13🍺ÇIRILÇIPLAK

38.4K 855 621
                                    

Oy vermeyi UNUTMAYIN.

Kapana sıkışmak... son zamanlarda tattığım en büyük lezzetti. Bu öyle çelişkili bir tatdı ki, kendimi birkaç haftadır fare gibi hissetmeye başlamıştım. Nerede hata yapıyordum, ya da değiştiriyorum, nerede hataya maruz kalıyordum bilmiyorum ama artık birilerinin bana hem ruhen hemde bedenen yardımcı olması gerekiyordu.

"Artık beni sal, be adam!"

İsyan dolu sözlerime karşı, hırıltılı gülüşü kulaklarıma dolduğunda arkama dönmeyi, dudaklarının kıvrılışını görmeyi o kadar çok istedim ki... Sonra bu isteğimin saçmalığına kızıp, debelenmeye başladım. Kafasını omzuma koydu, ılık nefesinin boynuma çarpışını hissedince iyice gerilmiş, dudaklarıma doluşan kelimeleri toparlayıp tek bir cümle hâline bile getirememiştim. Zincir ise ondan etkilendiğimi anlamış gibi, inadına, kollarını sıkılaştırıp dudaklarını boynuma sürttü. "Bırak." Dedim nihayet, sesimin titremesine engel olamazken.

Polisler arabanın içinde miydi, araba boş muydu göremiyordum. Polis aracıyla aramızda küçümsenemeyecek bir mesafe vardı ve Zincir'in elinden kurtulmayı başarsam saniyesinde tekrardan kollarının arasında bulurdum kendimi.

"Bırakır mısın?" Diye tısladım dişlerimin arasından, bu kez ricaydı çünkü sinirlenmeye başlıyordum, normal hayatımda da birilerinin beni durdurmasından, tutmasından, omzumu dürtmesinden ya da önüme geçmesinden hoşlanan bir insan değildim ama maşallah Zincir, bunların hepsini her gün bir posta yapıyordu.

"Şimdi..." diye fısıldadı tatlı bir mırıltıyla. Nefesi kulağımı kaşındırmıştı ve huylandığımı belli eden ciste çıkan inlememe engel olamamıştım. "Buradan gideceğiz ve sen hiçbir şey olmamış gibi, bende ne yapmaya çalıştığını anlamamış gibi davranacağım. Duydun mu?" Sesindeki tehditkâr tını, tüm tabularımı yıkmıştı. Biri kaçmaktan mı bahsediyordu? Boşverin gitsin.

"Ama çişim var." Dedim utancı ve öfkeyi bir kenara itip, gerçekleri öne sürerken. Bakın, ben cidden çişini tutabilen bir insan değildim. Salarsam fena olurdu.

"Siktiğimin çişini eve gidince de yapabilirsin diye umuyorum." Hızlıca kafamı salladım. Yapardım canım, tabii yapardım. Aynen, aynen. Kasıklarımın ağrısını düşünmemeye çalışarak, gevşettiği kollarının arasından kolayca sıyrıldım. Eli ben daha kendime gelemeden bileğimi yakaladı ve ters istikâmete doğru peşinden sürüklemeye başladı.

Polisler'e 'Imdat, yardım edin' diye bağırabilirdim ancak henüz o kadar da canıma susamamıştım. Zaten arabanın içinde polis olup olmadığı da muammaydı, Zincirle boş boşuna polimiğe girmek istemiyordum. En azından şu an tuvalete giderken yolumu kaybettim, polislere gitmiyordum diye yalan uydurabilecektim. Ha büyük ihtimal yemeyecekti ama elinde kanıtı olmadığı için kızamayacaktı da.

'ZCR' plakalı siyah uzun arabanın önüne geldiğimizde yarışı kimin kazandığını çok merak ediyordum. Zincir'e sorsam tepkisi ne olur acaba diye düşünürken, arka kapıyı açıp beni içeri sokmasıyla Zümrüt ve Tankurtla karşılaşmam bir oldu.

"Sizin ne işiniz var burada?" Zümrüt'ün yanına oturup, konuşmalarını bekledim. Tankurt'un yanakları kızarmış, beni umursamadan pencereden dışarıyı izlemeye başlamıştı.

TUZAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin