Arkamı döndüğümde bir kızla karşılaştım. Yüzü tanıdık geliyordu fakat çıkaramıyordum. Yanında oldukça çekici bir çocuk vardı.
Kız "affedersiniz, adınız Nil mi acaba?"dedi.
Gözlerimi kısarak "evet" dedim. Fakat sizi çıkaramadım.
Kız birden boynuma sarıldı ve "biliyordum" dedi. Beni nasıl tanımazsın? Hani sınıfa sonradan gelmiştim. Diğerleriyle asla anlaşamıyordum ve sen bana çok samimi davranmıştın. Kısa sürmüş olsa da geçirdiğimiz vakit, seni unutmam mümkün değil.
"Aaah, evet! Hatırladım Defnee! Seni nasıl hatırlamam! Benim için biraz zor zamanlardı.O kadar değişmişsin ki söylemesen asla tanıyamazdım. Sımsıkı sarıldık. Defne burada okuduğum zamanlarda sınıf arkadaşımdı. Ailesi buraya sonradan taşınmıştı ve sınıfa ayak uyduramamıştı. Ona kanım kaynamıştı ve yakın arkadaş olmuştuk. Birlikte annemin yaptığı meyveli kekleri yerdik ve resim yapardık. Buradan aniden ayrılınca onunla vedalaşamamıştım. Çok sevecen bir kızdı. Yeşil ve büyük gözleri vardı. Saçları sarıydı ve boyu uzundu.
Bana tekrar tekrar sarıldı. "Seni gördüğüme hala inanamıyorum. Buradan habersiz gidişin ve annenin ölümü beni çok üzmüştü. Sen gittikten sonra yakın arkadaşımı kaybettiğim için çok ağlamıştım. Yıllar sonra seni yeniden buldum. Seni taa karşı kaldırımdan gördüm, hemen peşinden geldim, çok tereddüt ettim aslında. Ama doğru hatırlamışım, gerçekten senmişssin. Seni o kadar çok aradım ki ulaşamadım bir türlü...Dayından nefret ettiğimi belirtmeliyim. Bana her şeyi anlatmalısın. Buraya nasıl döndün, hala o çiftlik evinde mi yaşıyorsunuz, sen iyi misin?..."
" Evet iyiyim. Gerçekten sana layık bir arkadaş olamadığım için üzgünüm. Seni aramalıydım. Arkadaşlığımız kısa sürse de o kısa süre içinde gerçekten çok eğlenmiştim. Bu arada çiftlik evinde yalnız yaşıyorum. Tanıdık birini görmek beni çok mutlu etti. Vaktin varsa bir yerlerde oturup konuşmalıyız. "
"Elbette" dedi bana tekrar sarılarak. Bu arada bu ikiz kardeşim Boran. Heyecandan onu unuttum. Çocuk biraz öne gelerek elini uzattı ve "merhaba Nil, memnun oldum." dedi.
Birlikte bir kafeye geçtik. Boran bir saat sonra bizi gelip alacağını söyleyerek yanımızdan ayrıldı. Yukarı kata çıkıp meyveli kek ve kahve söyledik. Defne yaşadıklarımı az çok biliyordu. Üzgün bir tavırla ve acırmış gibi bana bakıyordu. Yaşadıklarımı şimdilik ona çok anlatmak istemedim. Ortamı değiştirmek istercesine "Dönem başlamak üzere, sahi okuyor musun?" dedi.
"Evet, mimarlık son sınıfım. Sen ne okuyorsun?"
" Ciddi olamazsın ben de!" dedi ve bir çığlık attı. Diğer masadakiler bize baktı. Ama yurtdışına gideceğim diyerek dudak büktü. Sonra tekrardan neşenelerekk "Hatırlıyor musun birlikte sürekli resim yapardık. Hala bir tanesi duruyor. Büyüdüğümüz zaman ressam olmayı hayal ederdik."
" Bu harika, dedim. Orada okuma şansın varsa değerlendirmelisin. Az çok hatırlıyorum resim yaptığımız zamanları. Ama ressam olmamışsın dedim sorgulayan gözlerle.
"Tanrım beş parasız kalmaktan korktum" dedi ve ikimizde kahkaha atarak güldük. Burada kalacağım süre içinde güzelce vakit geçirelim.Bir şeye ihtiyacın varsa söyle lütfen, diye de ekledi. Gerçekten çok eğlenceli biriydi. Onun yanında zaman nasıl geçti anlamadım. Uzun zamandır böyle gülmüyordum. Birden Defne'nin gülümsemesi yarıda kesildi.
"Beni aramak nasıl hiç aklına gelmez, dedi ve dudak büktü. Gerçekten zor bir hayatın olmalı."
Bir iç çektim ve "gerçekten çok zordu" dedim. Sadece sen değil, buraya dair hiçbir şeye ulaşmak benim için kolay olmadı.
![](https://img.wattpad.com/cover/173517341-288-k478623.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYUDAKİ GÜN IŞIĞI
RomanceHer başlangıç korkutucudur ve başladığından itibaren bitişe doğru geri sayım başlar. Başlamanın kaçınılmaz sonucudur bu. Seçimse bizimdir. Ya kaçarsın başlangıçlardan ya da dibi görmeye hazırsındır. Herkesten uzaklaşıp çiftlik evimize taşınmıştım. U...