thirty five|eyeliner

15.8K 1.8K 2K
                                    

*Bir yıl sonra, Taehyung,*

"Saçlarımı kestirmem gerekiyor,"

Uzun, kemikli ve son zamanlarda daha da zayıflamamın verdiği etkiyle incelen parmaklarım yavaşça saçlarımın arasından geçerken öylece aynaya bakıp mırıldandığımda, üzerine geçirdiği buluzun iplerini bağlamaya çalışan Soojin gülümsedi, belini sıkıca saran etek, yanıma yaklaşırken sekerek yürümesinin etkisiyle havalandığı için ellerini yaslayarak düzeltmiş ve sonra bana sırtını dönerek, "Önce şu ipleri bağla," demişti. "Sonra belki kesip kesmemen gerektiğini söylerim."

Ona burnumdan güler gibi bir ses çıkararak ellerimi boynundan sarkan iplere götürdüm ve hızlıca bağlayıp "Sana soran olmadı," diye homurdandım. Bana aldırmazdı, asla aldırmıyordu-Her zaman kendi istediği her şeyi, istediği an söylerdi ve inanın etrafındakileri asla umursamazdı. Tabii ben de onu umursamazdım, sanırım bu yüzden anlaşıyorduk.

Yavaşça önüme geçerek kendini son kez aynada kontrol ederken "Teşekkür ederim," dediği gibi bana dönüp yanağıma hızlı bir öpücük bıraktı. Sonra bu boktan evdeki en pahalı yere yönelip rujlarından herhangi birini almış ve zaten hepsi kırmızı olduğundan umursamazca dudağına yedirip geri bırakmıştı.

Onu izlemeyi keserek pantolonumu bacaklarımdan geçirdim, hava biraz soğuduğundan hızlıca botlarımı da giyip tişörtümü belimde sıkıştırmış ve ceketim omuzlarımı sardığı gibi "Hadi artık," diye seslenmiştim. Soojin bu sırada, sahiden güzel görünüyordu çünkü tutturduğu kahküllerini hızlıca düzelterek saçlarını boynuna doğru uzatmıştı. Güzeldi, Soojin gerçekten güzeldi ve eminim gittiğimiz yerde milyonlarca erkeğin dibini düşürebilirdi.

"Geliyorum bebeğim, çık sen!"

Ona, her zaman geç kaldığı için gözlerimi devirerek dışarı çıktığım gibi, titreyen ellerim kendini belli etti. Tanrım, Tanrım, çok zordu. Soojin'in yanında hiçbir şeyi belli etmemeye çalışmak çok zordu. Bir duygu belirtisi göstermemek için çabalamak, şimdi; tam bugün, gidişimin üzerinden bir yıl geçmişken onu deli gibi özlediğimi belli etmemek çok zordu. Her şey, Tanrı şahit benim için şu sıralar çok zordu çünkü geride bıraktığım her şeye, her şeyime, geri dönüyormuş gibi hissediyordum. Sanki bugün döneceğim okul, bir yıl önce aşkından deliye dönmüş o Taehyung'u geri getirecekti ve ben çok korkuyordum.

Evet, Jeongguk'tan kaçıp ortalıktan tamamen yok olduğum o zamanın üzerinden aylar geçmişti.

Ve ben geri dönüyordum.

Aylardır onu görmediğimi söylersem bu kesinlikle tamamen yalan olurdu çünkü, çünkü ben Jeongguk'tan kopamıyordum. Sikeyim ki kopamıyordum ama ona geri dönmek de istemiyordum, her gün onu görmek için evin köşesinde bekliyordum-Her gün sosyal medya hesaplarını deli gibi kontrol ediyordum ama bir türlü ona geri dönemiyordum. Beni çok kırmıştı, o, eski Taehyung'u çok fazla kırmıştı ve içimde kırıntıları kalan o eski Taehyung öyle içli ağlıyordu ki, onu hala affedemiyordum.

Jeongguk'u görmezsem kendime ceza verirdim.

Ve ben, ona ceza vermek istiyordum.

Onu görüyordum, yemin ederim her gün, her gün onu görmeye çabalıyordum ama kahretsin ki dersleri olmadığında eve tıkılıp kalıyordu. Sadece Yeontan'ı gezdirmeye çıkardığını görüyordum-Çok ince giyiniyordu, kendine hiç iyi bakmıyordu, zayıflıktan neredeyse yok oluyordu ama bir türlü kendine iyi bakmıyordu. Artık saçlarını uzatmıyordu mesela, kulağının altına değse hemen kesiveriyordu ve Jeongguk öyle çok içiyordu ki, bazı günler okula ayılamadan gittiğini görüyordum. İlk sene geçememişti, sınıf tekrarı yapmak zorundaydı ve sikeyim ki, eğer böyle devam ederse bu sene de kalacaktı.

stigma ' vkook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin