...69...

1.8K 164 58
                                    

Öhöm öhöm merhaba 🙂

Nasılsınız bakiim
İvet baya zaman geçti o yüzden

Zaman bulup yazamayan yazar sonunda bölüm atmayı başardı.
Umarım bundan sonra aksaklık yaşanmaz...

İyi geceler tatlışlay 😴😴😴
İyi okumalar

Herşeyin üzerinden tam bir hafta geçmişti. Bu sürede Minki'nin evinde olan son eşyalarımı da toplayarak küçük bir eve taşınmıştım.

Babamın henüz hiçbirşeyden haberi yoktu o yüzden oraya gidemezdim. Yoksa babam sandığım kişi mi demeliydim.

Belkide bana bunca zaman gerçeği neden söylemediği için hesap sormalıydım ama şimdilik sessiz kalacaktım çünki kendi kafamı toparlamam gerekiyordu.

Hoseok ayrı bir eve çıkmamı istemiyordu ama tabii Minki ile kalmamı da istemiyordu. Vee sanırım ikisi arasında seçim yaparak ayrı ev kararını onaylamıştı. Aslında pekte ayrı denilemezdi çünki her akşam burdaydı ve tabii ki bu ikimiz içinde güzel birşeydi.

O kadına gelirsek. Henüz kınuşmayı düşünmüyordum çünki Hosrok ona herşeyi bildiğini söylediği halde hala sessizce bekliyordu.

Ne Hoseokun babasıyla konuşmuş nede benimle konuşmuştu. Çok güzel varlığını bile yeni öğrendiğim annem şuan bile beni umursamıyor....

Evde boş oturmaktan sıkılarak ceketimi alarak evden çıktım.

Bu kadar düşünmek yeter artık. Herşeyi bir biriyle bağlamaya çalıştıkça ipler daha da kopuyordu. Daha çok soru işareti oluşuyordu. O yüzden en iyisi bir süre hiçbirşey düşünmemek.

Kulaklıklarımı takarak müziğin huzur verici sesi eşliğinde adımlarımı yavaşlatdım.

Hava soğuk olduğu için dışarda pek kimse yoktu. Bana kalırsa muhteşemdi.. Soğuk rüzgar insanı kendine gelmesi için en iyi sebepti zaten.

Bit sokak sonra biraz hızlanarak ilerliyordum ki birine çarpmamla hemen irkilerek kulaklıklarımı çıkardım.

"Ahh pardon. Sizi görmedim affedersiniz"

Adama karşı nazik seslendiğimi düşünüyordum peki o neden bana bu kadar sert bakıyordu?

Takım elbisesisini düzelterek bir adım geri gitmişti.
"Benimle gelmelisiniz"

Önce söylediği şeyi anlamaya çalışararak bir süre öylece yüzüne baktım.

Şimdi acaba hemen koşmaya başlarsam başarılı olur muydum? Bence şuan aptalca kimsiniz falan sormak sadece zaman kaybı olurdu.

Biranda geriye dönerek koşacağım sırada bu sefer başka bir sert kayaya çarpmıştım. Diğerinden daha iri vücuda sahip biri kolumdan tutarak diğerine dönmüştü.

"Gidebiliriz. Çok vakit kaybettik"

"Yah ne diyorsunuz? Bırakın beni? Şuan resmen adam kaçırıyorsunuz. Deli misiniz siz?"

Ben bağırıyordumda sesimi duyan yoktu.

"Tam olarak öyle değil işte bayan. Şimdi ya bizle güzelce kendi isteyinizle geliyorsunuz yada başka yollar bulmalıyız"

"Aman tanrım çok korktum. Şuan zaten resmen beni kaçırıyorsunuz. Bundan başka ne yola başvuracaksınız zaten?"

Kolumu tutan diğerine kaş göz yaparak beni çekiştirmeye başlamıştı.

"Üzgünüm hanımefendi"

Ne? Ne için üzgündü?

Biranda bileklerimi birleştirerek diğer arkadaşından aldığı kelepçeyi kollarıma geçirmişti.

"Yahhh siz şaka mısınız? Polis falan mısınız siz beni kelepçeliyorsunuz? Açın hemen şu şeyi"

"Üzgünüm ama sakin durmayacağınızı biliyoruz. Şimdi gitmeliyiz"

İkiside beni kollarımdan tutarak eğer yanlış tahmin etmiyorsam bir kaç adım uzakta park edilen siyah araca götürüyordu.

Bingo çok doğru tahmin Aries. Tebrik ederim...

Kendimi bir anda aracın içinde bulduğumda biri yanıma diğeriyse sürücü koltuğuna geçmişti.

Bu işte bir iş vardı. Normal bir kaçırma olayı değildi. Eğer öyle olsaydı bana hanımefendi diye hitap etmezlerdi yada nazik davranmazlardı. Kesin birşeyler dönüyordu ama ne?

Düşün Aries düşün... ne olabilir? Bunlar kimin adamları olabilir ?

Kısa süreden sonra araç eski, kullanılmayan bir fabrikanın önünde durmuştu.

İkiside hızla araçdan inip beni kolumdan çekerek ilerlemem için söyleniyordu.

Ne? Kolayca hadi beni istediğiniz yere götürün falan mı dememi bekliyorlardı?

Sonunda biri kolumu bırakarak fabrikanın arkasını inecelemek için gitmiş ve tekrar geri dönmüştü.

"Geçebiliriz. Etraf temiz"

Adam başıyla onaylayarak beni içeri sokmuştu.

"Hadi geç şurada otur"
Sinirle diklenerek karşısına geçmiştim.
"Oturmuyorum hiçbiryerde"

Eliyle oturmam için gösterdiği sandalyeyi vurarak kenara itmiştim.

Adam tekrar sandalyeyi kaldırarak kolumdan tutmuştu.
"Otur dedim sana"

"Oturmuyo-"

"Çocuklar rahat bırakın. Siz artık gidebilirsiniz"

Duyduğum sesle hemen arkama dönmüştüm. Buuu? Nasıl olur?

"B...bayan J-jung??"

"Hoşgeldin kızım"

"Hoşgeldin kızım"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hope Again∞JHopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin