thirty|pool

24K 2.1K 814
                                    

Selam

Arkadaşlık ilişkileri, tatil için giriş; mutlu taekook, kıskançlıklar..

yorum beklediğimi unutmayın

iyi okumalar!♥



Tümseklerle dolu upuzun bir yolun ardından vardığımız, krem rengi ve kahverenginin birleştiği müstakil evi görür görmez arabayı durduran Yugyeom, dakikalardır sürdüğü arabanın direksiyonuna vurup "Geldik!" diye adeta bağırdı. Simsiyah saçlarını iyice geriye ittirmiş, omuzlarından aşağıya bol bir şekilde dökülen askılısının tamamen açıkta bıraktığı kaslı kollarını havaya kaldırıp gülmüştü. Minseok yanındaki koltuktaydı ve arka koltukta üç kişiydik. Jin solumda, somurtmaktan dudakları düşecek Jeongguk hemen sağımda ve neredeyse kucağımdaydı.

Annemin bizden habersiz bir şekilde kiraladığı bu ev, aslına bakılırsa hepimizin kalabileceği kadar büyük sayılırdı. O,  yıllardır arkadaş grubumla birlikte tatile gitmem için çabalıyordu ama bir türlü beni ikna edememişti işte ve Jeongguk'u kullanarak beni kandırdığı gibi de bunu ayarlamıştı. Tek fark, bu sefer ben ve arkadaş grubum için değil, ben, Jeongguk ve arkadaş gruplarımız için bir şeyler düşünmüştü.

Tabii Jeongguk, bundan pek memnun sayılmazdı.

Bunu direkt söylemese de her halinden belliydi, çünkü, Tanrım-Yol boyunca dudaklarını büküp; kaşlarını çatmış ve kollarını göğsünün altında birleştirip bacaklarını dizlerimin üzerine atarak müzik dinlemişti. Normalde olsa, yakalarıma yapışıp, arabada sevişelim mi? diye ağlardı ama şu an arabamız ağzına kadar dolu olduğundan bunu yapamamıştı tabii, kesin bunun için sinirliydi beyefendi, o çatık kaşlarının ve sürekli ısırıp durduğu ufak dudaklarının başka bir açıklaması olamazdı.

Minseok ellerini çırpıp arabanın kapısını açtığında Jin de esneyerek kapısını açmış ve aşağıya indiği gibi, ayaklarının şiştiğine dair binbir şey söylemeye başlamıştı; hemen arkamızdaki arabada Jimin, Jihoon ve Hoseok vardı ki, onlar da inip, bir şeyler konuşmaya başlamışlardı bile.

Yerimde hafifçe kıpırdanıp, belimi rahatlatmaya çalıştıktan sonra, dizlerimden bacaklarını indiren Jeongguk'a döndüm, telefonunu cebine sıkıştırıp, "Hyung," demişti kısık ve son derece bebeksi bir tınıda. "Gerçekten de bu ev çok güzelmiş ama-Ama keşke sadece ikimiz gelseydik, değil mi? Şimdi istediğin kadar rahat olabilir misin ki onların yanında?"

Bir anda aklındakileri saymaya başlamasıyla beraber elim yumuşak yanağına kayıp, hafifçe kavradı ve parmaklarımın arasındaki tenini sıkıştırıp bırakırken hiç düşünmedim. Dakikalardır düşündüğü şeyin ben olduğumu öğrenmem bir an için kalbimin olduğu kısmı sıcacık etmiş, mideme ufak bir ateş topu yollayıvermişti. Çatık kaşları yumuşadı, ufak dudakları iyice öne uzadı ve kolları hemencecik boynuma dolandı. "Hm?" diye mırıldandı bir cevap beklercesine. "Hyung, i-istersen ben onları kovarım!"

Ona bir cevap vermek yerine, kollarını kendimden uzaklaştırmış ve Jin'in açtığı kapıdan çıkıp, arabanın etrafında dolanmıştım. Hala kapalı olan kapısını açtığım gibi hemencecik oturduğu koltuktan zıplayarak çıkınca, beklemeden kollarımı bacaklarının altından geçirmiş ve onu kucağıma kaldırıp sırtını arabanın yüzeyine yaslamıştım. Diğerleri etrafta dolanıyordu, Yugyeom elindeki anahtarla bahçe kapısını açmaya çalışıyordu ve Jeongguk hafifçe büyüyen gözleriyle yüzüme şaşkın şaşkın bakıyordu. "Kimden utanacakmışım?" diye mırıldandım burnumu en güzel uzuvlarının biri, çenesinde gezdirirken. Aslında, biraz utanıyordum, evet-Tanrım. Ama, Jeongguk bundan öyle çok etkileniyordu ki her şeyi içime atıp orada çözmeli ve onun yanında, tamamen normal bir insanmış gibi davranmam gerektiğini düşünüyordum. Üstelik, buradaki herkes aramızda olanları biliyordu ve işte, kimse umursamıyordu bile.

stigma ' vkook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin