13

23 6 3
                                    

Yıllar geçtikçe dinlediğin bir şarkının sözünü, izlediğin bir filmi veya okuduğun bir kitabı daha iyi anlıyorsun. Sevdiğin sanatçı bir şarkı çıkartıyor. Onu beğeniyorsun çünkü sevdiğin kişi yaptı bunu ama anlattığını anlamıyorsun. Bir kaç yıl geçtikten sonra dinlediğinde anlıyorsun ve yıllandıkça daha farklı, kulağına yeni gelen ritimleri duyuyorsun. Sanırım insanlar bu yüzden kendi dönemlerinde sevip dineldikleri şarkılardan vazgeçemiyor. Yıllar geçtikçe anlamadığın bir şeyi kavramak seni mutlu mu eder yoksa geçen zamanın asla yaşanmamasını mı isterdin? Şarkıyı kavrıyorsun çünkü anlamadığın süre zarfınca bazı olaylar yaşadın ve yaşadığın olaylar pek iyi şeyler değil. Eğer iyi olmuş olsaydı o şarkıyı daha derinden eşlik edebilir miydin? O şarkıyı veyahut anlamadığın ''onu'' çözdükten sonra mutluluk ve üzüntünün arasında kalmış hissetmez miydin? Mutlusun çünkü geliştin. Kendimden yola gidecek olursam mutlu olurum. Çünkü yıllardır sevdiğim sanatçının şarkısını ve bir çok şarkı sözünü, izlediğim filmlerin konusunu anladım. Geliştim, güçlendim. Üzgünüm çünkü gelişip güçlenmek için, anlamak için zor şeyler yaşadım. Klasikler gibi. Hayatta klasikler gibi değil midir? Nötr ama mutluluk, neşe ve pozitifliğin ya da üzüntünün, gerçeğin acı yüzünü ve negatifliğin arasında sürekli gidip geliyor. Sanki ikinci kısmı daha ağır basıyor gibi de oluyor, insanın içinde buruk bir his bırakıyor gibi de. Bazı insanlar bu yüzden klasikleri sevmiyor bence. Hayat gibi hüzünlü ve arada kalmış klasikleri sıkıcı buluyorlar. Bazılarımız ise klasikleri sever çünkü yaşıyorlar ve görüyorlar. Sen klasikleri sever misin? Ben yaşamayı ve görmeyi ister miydim?

GülşehirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin