"Ben geldim!" diyerek içeri girdiğimde çantamı kenara bırakırken montumu da askılığa astım. Jennie bugün de okula gitmemişti. Sabah ben ve Rosè okula gitmek için erkenden çıktığımızda da Taehyung gelmişti ancak şimdi evde ikisi de yoktu. Üstelik ben kütüphaneye giderken Rosè de dersten çıkmış ve eve gideceğini söylemişti.
Cebimden telefonumu çıkarıp son aramaların en üstünde bulunan Rosè'nin numarasına dokunacağım sırada kapının çalmasıyla geldiğini düşünerek telefonumu bıraktım ve kapıyı açtım. Ancak gelen o değildi. "Ya ne var ya?" diye homurdanarak kapıyı tekrar kapatmaya yöneldiğimde ayağını araya sıkıştırdı ve kapatmamı engelledi. "Saat 9."
Kaşlarımı kaldırdım. "Ee?"
"Mesajımı gördün. Hadi ama Sarışın! Oyunbozanlık yapma."
"Bir kere hayır dedim zaten, niye ikincisi soruyorsun ki? Fikrim değişmeyecek." Başımı iki yana sallarken "Hayır." dedim bu sefer tane tane ve bastırarak.
"Jennie ve Rosè de orada ama."
"Jennie ve Rosé mi?" diye mırıldandığımda başını sallarken kapıyı benim direnemeyeceğim bir güçle ittirerek tamamen açtı ve izin almaya tenezzül dahi etmeden içeri girdi. "Evime girerken önce bir izin alsaydın keşke."
"Aştığımız konulardan birinin de bu olduğunu sanıyordum."
Dudaklarımı büzdüm ve gözlerimi kırpıştırdım. "Tüh ya, demek ki aşamamışız."
"Bak en son buna benzer bir konuşma yaptığımızda gecenin sonunda klüpteydik. O yüzden meseleyi uzatma da giyin."
"Gelmiyorum diyorum, anlamıyor musun?"
"Üçe kadar sayacağım ve sen o zamana kadar odana girip hazırlanmaya başlamazsan kapıya çıkıp apartmandaki herkesin duyabileceği şekilde bağırırım. Zaten bağırmama bile gerek yok sesimi bir tık yükseltsem senin bağırışınla aynı seviyede olur."
Kollarımı göğsümde birleştirip kaşlarımı kaldırdım. "Ne diye?"
"Sizin ev sahibinizin erkeklerden haz etmediğini söylemedin mi? Onu sinirlendirecek herhangi bir şey söylerim işte. Ne bileyim," Sırıttı. "Şimdi... sen teksin, e ben de geldim. Ev boş. Bilemem artık kadın ne anlar—" Gözlerim şokla açılırken elimi dudağına bastırarak onu susturduğumda neşeyle kıkırdayıp bileğimden tuttu ve elimi indirdi. "Yapamazsın."
"Denemesi bedava güzelim."
"Ya sen beni ne istiyorsun? Gitsene o geçenki kıza işte! Tüm gece yanındaydı zaten. Ben orada fazlalığım."
"Sen öyle olduğunu düşünebilirsin ama fazlalık falan değilsin. Herkes seni çok sevdi Lisa! Ayrıca sen de ilk başta sıkılsan da sonradan eğlendin, bunu inkar edemezsin."
"Bir gece eğlendim diye her gece orada olmak zorunda mıyım?"
"Olsan ne olur?"
"Okuyorum canım ben. Senin aksine de derslerimi önemsiyorum." Durdum. "Önemsemeye çalışıyorum."
"Bir günlüğüne tekrar önemsemeyi bırakabilirsin." diye mırıldanarak kolumdan tuttuğu gibi odama doğru yürümeye başlarken arkasından da beni çekiştiriyordu. Kapalı olan kapımı açıp beni içeriye iteklediğinde ona dönüp itiraz etmek etmek için dudaklarımı aralasam da üzerime çektiği kapı yüzünden hiçbir şey diyemeden dudaklarımı geri kapatmak zorunda kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
faith
Fanfictionkütüphanede jungkook ile yolu kesişen lalisa, bunun yalnızca bir seferliğe mahsus bir denk geliş olmasını umsa da öyle olmaz. Mart 2019 | lorna ©