekerek yaramı pamukla temizlemeye çalışmıştı. Sonra üzerine ismini bilmediğim kremden azacık sürerek üflemişti. Garip hissetmiştim.

Az önce ortalığı yıkan adam şuan çok sessizce oturmuş yaramı iğileştirmeye çalışıyordu.

Yarabandını yapıştırarak kutuyu masanın üzerine bırakmıştı.

"Sanırım atkı için geldin ama annem aldı yani bende değil"

"Evet senin için.... şey yani atkı için gelmiştim odaya. Öyleyse gitmeliyim sanırım. Hoşçakal.."

"Aries"

"Efendim"

"Başkalarını düşünmek iyi bir şey değil. Bunu öğrenmelisin"

"Huh nasıl?"

"Öyle işte"

"Peki~"

arkasını dönerek pencereyi seyretmeye başladığında bende sessizce odadan çıkarak salona indim.
En azından bi hoşçakal deseydin.

"İyi misin kızım?"

"Ah evet bayan Jung iyiyim endişelenmeyin"

"Kolun .. koluna ne oldu"

"Ufak bir kaza sorun değil gerçekten"

"Hoseok yaptı değil mi? Peki yarabandı? Minjoo mu verdi yarabandını? bak üstelik gelip söylemiyor"

"Hayır o vermedi yani Hoseok yapıştırdı"

"Ne?..."

"Evet yani küçük bir kaza olmuştu ve o da pansuman yaptı işte "

"İnanamıyorum Hoseok sana pansuman yaptı"

"Evet.."

"Kesinlikle haklıydım seni buraya çağırmakta haklıydım"

"Nasıl ? Atkı için çağırmamışmıydınız"

"Bu kadar değerli birini çağırmak için tabikide başka sebep olmalıydı"

"Değerli?"

Pehhh hikaye sizi sıkmıyor değil mi tatlışlarım. Gerçi henüz konu olarak pek ilerlemedi ama. Neyse ben yazmaya devam edeyim...

Öpüldünüz tatlışlarım..

Hoşçakayyyyy

Hope Again∞JHopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin