Beynimde yankılanan bir ayrılık şarkısı ve ağzımdan çıkan acı alkol kokusu, öğlen olmuş... Hayır, bu o sabah değil henüz. Hatta sabah bile değil. Nerede olduğumu hatırlamaya çalışıyorum, korkuyorum çünkü her yer karanlık. Son anda köye geldiğimizi hatırladım. Doğru ya, köydeydik. Burayı seviyordum ilk geldiğim zaman. Sahil sadece on dakikalık yoldaydı. A, sana orada kurduğum hayalleri anlatmak istiyorum. Seninle birlikteydik. Sahil boyunca koşuyorduk. Gülüyoruz. Sonrasında birbirimizi denize fırlatıyorduk. Seninle sahil boyunca yürüdükten sonra havlularımızı kuma serip güneşin altına uzanıyorduk. Hayatımız, geleceğimiz hakkında konuşuyorduk. Geleceğimiz hakkındaki tatlı amaçlardan bahsediyorduk. Denize girdikten sonra eve doğru yürüyorduk. Sineklerin çoğunlukla bulunduğu yerden hızlıca geçiyorduk. Evin kapasına vardığımız zaman babaannem kumları temizlememiz için bağırıyor, biz de neşemiz bozulmadan dediğini yaptıktan sonra içeri girme hakkını elde ediyorduk. Köydeki evimiz iki katlı. Ahşap kapıdan girer girmez ilk solda oturma odası bulunuyordu. Aynı hizanın karşısında ise mutfak bulunuyordu. Holden biraz daha devam ettiğimiz zaman oturma odasının yanında yıkanacağımız banyo bulunuyordu. Banyonun karşısında biri büyük diğeri küçük oda olmak üzere yer alıyordu. Küçük odada bavullarımız varken büyük oda babaannemin yattığı oda. Asıl sevdiğimiz kısım üst kat. Banyo ile iki odanın arasında bulunan merdivenden adım adım yukarı tırmandığın zaman sonsuza kadar vakit geçirebileceğin bir ev beliriyor gözünde. İlk sol kapıdan girdiğin zaman boş ve kullanılmayan bir mutfakla karşılaşıyorsun. Boş mutfağın yanında ıvır zıvırların konulduğu bir oda ve karşısında alt kattaki banyonun aksine günümüze gelmiş bir banyo bulunuyor. Banyonun sağında babamın kaldığı oda ve ortada bizim kaldığımız, en azından öyle hayal ettiğim oturma odası. Seninle hınzır şeyleri yaptığımızı hayal ettiğim oda. Evet, babam yan odada uyurken. Babama uyku tutmuyor ve biz sessiz olmamıza rağmen bir şeyler çevirdiğimizi anlıyor. Bir sonraki gün babam, sen ve ben akşam yemeği hazırlarken senin boş bir anını yakalıyor ve şunları söylüyor,
"Ne olduğunuzu bilmiyorum A, ama ona iyi geliyorsun o yüzden asla ayrılmayın." diyor gülümseyerek.
Kulağa, kulağıma ne kadar hoş geliyor, değil mi? Hayattan fazla bir beklenti yok. Ama ne yazık ki sizi unutmam için ya size benzer birini bulmalıyım ya da ulaşılmayana ulaşmam gerek. Ama zaten siz, aşk ulaşılmaz değil misiniz?Neyse ki daha fazla sana ulaşmak istemiyorum sevgilim. On gün boyunc sana sarılarak uyuduğumu düşlediğim odada uyudum ama bana hiçbir acı vermedi. Hiç bir şey hissedemedim.
Yanlış olamam çünkü kalbime güveniyorum.