Sabahın ilk ışıklarıyla evdeki herkes ayaklanmıştı . Sabaha kadar göndereceği pusulaları yazan Ester uyumamıştı . Uyumadığı her halinden belli olan biri daha vardı ,üstelik çokda üzgündü . Sevdiği adamın çıktığı bu yol gezinti değil aşırı tehlikeli bir yoldu .
-Güzel gözlüm lütfen böyle üzgün durma . Senin cesur duruşunu hatırlamak bana güç verecek .
Zoraki bir gülümsemeyle karşılık verdi seviği adama . Elinde değildi oysa .
-Dualarım seninle birlikte
-Buna eminim benim tatlı sevgilim.
Sevgilim mi? duyduğu en güzel sözdü sanki . İlişkilerinin adını koymuş onu sahiplenmişti genç adam . Evet artık James onun sevgilisiydi .Bu kelime bizi birbirimize bağlıyor artık diye düşünerek sevince boğuldu .
-Hüznümün tek sebebi bu kadar çabuk ayrılıyor olmak yoksa başarıyla döneceğine olan inancım tam ve seni dualarımla bekliycem .
-Benim şans meleğimin dualarında olduğumu bilmek bana cesaret verecek . Sen benim en büyük şansımsın . Yalnız gecelerimde senin gülen yüzünü düşünmek huzurum olacak bunu böyle bil.
-O şans benim James . Seni bana getiren kadere ne kadar minnet duysamda bu kadar çabuk götürdüğü için öfkeliyim de.
-Her şey çok güzel olacak ve bir ayı bulmadan dönmüş olacağım .
- Bizi bekliyorlar hadi artık gidelim" derken kolunu omzuna atmıştı genç kızın . Birlikte arabanın yanında bekleyenlere doğru yürüdüler .
Mirada malikanesine at üstünde gelmişti bu iki genç adam . Şimdiyse otuz kişilik bir kafile ve iki arabayla yola çıkılıyordu. Ester uygun gördüğü kişileri kafileye eklemişti .Göşteriş önemliydi . Gittikleri her yere güçlü bir imajla girmeliydiler .
James ise yol üstündeki tüm köylerde küçük molalar verip halkla sıcak temas kurması , insanları kendine hayran bırakması ve güvenlerini kazanması konusunda tembihlenmişti . Düşünüyordu bunları becerebilecekmiydi ?
Vedalaşmaların ardından kafile tüm görkemiyle bilinmeze doğru yola çıktı sonunda . Sadece tahminler ve dualar vardı şu an için ellerinde . İlerleyen günlerde göreceklerdi rüzgarın kimin tarafında eseceğini . Sıkıntılı bekleyiş herkes için başladı .
-Offff Ester nasıl geçecek onsuz günler .
-Dua ile . Sadece dua ile .
-Tabiiki her an dua edeceğim . Amaaa
-Susss. Ama falan yok , hadi içeri .Bizimde işlerimiz var . Boş boş bekleyecek değiliz .
-Ne yapacağız ?
-Baban geldikten sonra bende yolculuğa çıkacağım .Görmem, görüşmem gereken yerler var.
-Bende gelirim seninle .
-Hayır .
-Evetttt.
-Baban geldiğinde konuşuruz o izin verirse bakarız .Benim gönlüm yok ama kont ne derse onu yaparız .
-Tamamdır o zaman " derken sevinçten havaya sıçradı . Biliyordu ki babası bugüne kadar ona hiç hayır dememişti .
Kafiledekiler endişeli yolculuklarına devam ederken Bruce aklından geçenlerse bambaşkaydı . O bu yolculuk çok iyi oldu , o güzellikten uzaklaşmak onu unutmama yardımcı olur belki diye düşünüyordu . Aklından bir an gitmesede o orman yeşili gözler zaman ve uzaklık iyi gelecekdi . Buna inanmak istiyordu , böyle olmalıydı yoksa kalbindeki bu acıya dayanamıyor boğulduğunu hissediyordu . Böyle bir acıyla sınanmak dünyanın en ağır imtihanı olmalı . Sevmek ama buna hakkın olmadığını bilmek . Uzaktan uzağa bakmaya dahi hakkı yoktu , bu ne acı bir sınav .
Arabanın durmasıyla kapısı açıldı " Efendim inebilirsiniz ". Üç saatlik yol boyunca tek kelime konuşmayan iki genç adam indiler arabadan . Kafaları öyle meşguldü ki birbirleriyle konuşmadıklarının farkında bile değildi ikiside .
Küçük bir köydü mola verdikleri yer . Köylülerin ikramlarıyla karınlarını doyurup halkla kısa süreli bir sohbetin ardından tekrar yola koyuldular .
-Birine dertlerini anlatabilmeyi ne çok istiyorlarmış meğer .Biri susmadan diğeri başlıyor konuşmaya .
-Evet .Bu insanların refaha ulaşabilmesi için ne gerekiyorsa yapmalıyım dostum .
-Onlar gibi pek çoklarının umudu olacaksın James .
James düşünceli bir halde pencereden dışarıdaki otlakları seyre koyuldu.Yılın bu zamanı tabiat her yerde tüm coşkusuyla yeşilin her tonuna bürünürdü. Renk renk çiçeklerle donanır insana neşe verirdi ,umutları tazelerdi .
Bir sene bile sürmeden tüm bu toprakların tek hükümdarı o olacaktı . Bu koca ülkenin tek yöneticisi KRAL olacaktı . Kafasından geçen bu hayaller istemsiz gülümsemesine seseb oldu .
Arkadaşını seyre dalmış Bruce merak etti birden arkadaşının aklından geçenleri .Onu böyle gülümseten şeyin sebebini . Muhtemelen Elenorayı düşünüyordu. İçinde bir şeylerin alev alev yandı , ağzını aniden açıp ooffff diye haykırmasaydı patlayacaktı . Ağzından ateş çıktığını sandı .
-İyi misin Bruce ?
-İyiyim . Yemek ağır geldi biraz .
- Haklısın dostum bende çok yemişim " dedikten sonra bir kahkaha attı . " Neyse biraz uyumaya çalışalım yol uzun " diyip yanındaki örtüyü üzerine çekti . Az sonrada horlamaya başladı .
Jamesin tek sevmediği şeyi bu yeri göğü inleten horlamalarıydı . Onunla aynı odada yatmak zorunda kaldıklarında sabaha kadar uyuyamaz yinede arkadaşını uyandırmaya kıyamazdı .
Sabaha kadar uyuyamayanlar içinde o da vardı . Yemek bir de üstüne arabanın toprak yolda yumuşak sallantısı daha fazla dayanamadı . Sızmayla uyuma arası bir şeye teslim olup gitti .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kralı devirmek
Ficción históricaAnnesinin kraliçenin nedimesi olması onun suçu değildi , sonuçta kralın oğluydu. Hakkı olan tahtı almak için savaşı başlattı. Hayatının aşkıysa, hayatının savaşını verirken karşısına çıktı. Şans iyi birşey, senden yanaysa