twenty nine|first time

27.7K 2.3K 1.3K
                                    

Merrrhabaaaalaaaar efendiiiiimmmm

Comeback yapmışımdırr *alkış*

Bölüm, aklıma takılan bir noktayla alakalı. Taehyung'un takıntılı bir insan olduğunu biliyorsunuz, bir şeyi içine atsa da tamamen çözmeden rahatlayamıyor. O yüzden bu bölümü ona ayırdım, geçiş bölümü, hem biraz elim alışsın ühü

Sizi ve yorumlarınızı çooook özledim, haberiniz olsun:""

Ve nur, onca bölümü geçirdiğin, yanımda olduğun için tekrar son kez teşekkür ederim, bu ve bundan sonraki her bölüm senin için, seni çok seviyorum

Herkese tekrar okudukları için çok teşekkür ederim, hepinizi çok seviyorum

VE DOĞAAA DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN ILYYYYYYY💖💖💋💖

İyi okumalar♡

Yaz tatilinin başlaması ardından geçen bir hafta boyunca, beni eve kilitleyip, istediği tüm oyunları oynattıran; bana yemek yaptıran, arada bir alışverişe yollayıp poşet taşıtan, kendine masaj yaptırtan ve beğenmediğinde homurdanan sevgilim, bugün beni rahat bırakmak istemiş gibi Jin, Yugyeom ve Minseok'tan oluşan ufak arkadaş grubumla buluşmama olanak sağlamıştı.

Çocuklar birkaç kez toplanmış ve beni de çağırmışlardı ama dediğim gibi, sürekli Jeongguk'la meşguldüm ve bu çok garipti ki, ondan asla sıkılmıyordum. Sabah onda, annemin zoruyla kalkıp kahvaltı yapıyor; geceleri uyumak bilmeden dünya üzerindeki tüm dizileri izlemek istiyor gibi davranıyorduk ve bunu yaparken Jeongguk sürekli yaramazlık peşindeydi. Elini sürekli bir yerlerimde gezdiriyor, yanağıma ufak öpücükler bırakarak beni baştan çıkartabilecek onlarca şey söylüyordu ama sorun bendeydi, ilk seferden sonra Jeongguk'un çok zorlandığını görüp biraz korkmuş; bir müddet hiç zevk almadığını düşünmüş, tonlarca araştırma yapmış ve stresli bir hale gelmiştim. Bana dokunduğunda bile bir garip hissedip kaçıyor; sonra çok pişman oluyordum.

Aklım hep şunlarla doluydu, neden elini tutmadın? neden onu öpmedin? sen daha çok istiyorsun, pısırıklık etme.

Onu korkutmak, istenmediğini düşündürtmek istemiyordum. Aslında o, aramızdaki bu sorunu çözdüğümüzü düşünüyordu, hele de göğsüne düşen dondurmayı afiyetle yalamamın ardından, kesinlikle öyle düşünüyordu fakat durum bu değildi işte. Ne zaman yaklaşmaya çalışsa, mutlaka bir şey çıkartıp ortalıktan sıvışıyor; bu olayı tatilimize erteliyordum. Zaten yakın zamanda annemin bizler için ayarladığı ufak bir tatile çıkmayı planlıyorduk, yani en azından annem ufak olduğunu söylemişti çünkü tamamen detay vermek istemiyor gibi bir havası vardı. Yalnızca, Jeongguk ve arkadaşları ile, benim arkadaşlarımın da katılacağı bir tatil olduğunu söylemişti ve bu Jeongguk'u çokça sevindirmişti. Hepimizin kaynaşmasını istiyordu, herkesin onu en az benim kadar sevmesini; aramızda güçlü bir bağın olmasını ve benim diğerlerinin yanında rahat olmamı istiyordu ve haklıydı da. Çok da sevimliydi.

Sevimliliği beni öldürecek diye korkuyordum.

Çünkü o ne zaman gözlerini hızlı hızlı kırpıştırsa, sık kirpikleri kalbimin en ücra köşesini gıdıklar, dudaklarımın kıpraşmasına, hafifçe kıvrılmasına ve sonra tüm yüzüme bir gülümsemenin yayılmasına sebep olurdu. Ufak dudaklarını büzmesi dayanamadığım yüzlerce huyundan sadece biriydi ve boynundaki beni öyle çok seviyordum ki, geceleri uyuduğundan emin olduğumda, burnumu oraya yaslıyor; defalarca kez öpüyor ve homurdanarak uyanmasına sebep oluyordum. Fakat her seferinde, sabah uyandığında o anı unutuyordu ve bu da benim işime geliyordu işte.

Kafamda, aktığı için kahverengiye boyadığım saçlarımı tamamen kapatan bir şapka ve yüzümde Jeongguk'un ısrarla takmamı söylediği güneş gözlüğü vardı. Sanki yüzümü biri görürse beni yermişcesine dikkatle her yerimi kapatmaya çalışıyordu. Şort giyiyordum ve o hızla yanımda bitip bacağımda tüylerin olduğunu, çok kötü göründüğünü, hemencecik bir pantolon giymem gerektiğini anlatıyor; ısrar ediyor ve yapmazsam da kollarını göğsüne birleştirip gün boyu somurtuyordu. ona kalırsa beni gören herkes aşık olurdu ve görmesinler istiyordu.

stigma ' vkook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin