Bölüm 8 ▶ Başkalaşmış

62.5K 3K 68
                                    

Multi : Bölüm Müziği


Sabah gözlerimi güçlükle aralamak zorunda kalmıştım. Israrla çalan telefonum, gözlerimi kapalı tutma çabalarımı boşa çıkarmıştı.

Huysuzlanarak komodinin üzerindeki telefona uzandım. Ekranda beliren isme kaşlarımı çatarak bakmıştım. Asla vazgeçmeyecekti, pes etmeyecekti. Cevaplama tuşuna basıp uykulu çıkan sesimle, "Efendim Doğu" dedim. 

Kafamı yeniden yastığa koyup gözlerimi kapadım. Uykuma kaldığım yerden devam etmek istiyordum. 

"Masal, hemen bana yerini söyle" diye emretti.

Ona tanımadığım bir adamın evinde, üstelik yalnız kaldığımı söylersem küplere bineceğini biliyordum. Dahası o adamın bana yaptıklarının sadece ufacık bir kısmını söylesem bile her şeyin rayından çıkacağını çok iyi biliyordum. Bu işlerden uzak durması gerekiyordu ve ben bu konuda son derece kararlıydım.

Sıkıntıyla nefes verdim. "Gerçekten Doğu, sabah sabah bu konuşmayı yapmak istemiyorum" dedim bıkkın bir sesle.

Kısa bir sessizlik oldu. Ses tonunu kontrol altına almaya çalıştığını biliyordum. Aşırı kızgın olmasına rağmen, beni kışkırtmak istemiyordu. Yeniden telefonu kapatmamdan, bana ulaşamamaktan korkuyordu. 

Kırgın çıkan sesiyle, "Biz ne zaman bu hale geldik?" diye sordu.

Soruyu kendi kendine sormuş gibiydi. Gözlerimi dehşete kapılarak açtım ve yattığım yerden doğruldum. Olayı başka yerlere çekmesini beklemiyordum.

Ben sormadan, "Bana güvenmiyorsun" diye ekledi düşüncelerimi onaylarcasına

Üzerimdeki, pamuklu saten örtüyü savurup ayağa kalktım. Artık gözlerimde uyku kırıntısı bile kalmamıştı.  

Kızgınlıkla, "Nasıl böyle bir şey düşünürsün sen ya? Ben kendimden çok sana güvenirim Doğu. Bunu bilmiyormuş gibi konuşma sakın" dedim.  Kızgındım ama içimde bir yerlerde korkmuştum. Ona verdiğim değeri bilmemesi canımı sıkmıştı. O ve babamdan başka kimsem yoktu ki benim. O da bunu biliyordu. Bir de Nil vardı ama onunla asla Doğu gibi olamamıştık.

"Öyleyse neden böylesin? Nerede olduğunu söylemiyorsun. Neler olduğunu anlatmıyorsun" dedi sitemle.

Sıkıntısı, telefondan bana ulaşıyordu ve o an için buna kısmen son vermek zorundaydım. Birkaç saniye öncesinde kafamda kurduğum bütün planları bırakıp ona gerçeği söyledim. 

"Buna sizi bulaştırmak istemiyorum" dedim. Sanki beni görebilirmiş gibi başımı iki yana sallamıştım. Duvara bitişik boy aynasında kendimi gördüğüm de, halimin içler acısı olduğunu fark ettim ama umursamadım. O an için umursadığım tek şey, Doğu'ydu. 

"Bu yüzden mi kaçıyorsun? Bizi korumak için mi?" diye sordu kızgın sesiyle. İtirafım onu sakinleştirmek yerine daha da öfkelendirmişti.

Bir anlık sessizliğin ardından, odanın dışında yankılanan sesi duydum ve telefonu kulağımdan uzaklaştırdım. Bir çeşit kırılma sesiydi. 

Telefonu kulağıma yeniden yaklaştırıp, sesimin korkulu çıkmaması için özel bir çaba sarf etmek zorunda kaldım. Çabucak, " Kapatmam gerekiyor. Seni sonra ararım tamam mı? Gerçekten beni merak etme. Güvendeyim" dedim ve cevabını beklemeden telefonu kapattım. 


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mavi Kelebek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin