Karanlığın İçindeki Güneşler - Tamamlandı-(düzenleniyor)

14.BÖLÜM

Elinden çiçeği alıp burnuma götürüp kokladım. Bir anda aklıma gelen şeyle

"SEN NASIL ÇIKTIN HASTANEDEN! "

Diye bağırdım. Kulaklarını ovalayıp

"sakin ol, İyiyim ben"

"adama bak yaa çıldırtacak beni, dün yoğun bakımdan çıkan bendim ya iyi olursun sen!.. "

" yaw İpek kulak zarımı patlattın. Ne cırtlak sesin varmış senin... "

Annem kolumu dürttü ve

" kızım bir dinle ilk önce"

"iyi anlat nasıl çıktın hastaneden"

İlk önce anneme sonrada bana bakıp

"doktora çok dil döktüm. Sırf seni söyledim diye izin verdi. "

" ya sen daha dün kaza geçirdin. Artı yoğun bakımdan çıktın. Nasıl bir günde iyileştin ayrıca o doktor buna nasıl izin verebiliyor. "

" doktorun bir suçu yok. Ben eğer siz çıkaramazsınız kaçarım dedim. İpek hem ben arabanın arka koltuğundaydım. Fazla bir şeyim yok benim"

"he Murat he ondan dün yoğun bakımdan çıktın dimi. Ayy ben ne çok 'yoğun bakım' kelimesini kullandım bu gün ya. "

Gülerek anneme sonrada babama baktı.

" sanırım kızlardan bulaştı"

Hepimiz gülerken arkadan babamın sesi geldi.

"akşama burda kalmak isteyen varsa yatak yorgan getireyim"

"tamam tamam geldik... Hadi kızım kızdırmayın da gidelim"

Babam Murat'ın arabasına binerken hayretler içerisinde anneme baktım. O da aynı şekilde bana bakıyordu.

"baban iyi değil sanırım kızım... Bu kadar çabuk kabullendiğine göre sana baya güvenmiş Murat oğlum"

"hadi bizde binelim"

Murat bizim evin önünde durduğunda babama dönüp

"baba ya biz hastaneye gitsek "

" neden"

"kazazedelerin yanına... Hem Nazlı'ya da söz vermiştim bu gün gideriz diye"

"tamam gidin ama çok geç kalmayın... Delikanlı kızım sana emanet"

"başım gözüm üstüne "

Arabadan indiklerinde bende ön koltuğa geçtim.

Çiçek hala elimdeydi. Kırmızı ışıkta durduğumuz da

" Murat yaklaşırmısın"

"bir şey mi oldu güzelim"

"eğil sen bi"

Bana doğru eğilince yanağına küçük bir buse kondurdum. Elini yanağına koydu ve sırıtarak bana baktı.

Arkadan gelen korna sesleriyle kendine geldi ve Nazlı'ların evlerinin önüne geldik.

Nazlı çıktığında kahve saçlarını savura savura arabaya bindi. Süslenmiş miydi bu kız.

Yanağımdan öpüp.

"nasılsın gebeşçiim ve de enişteciim?"

"biz iyiyiz de sen nasılsın"

Biraz kinayeli konuştum anlamış olacak ki kaşlarını çattı.

"iyiyim gebeşçiim iyiyim"

Arabadan inip tam içeri girecekken tiz bir ses

"kııızlaaarrr"

Arkamıza dönüp baktığımızda somurtan bir adet Simge ile karşılaştık...

"e aşk olsun yani insan benide gelip alırdı dimi enişte "

" haber vermedin ki gelelim"

Murat'ı hiç takmadan Nazlı'nın koluna girdi... Bende Murat'ın koluna girince hep beraber içeri girdik...

Ki kapıyı açmamızla hiç beklemediğimiz bir manzarayla karşılaştık...

Caner, Gökhan ve Mete ellerinde çiçeklerle süslenmiş odanın içinde ayakta duruyorlardı...

Simge - Caner'e, Nazlı'ysa - Gökhan'a doğru gittiler...

"kadınlar günün kutlu olsun mağara kadını"

"ayyy teşekkür ederiiimm"

"seninde kadınlar günün kutlu olsun yeşil gözlü kız"

"ayyyyyy çok çok çok teşekkür ederim yaaaa"

Bizimkilerin arasında geçen konuşmaya mı yoksa Mete'nin Sevda'yı sorarken, Sevda'nın gelmesine mi şaşırsam bilemedim...

"kadınlar günün kutlu olsun Sevda"

"teşekkür ederim"

Murat'a kısa bir bakış attım. Sanırım onunda haberi yoktu.

"Murat beni bi cimcikler misin"

"nee"

"rüyada mıyım gerçekte mi onu anlayamadım da"

"aynı rüyayı görüyor olamayacağımıza göre gerçek güzelim"

"senin de kadınlar günün kutlu olsun yenge"

"teşekkür ederim... Kızlar biz bir lavaboya gidelim"

"bebem burda var ya"

"Simge gidelim biz"

Kızlarla odadan çıkınca daha fazla kendimi tutamayıp gülmeye başladım.

"ben hahahaha boşuna haha demedim havada aşk kokuları var diye hahaha"

"İpeekk"

"ya Allah aşkına Sevda ya hadi bunları anladım belliydi zaten de sen beni gerçekten şaşırttın"

"ne yapsaydım İpek istemiyorum mu deseydim"

"hadi onu diyemezdin de ağzın kulaklarındaydı kııızz"

"aa dinime küfreden müslüman olsa seninde Caner'e bakışlarını görmedik mi"

"beni boşverin de Nazlı kalp Gökhan aşkı doğuyor galiba"

"sizinle hiç uğraşamıycam... Hadi içeri girelim "

" girelim bakalım "

Tabii biz bu kadar gülerken bir kaç gün sonra ağlayacağımızı bilmiyorduk...