Sessizliğimi bozmadan eve doğru yürüyordum. Pardon, yürüyorduk.
Sessiz kaldığım her an tüm olaylar gözümün önüne gelirdi ve ben kendimi düşünmekten alıkoyamazdım. O anlardan birindeydim.
Kendime gelebilmek için kafamı sağa sola salladım. Eve yaklaşmamıza yaklaşık 5 dakika kalmıştı.
Olduğum yerde durup, "Sen artık gidebilirsin." dedim Furkan'a dönerek.
"Az kaldı zaten bırakıp giderim."
Sinirle ofladım. "Neden?"
Anlamayarak, "Ne neden?" dedi.
"Neden bana bu kadar iyi davranıyorsun? Bana baktığında intikam alma isteğin olmuyor mu? Niye nefret etmiyorsun benden?"
Şaşkın gözlerle gözlerime bakmaya devam etti. Ne olmuştu bana bir anda?
"Sana ne yaparsam yapayım hiç yaranamayacak mıyım Ceren? Derdin ne senin?"
Gözlerim dolmaya başladı. "Bilmiyorum. Her şey üzerime üzerime geliyor. Ne istediğimi ne yapmam gerektiğini bilmiyorum."
Omuzlarımdan tutup beni kendine yaklaştırdı. "Ben buradayım, burada olacağım. Yalnız değilsin."
Yaşlı gözlerle gülümseyip baktım ona. "Biliyorum. Ani çıkıştım özür dilerim."
"Sorun değil."
"Gide-" diyecektim ki yarıda kaldı. Yine mi?!
"Ceren!"
İkimizde kafamızı sesin geldiği yöne doğru çevirdik. Yiğit bize doğru yaklaşıyordu.
Ateş püsküren gözlerle bize bakmaya başladı. "Siz ikiniz hiç ayrı kalamıyor musunuz?"
Sevdiğim kişi beni başkasıyla görüyordu ve ihanet ediyormuş gibi hissediyordum. Sence hâlâ seviyor musun?
İç sesimin yönelttiği soruyu cevaplayamadım. Yiğit'i hâlâ seviyor muydum?
"Niye zoruna mı gidiyor?"
Furkan'ın sesi beni kendime getirdi. Yiğit'e bakıp konuşmasını bekledim.
"Kuzenime alıkoyman zoruma gidiyor, evet."
Boğazımı temizleyip, "Beni eve bırakıyordu sadece." dedim.
"Belki de daha fazlası da var. Sana ne?"
Furkan konuşunca gözlerim irileşti. Olay çıkmasını mı istiyordu?
Yiğit Furkan'a bakıp, "O zaman sana gerek kalmadı. Onlara gidiyorum zaten, birlikte gideriz." dedi.
Furkan derin bir nefes alıp zoraki bir gülümseme yerleştirdi dudaklarına. "Peki, öyle olsun."
"Şey," deyip Furkan'a döndüm. "Yarın görüşürüz o zaman."
Furkan kafasını sallayıp, "Görüşürüz." dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Gülümsemeye çalıştım ama yapmacık durduğundan çok emindim.
Furkan Yiğit'e sert bakışlarını gönderip yanımızdan ayrıldı. Yiğit ile başbaşa kalmak beni azıcık germişti. Azıcık mı?
"Gidelim." deyip yürümeye başladı. O görmesede kafamı sallayıp onu takip ettim.
Ev karşımızda belirirken konu açmam gerektiğini hissettim ve konuşmaya başladım.
"Ee Açelya ile aranız nasıl?"
Cevabını bildiğim soruları sormaya bayılırım."Normal" demekle yetindi. Araları düzelmiş miydi? Ya da konuyu açmamak için kestirip atıyor muydu?
"İyi iyi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ULAŞILAMIYOR
Teen FictionBir genç kız, ulaşamayacağını bile bile kuzenine aşık. Bir genç, ulaşamayacağını bile bile genç kıza aşık olan. Hepsi birbirinin ulaşamadıkları. Peki genç kız ne yapacak? Ulaşamadığı şeyin peşinden koşmaya devam mı edecek yoksa o gencin onu bu yolda...