9. bölüm

20 4 0
                                    

       Sabahın ilk ışıklarıyla evdeki herkes ayaklanmıştı . Sabaha kadar göndereceği pusulaları yazan Ester uyumamıştı . Uyumadığı her halinden belli olan biri daha vardı ,üstelik çokda üzgündü . Sevdiği adamın çıktığı bu yol gezinti değil aşırı tehlikeli bir yoldu . 

          -Güzel gözlüm lütfen böyle üzgün durma . Senin cesur duruşunu hatırlamak bana güç verecek .           

      Zoraki bir gülümsemeyle karşılık verdi seviği adama . Elinde değildi oysa . 

    -Dualarım seninle birlikte 

  -Buna eminim benim tatlı sevgilim. 

    Sevgilim mi? duyduğu en güzel sözdü sanki . İlişkilerinin adını koymuş onu sahiplenmişti genç adam . Evet artık James onun sevgilisiydi .Bu kelime bizi birbirimize bağlıyor artık diye düşünerek sevince boğuldu .

  -Hüznümün tek sebebi bu kadar çabuk ayrılıyor olmak yoksa başarıyla döneceğine olan inancım tam ve seni dualarımla bekliycem .

    -Benim şans meleğimin dualarında olduğumu bilmek bana cesaret verecek . Sen benim en büyük şansımsın . Yalnız gecelerimde senin gülen yüzünü düşünmek huzurum olacak bunu böyle bil. 

  -O şans benim James . Seni bana getiren kadere ne kadar minnet duysamda bu kadar çabuk götürdüğü için öfkeliyim de.

 -Her şey çok  güzel olacak ve bir ayı bulmadan dönmüş olacağım .

 - Bizi bekliyorlar hadi artık gidelim"  derken kolunu omzuna atmıştı genç kızın . Birlikte arabanın yanında bekleyenlere doğru yürüdüler .

        Mirada malikanesine at üstünde gelmişti bu iki genç adam . Şimdiyse otuz kişilik bir kafile ve iki arabayla yola çıkılıyordu. Ester uygun gördüğü kişileri kafileye eklemişti .Göşteriş önemliydi . Gittikleri her yere güçlü bir imajla girmeliydiler .

       James ise yol üstündeki tüm köylerde küçük molalar verip halkla sıcak temas kurması , insanları kendine hayran bırakması ve güvenlerini kazanması konusunda tembihlenmişti . Düşünüyordu bunları becerebilecekmiydi ? 

     Vedalaşmaların ardından kafile tüm görkemiyle bilinmeze doğru yola çıktı sonunda . Sadece tahminler ve dualar vardı şu an için ellerinde . İlerleyen günlerde göreceklerdi rüzgarın kimin tarafında eseceğini . Sıkıntılı bekleyiş herkes için başladı .

  -Offff Ester nasıl geçecek onsuz günler .

  -Dua ile . Sadece dua ile .

  -Tabiiki her an dua edeceğim . Amaaa

  -Susss. Ama falan yok , hadi içeri .Bizimde işlerimiz var . Boş boş bekleyecek değiliz .

  -Ne yapacağız ?

  -Baban geldikten sonra bende yolculuğa çıkacağım .Görmem, görüşmem gereken yerler var.

  -Bende gelirim seninle .

  -Hayır .

  -Evetttt.

  -Baban geldiğinde konuşuruz o izin verirse bakarız .Benim gönlüm yok ama kont ne derse onu yaparız .

   -Tamamdır o zaman " derken sevinçten havaya sıçradı . Biliyordu ki babası bugüne kadar ona hiç hayır dememişti .

      Kafiledekiler endişeli yolculuklarına devam ederken Bruce aklından geçenlerse bambaşkaydı . O bu yolculuk çok iyi oldu , o güzellikten uzaklaşmak onu unutmama yardımcı olur  belki diye düşünüyordu . Aklından bir an gitmesede o orman yeşili gözler zaman ve uzaklık iyi gelecekdi . Buna inanmak istiyordu , böyle olmalıydı yoksa kalbindeki bu acıya dayanamıyor boğulduğunu hissediyordu . Böyle bir acıyla sınanmak dünyanın en ağır imtihanı olmalı . Sevmek ama buna hakkın olmadığını bilmek . Uzaktan uzağa bakmaya dahi hakkı yoktu , bu ne acı bir sınav .

     Arabanın durmasıyla kapısı açıldı " Efendim inebilirsiniz ". Üç saatlik yol boyunca tek kelime konuşmayan iki genç adam indiler arabadan . Kafaları öyle meşguldü ki birbirleriyle konuşmadıklarının farkında bile değildi ikiside . 

       Küçük  bir köydü  mola verdikleri yer . Köylülerin ikramlarıyla karınlarını doyurup halkla kısa süreli bir sohbetin ardından tekrar yola koyuldular . 

   -Birine dertlerini anlatabilmeyi ne çok istiyorlarmış meğer .Biri susmadan diğeri başlıyor konuşmaya . 

   -Evet .Bu insanların refaha ulaşabilmesi için ne gerekiyorsa yapmalıyım dostum . 

   -Onlar gibi pek çoklarının umudu olacaksın James . 

    James düşünceli bir halde pencereden dışarıdaki otlakları seyre  koyuldu.Yılın bu zamanı tabiat her yerde tüm coşkusuyla yeşilin her tonuna bürünürdü. Renk renk çiçeklerle donanır insana neşe  verirdi ,umutları tazelerdi . 

        Bir sene bile sürmeden tüm bu toprakların tek hükümdarı o olacaktı . Bu koca ülkenin tek yöneticisi KRAL olacaktı . Kafasından geçen bu hayaller istemsiz gülümsemesine seseb oldu .

         Arkadaşını seyre dalmış Bruce merak etti birden arkadaşının aklından geçenleri .Onu böyle gülümseten şeyin sebebini . Muhtemelen Elenorayı düşünüyordu. İçinde bir şeylerin alev alev yandı  , ağzını aniden açıp ooffff diye haykırmasaydı patlayacaktı . Ağzından ateş çıktığını sandı . 

-İyi misin Bruce ?

-İyiyim . Yemek ağır geldi biraz . 

- Haklısın dostum bende çok yemişim " dedikten sonra bir kahkaha attı . " Neyse biraz uyumaya çalışalım yol uzun  " diyip yanındaki örtüyü üzerine çekti . Az sonrada horlamaya başladı .

           Jamesin tek sevmediği şeyi bu yeri göğü inleten horlamalarıydı . Onunla aynı odada yatmak zorunda kaldıklarında sabaha kadar uyuyamaz yinede arkadaşını uyandırmaya kıyamazdı . 

     Sabaha kadar uyuyamayanlar içinde o da vardı . Yemek bir de üstüne arabanın toprak yolda yumuşak sallantısı daha fazla dayanamadı . Sızmayla uyuma arası bir şeye teslim olup gitti .

Kralı devirmek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin