lisa: yine aynı şeyi yaptın
lisa: söylediklerinle beni büyük bir savaşa ittin
lisa: ama ben savaşmaktan çok yoruldum
lisa: kendimle, aklımla, kalbimle savaşmaktan anlayamayacağın kadar çok yoruldum
lisa: artık savaşmak istemiyorum
lisa: düşünmek istemiyorum
lisa: sorgulamak istemiyorum
lisa: öylesine yaşayamıyor muyuz biz ya?
jungkook: hayattan keyif alarak yaşamak varken neden öylesine yaşıyorsun ki
lisa: hayattan keyif alamadığım için?
lisa: işte bu yüzden senin öyle konuşmana şaşırıyorum
lisa: böyle konuşan birine benzeyecek en son kişi falansın
jungkook: hey
jungkook: insanları dış görünüşüne göre yargılama
lisa: seni dış görünüşüne göre yargılasam tavandaki egon uzaya çıkardı
jungkook: hahahahahah
jungkook: ne güldüm ne güldüm
jungkook: ama yine de teşekkür ederin
jungkook: %50'lik kısımda çok gereksiz bir ima yapsan da
jungkook: geri kalan kısımda da farkında olmadan beni övdün
lisa: her neyse
jungkook: lisa
lisa: efendim
jungkook: bana güveniyor musun?
O sırada ağzıma attığım gevreklerden biri boğazıma takılarak öksürmeye başladım. Birden neden bunu sorma gereği duymuştu ki?
lisa: ne?
lisa: nereden çıktı?
jungkook: sadece soruyorum
jungkook: bana güveniyor musun?
lisa: şey
lisa: yani
lisa: bilmiyorum
lisa: sanırım güveniyorum
lisa: sana güvenebileceğimi hissediyorum
lisa: içimden bir ses güvenmemi de söylüyor
lisa: ama hislerime ve içimdeki sese güvenmiyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
faith
Fanfictionkütüphanede jungkook ile yolu kesişen lalisa, bunun yalnızca bir seferliğe mahsus bir denk geliş olmasını umsa da öyle olmaz. Mart 2019 | lorna ©