***9.BÖLÜM

968 61 7
                                    

Saatler saniyelere karışmış, yelkovan akrebi kovalamış ve gabes üzerimize çökmüştü. Hakkında bir kaç şey daha öğrenmiş ve zihnimin savaşını daha çekilmez hâle getirmiştim. Gözlerindeki çocukla tanışmış, küçücük ellerini tutmuş ve yaralarını izlemiştim. Sırtındaki büyük yükü görmüş, yanına diz çökmüştüm.

Onu tanımıyordum, bu hiç bir zaman göz ardı edemeyeceğim bir gerçekti.

Ama zihnimden geçen cümleler, onu tanıdığımda, pişman olmayacağımı söylüyordu.

Zihnimdeki sese güvenmeli miydim?

Hiç bir şeyi bilmediğim gibi bunu da bilmiyordum.

Yolculuğun başından beri hiç bir şey söylememişti ve bu sessizliğinin beni huzursuz ettiğini fark ediyordum. Dudaklarımı aralayıp söyleyeceğim şeyden emin olmak için bekledim. Tam bundan vazgeçmişken hareleri bana döndü ve beklentiyle baktı. "Şuan nerede yaşıyorsun, Murat?" Dudaklarında küçük bir tebessüm peydah oldu ve hemen ardından ne olduysa eski halini aldı.

"Caner ve Gökhan'la aynı evde yaşıyoruz," Dedi tüm dikkati yoldayken. "İkisinin aileleri çok yakındı." Bu söyledikleri devamınım pek iyi olmayacağını fısıldıyordu. "İki sene önce, aileleri bir arabada Antalya'ya tatile gidiyorlardı. Bizimkiler onlarla gitmemişti, hep birlikte burada kalacaktık." Yorgun bir nefes aldı ve evimin olduğu sokağa saptarken devam etti. "Kaza yapmışlar, bizim saatler sonra haberimiz oldu. Hepsini o kazada kaybettik."

Sözleri kalbimin sızladığını hissetmeme neden olmuştu. 4 kişiyi aynı kazada kaybetmek çok acıydı. Bunun altından nasıl kalkmışlardı?

Arabayı evimin önünde durdurdu ve düşüncelerimi duymuş gibi gözleri gözlerime ilişti. "Çok sancılı geçti hatta hâlâ geçmiş sayılmaz. İkisi de çok güçlü,"

Devam edecekti ama buna fırsat vermeden ona doğru yaklaştım ve kısık sesle konuştum. "Yıllar önce onlar sana sahip çıktı, yıllar sonra da sen onlara. Şimdi daha iyi anlıyorum birbirinizi nasıl kardeş gibi gördüğünüzü." Başını usul usul salladı ve derin bir nefes aldı. "Aramızda 2 yaş var İpek," Dedi ve derin bir nefes aldı. "Ailen bunu nasıl karşılar bilmiyorum ama en önemlisi sen nasıl karşılarsın?"

Yaşını sormayı akıl etmediğimi şimdi fark ediyordum. Düşündüm. Yaşının benim için önemi var mıydı?

Ve bu soruyu başka bir soruyla cevapladım.

"Aynı yaşta olsaydık, şuan bu durumda olmayacak mıydık?" Kaşları çatıldı ve bana biraz daha yaklaştı. "Senden küçük olsaydım bile aynı durumda olacaktık, İpek. Ben seni yaşın yüzünden sevmedim." Tebessüm ettim ve gözlerimi gözlerinden ayırıp arkama yaslandım. "O halde?" O da benim gibi gülümsedi ve arkasına yaslandı.

Aklıma gelen şeyi hiç düşünmeden sordum. "Ama lise birde aynı sınıfta olduğumuzu söylemiştin? " Bana yalan mı söylemişti?

"Ben bir sene geç başladım okula ve bir sene de sınıfta kaldım." Dedi açıklamak isteyerek. Başımı anladığımı belli etmek için salladım.

"Ben gitsem iyi olacak." Dedim kapıyı açmaya yeltenirken. Çantamı kavrayan elimin üstünde parmaklarını hissettiğimde duraksadım. Hafızamın oyunlarının yine yaklaştığını hissettim ve zihnimi saran karanlıktan kurtulmak için elimi ondan uzaklaştırdım.

"Özür dilerim," Dedi büyük bir suçlulukla. "Sana iznin dışında dokunmamam gerektiğini unutuyorum bazen, çok özür dilerim." Derin bir nefesi hızlıca ciğerlerimde doldurdum ve ona baktım.

"Böyle değildi," Dedim. "Bir kaç gün öncesine kadar böyle değildi. Geçmişti, bu kadar ürkmüyordum. Bütün o halisülasyonlar yoktu." Gözlerimin dolduğunu hissettim. Eli yavaşça elimi tuttu ve güven vermek ister gibi sıktı.

Karanlığın İçindeki Güneşler - Tamamlandı-(düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin