21.Bölüm

60 2 1
                                        

Multimedia; Ceren'in aldığı elbise.

Alışveriş merkezinde gezinirken annem beni dürtüp bir mağazanın vitrinini gösterdi. Vitrine doğru yaklaşırken, "Bu elbise sana çok yakışır." dediğinde elbiseyi incelemeye başladım.

Askıları oldukça ince olan, yere kadar uzanan kırmızı, saten bir elbiseydi. Sade bir parça olmasına rağmen rengi ve modeliyle iddialıydı.

"Bakalım mı?" diye sorduğunda, "Olur bakalım." dedim.

Mağazaya girdiğimizde görevliye vitrindeki elbiseyi getirmesini rica etmiştik. Annem de elbiseleri karıştırmaya başlamıştı.

Görevli yanıma gelip elbiseyi uzattı. "Teşekkür ederim." dediğimde gülümseyip uzaklaştı.

"Ben bunu denemeye gidiyorum." diye anneme seslendikten sonra kabinlere ilerleyip boş bir tanesine girdim. Üzerimdekileri çıkarıp elbiseyi üzerime geçirdiğimde yüzümde ister istemez bir gülümseme oluştu. Vücudu sımsıkı sarması da ayrı bir hoşuma gitmişti. Boyu da gayet iyiydi, başka elbiselere bakıp aklımı karıştırmasam iyi edecektim.

"Giyindin mi?"

Dışardan gelen annemin sesiyle kabinin kilidini açıp dışarı çıktım. Annem beni baştan aşağı süzerken podyumdaymışım gibi birkaç adım atıp kendi etrafımda döndüm.

Annem gülüp, "Havalara bak havalara kimin kızı." dedikten sonra memnuniyet duyduğu bakışlarıyla, "Çok yakışmış bu sana, ben demiştim." deyip kendini övmeden geçmedi.

"Ben de çok beğendim. Alacağım." dedikten sonra kabine girip üzerimi değiştirdim ve elbiseyi elime alıp çıktım.

"Sen buldun mu bir şey?" dediğimde beni siyah elbiselerin olduğu tarafa doğru yönlendirdi. Bu mağazada tüm elbiseler renklerine ve boylarına göre ayrılmıştı. İşimiz kolaydı yani.

"Şunu beğendim ama kararsızım." dediğinde gösterdiği elbiseye baktım. Üst kısmı dantelten oluşan ve diz hizasında biten bir elbiseydi. "Bence sana çok yakışır." dedikten sonra annemi kabine yolladım.

İkimizde elbiseyi onayladığımızda elbiselerimizi alarak kasaya gittik ve ödemeyi yaptıktan sonra alışveriş merkezinden ayrıldık.

Eve geldiğimizde direkt odama geçtim ve Yaren'i aramaya başladım. Günlük sıradan olan dedikodumuzu yaptıktan sonra -bu artık bizim için klişeleşen bir şeydi- konuyu yarın ki partiye getirdi.

"Yarın için elbise seçtin değil mi?"

"Evet seçtim." dediğimde, "Neden fotoğrafını atmıyorsun pislik?" dedi. Gülüştükten sonra, "Tamam atarım." dedim. "Sen seçtin mi?"

"Kendime zengin bir koca adayı için baya iddialı bir şey bulabildim." dediğinde kahkaha attım. "Sen de az değilsin!"

"Tabii kızım. Şimdi kapatıyorum ve birazcık ders çalışmaya uçuyorum. Elbisenin fotoğrafını atmayı unutma. Benimkini yarın görürsün."

"Tamam," dedikten sonra, "Öptüm!" dedim ve telefonu kapattık.

Tam telefonu yatağımın üzerine atacaktım ki annem ile arabada geçen konuşmamız aklıma gelince dudağımı ısırdım.

Rehberde Furkan'ın adının üzerine geldiğimde aramak ile aramamak arasında kalıp en sonunda ne olacaksa olsun mantığıyla aradım.

"Selam" diye bir giriş yaptım. Ne diyeceğimi de seçemiyordum ki.

"Selam." dedi o da.

"Şey seni yarın ki parti için aramıştım." dediğimde, "Arayacağını biliyordum." dedi.

ULAŞILAMIYOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin