1🍺KARAR

90.6K 1.4K 817
                                    


Burnum işlevini kaybetmeye başladığı sırada bakışlarım ondaydı. Fotoğraftakilerin aksine iri yapılı ve oldukça korkutucuydu. Kemikli yüz hatları, uzun ve sık kirpikleri, belirgin elmacık kemiği ve dolgun denilecek kadar büyük dudaklarıyla evet, ona inanmış olmam gayet normaldi. Hangi kız bu güzelliğe hayır diyebilirdi ki?

"Sen gerçekten psikopatsın!" Diye bağırdım ürkütücü bakışlarına rağmen. "Ne yani, beni bir köle olarak mı kullanacaksın? Hayal görüyor olmalısın."

Dilini şaklatıp deri koltukta biraz daha yayıldı. Cidden, böyle bir ortamda nasıl bu kadar rahat olabiliyordu...
Buradaki manzaranın pek iyi olduğu söylenemezdi. Kimin evinde, tavandan kurbanlık et gibi sarkıttığı cesetler olurdu ki. Ya da hangi psikopat sosyal medyadan bir kızı kolayca elde edip üstüne reele davet edip pis işlerine alet ederdi?

"Eğer dediklerimi yapmazsan," eliyle tavana astığı cesetleri gösterdi. "Onlardan bir farkın olmaz, yarın seni de doğrar buraya atarım ve... viskimi yudumlayıp başka talihli aramaya başlarım." Deyip elinde ki bardaktan bir yudum daha aldı.

Benden istediği şeyse içler acısıydı.

"Seni ihbar edeceğim. Seni sürüm sürüm süründüreceğim!" Dedim kafamı iki yana sallarken. Sinirle soluyup derin bir nefes aldım ve olayları idrak etmeye çalıştım. Benim gibi gözü açık bir insan. Nasıl olurda... böyle bir tuzağa düşerdi.

Sadece, erkek arkadaşımdı. Kimi zaman iki kelime fazla konuşabilmek için gecelerimi verdiğim, kimi zamanda çevrimiçi oluşunu izleyip mesaj atması için dört döndüğüm arkadaşımdı. Pekala sanaldan sevgili yapmak ergence olabilirdi ama...

Ona güvenmiştim.

Tek kelimeyle, güvenmiştim.

Nereden bilebilirdim ki reel de bu kadar psikopat bir adam olduğunu? O kadar gerçekci oynamıştı ki, arkadaş canlısı, mükemmel bir insandı. Bu lanet eve girmeden öncede aynı şeyleri düşünüyordum, ancak şu an... Ah, kesinlikle aptaldım. Sırf bir sene oldu diye, bir senedir sanaldan konuşuyoruz diye ona güvenmiştim. Her şeyi yalandı, adından tutun, burcuna, yaşına hatta tuttuğu takıma kadar...

Nasıl bir kumpasın içerisine düşmüştüm aklım almıyordu, henüz yeni idrak ediyordum olanları.

"Emniyette güçlü tanıdıklarım var." dedi cevap olarak. Bitirmiş olduğu içkisini tekrardan doldurup yudumladı.

Yüzümü buruşturarak ona baktım.

"Psikopat ruh hastası."

Kafasını iki yana salladı kabul etmezcesine.

"Daha fazlası..." diye fısıldadı dudaklarına götürdüğü bardağın içine doğru. "Biliyor musun, seninle konuşmak eğlenceliydi. Sen, diğerlerinden daha farklıydın. Hiç çekinmeden, her şeyini anlattın ve... işimi kolaylaştırdın. İnan bana, sana minnettarım." Dudaklarında ki edepsiz gülüşe karşı bende pek edepli olmayan bir küfür mırıldandım.

"Beni elde edebileceğini zannediyorsan yanılıyorsun. Diğerlerine benzemem, bunu en iyi senin biliyor olman lazım."

Ne zamandan beri insanlık ölmüş, herkes çıkarını düşünür olmuştu... Kabullenemediğim gerçek hala beynimde yankılanıyor ve olayın şokunu atlatmakta güçlük çekiyordum. Tam olarak flörtleşiyor sayılmazdık. Eh, elbette arada cilveleştiğimiz olmuştu ancak daha çok abi gibi yaklaşmıştı bana. Belkide ben öyle sanmıştım.

Korumacı ve sahiplenici.

O bana içini döktükçe ben ona daha çok açmıştım kendimi.

Ve bam!

Bingo!

Şimdi o çok sevdiğim erkek arkadaşımın, belkide hoşlandığımın uyuşturucu ticareti yaptığını, elde etmeye çalıştığı insanların ve o insanlardan birininde ben olduğumu öğrendim. Ne iyi ama değil mi? Masum kız ayaklarına yatıp, lütfen bana zarar verme, yalvarıyorum gibi saçma sapan triplere girecek değildim. Korkmuyorum desem yalan olurdu ancak ona kolayca yenilecek de değildim.

"Nasıl bir insansın sen, nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun?" Sonlara doğru kısılan sesimi umursamadan bağlandığım sandalyede debelenmeye ve iplerden kurtulmaya çalıştım, nafileydi. Etrafımdan sarkan cesetler ve beraberinde gelen çürümüş et kokusu kusma isteğimi arttırsada içirdiği çeşitli ilaçlardan dolayı kusamıyordum bile. İstifini bozmadan gözlerini gözlerime dikti.

"Sana diyorum, çıkar beni buradan!" Kısık gözleriyle dikkatlice yüzümü incelemeye başladı. "İçeriye geçelim, adam akıllı konuşalım." Diye devam ettim her şeye rağmen cesurca.

Elbette yalandı. Beni buradan çıkarttığı an kasığına tekmeyi yerdi. O da bunu bildiği için siyah deri koltukta biraz daha yayıldı.

"Her şey yalandı değil mi, bana anlattığın o acıklı hikayeler, komik anılar... Her şey, değil mi?" Acımasız gülüşü dudaklarına yerleştiğinde gözleriyle etrafımı sarmış cesetleri işaret etti. "Onların hayatlarından kesitler sundum sana, sende seve seve kabul ettin hayatına."

Dudaklarımı birbirine bastırıp derin bir nefes aldım. Gözlerime nükseden yaşları göndermeye çalışıyor, ısrarcı oldukları için başaramıyordum. Kafamı önüme eğip buradan çıkmanın yolunu düşünmeye başladım. Yoktu, o kadar korunaklı bir evdi ki dış kapısında sayamadığım kadar çok kilit vardı. Hadi diyelim kilitlerin birini buldum, diğerlerini bulmam imkansızdı. Arkamdan bağladığı bileklerim sızlamaya başladığında ağzımdan kaçan inlemeye engel olamadım. Buraya geleli en az iki saat olmuştu ve ben iki saattir hareketsizdim. Her yerim ağrıyordu.

"Piç kurusu,"

Öylece baktı.

"Katil,"

Viskisinden bir yudum daha aldı. Onun rahatlığı, etkilenmeyişi beni daha da çileden çıkartıyor ve o da bunu bildiği için hareketsiz kalmaya devam ediyordu.

"Orospu çocuğu!"

Gözlerini devirdi ve yerinde sinir bozucu bir yavaşlıkta doğruldu. "Bana bilmediğim bir şey söyle." Dediğinde ağzım şaşkınlıkla aralanmıştı.

"Sana inanmıyorum." Düşünür gibi yapıp yüzünü buruşturdu.

"Beşinci söyleyişin."

Onu umursamayarak başımı iki yana salladım. "Lütfen bana şaka yaptığını söyle, lütfen..."

Derin bir nefes alıp ayağa kalktı.

"Sıkıldım," dedi bir kaç adımda yanıma yaklaşırken. Ardından eğildi ve yüzünü yüzüme olabildiğince yaklaştırdı. Erkeksi kokusu burnumdan sızdığında nefes almamak için büyük bir çaba gösterdim.

"Artık sızlanmalarını bırakta bana bir şey söyle. Arkanda ki cesetler gibi kokarcaya mı dönmek istersin yoksa kuzu olup itaat etmek mi,"

Doğruldu.

"Karar senin."

Profilde duyuru yapıyorum, takip etmeyi unutmayın.💦

TUZAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin