***7. BÖLÜM

1.2K 67 3
                                    

*Okuduğum şeyler kaşlarımı çatmama neden olurken, ağzımdaki lokmanın boğazıma kalmasıyla öksürmeye başladım... *

Ablam bardağa su doldururken,bir yandan da söyleniyordu.

"Helal helal. İyimisin? "

Başımı sallayıp elindeki su bardağını aldım. Bir kaç yudum aldıktan sonra bardağı masaya bıraktım ve telefonun ekranını kapatıp ayağa kalktım.

"Ben hemen geleceğim."

Bizimkiler arkamdan homurdanırken onları umursamayıp elimi göbeğimin altına destek yaptım ve odama girdim. Emin olmak için mesajı tekrar okudum. Hayır! Yanlış değildi. Ne demek evlilik teklifi!?

'Merhaba. Öncelikle kendimi tanıtmalıyım. Ben Gökçe. Murat'ın arkadaşı sayılırım. Kendisi her ne kadar söyleme dese de ben sana söyleyeceğim;Murat sana bu akşam evlilik teklifi edecek... Bunu sana neden söylediğimi bende bilmiyorum. Neyse, hoşçakal. '

Tekrar tekrar okumamın ardından sessizce yatağımın üzerine oturdum. Ben ona bizden olmayacağını söyleyecekken, adam bana evlilik teklifi edecekmiş!..

Ayağa kalkıp annemlerin yanına gittim. Masayı toplamışlardı. Hadi ama, ben daha yiyecektim!

Annemin yanına gidip mahcup bir bakış attım.Gelelim fasulyenin faydalarına...

"Anne?"

Bana bakmadan başını soracasına salladı. Boğazımı temizleyip ellerimi göbeğimin altında birleştirdim.

"Ben, biraz dışarı çıkabilirmiyim? "

Elindeki tabağı bırakıp tek kaşını kaldırarak gözlerime baktı. Bu kadın bana her böyle baktığında arkamı dönüp kaçmak istiyordum ama bu sefer böyle olmayacaktı.

" Ne işin var dışarda? "

Kızlarla buluşacağım mı deseydim acaba? Ama öyle söylersem Simge kesin ağzından kaçırırdı. En iyisi doğruyu söylemek...

" Şey, "

Bir süre daha cümlelerimi ölçüp tarttıktan sonra derin bir nefes aldım.

" Murat'la buluşacağım... "

Kaşlarını hemen çatıp bedenini tamamen bana çevirdi. Nefesini yavaşça verdi. İzin vermeyeceği zaten belliydi...

" Kızım, ne işin var tanıyıp etmediğin bir adamla dışarda? "

Dudaklarımı büzüp saçlarımı geri attım.

" Anne, öyle söyleme. Hem bir şey konuşmam lazım onunla. "

Beklentiyle gözlerine baktığım da bakışlarını kısa bir süre benden çekti. Bıraktığı tabağı tekrar eline alırken, bir yandan da bana cevap verdi.

" Sadece bir saat, İpek! Bir saati, bir dakika dahi geçmeyecek! "

Ellerimi boynuna dolayıp yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.

" Tamam, anneciğim! "

Annem söylenmeye devam ederken, ben çoktan odama kaçmış ve kapımı kapatmıştım. Yatağın üzerine bıraktığım telefonu tekrar ellerimin arasına aldım. Onun numarasının üzerine tıklayıp aramaya başladım. Acaba mesaj mı atsaydım?

"İpek?"

Heyecan dolu sesi kulaklarımı çınlattığında yüzümü buruşturup yapmacık bir sevinçle konuştum.

"Murat, nasılsın? "

Yatağın üzerine oturup cevabını beklemeye başladım.

" İyiyim, sen? Yani;siz nasılsınız? "

Karanlığın İçindeki Güneşler - Tamamlandı-(düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin