Birileri|Zamanın dışında boşluğun içinde🎶
Hayal dünyası bambaşka bir şey. Düşünsenize, kimse oraya karışamıyor, kimse size hakaret etmiyor, sizinle dalga geçen yok, sevdikleriniz var hep.
Hayallere dalmayı çok severdim. Sadece sevdiklerim vardı. Ama bir sorun daha vardı ki o da şuydu; sevdiklerimin beni sevmemesi.
Yaren'i dört yıl olmuştu tanıyalı, seveli, dost bileli. Evet, Burak'ta benim için öyleydi ama Yaren her zaman bir tık öndeydi.
Bazı söylentiler vardır. Belki duymuşsunuzdur belki de duyup kulak asmamışsınızdır. 'Ya sen 1 yıldır tanıdığın kişiye nasıl kardeş dersin!' veya 'Siz pek yakın değilsiniz ama 5 yıl olmuş birbirinizi tanıyalı kardeşsinizdir artık.' gibi. Size sadece tek bir şey söylemeliyim. Sevmenin ya da kardeşliğin yıllarla, zamanla alakası yok. Sizi seveni sevin, sevmeyeni de başkası sever boş verin. :)
"Nasıl?" dedim donuk bir şekilde. "Burak mı?" dedim sesimi kısarak.
Bir damla yaş süzüldü sol yanağından. "Evet. O." Bir şey söyleyemiyordum. Tepki veremiyordum ve benim neden yeni haberim oluyordu?
"Allah aşkına bir yıl etmiş ve ben neden yeni öğreniyorum?!" diye bağırarak koltuktan kalktım. Fena bir şekilde sinirlenmiştim. Hem kendime hem de Yaren'e.
O ise bana kıyasla çok sakindi. Halının desenlerinde gözünü gezdirirken, "Söyleyemedim." dedi kafasını iki yana sallayarak. "Belki de hiç söylememeliydim."
Ellerimi saçımdan geçirdim derin bir nefes vererek. "Oysa ben Yiğit'i sevmeyi kendi içimde onayladığım an sana anlattım. Peki sen ne yaptın? Gizledin benden. Hem de tanımadığım bir çocuk değil bu. Burak!"
"Tanıdığın bir çocuk olduğu için söyleyemedim tamam mı?!" dedi sesini yükselterek. "Reddetti beni anlıyor musun? Ondan hoşlanmaya başladığım zaman reddetti beni! Ben ne yaptım? Salak gibi hoşlanmayı bırakıp aşık oldum ona!"
Bu duyduklarıma dayanamıyordum. Şaka yapıyor olmalıydı. Aklım almıyordu. Peki ben, nasıl olurda ikisinin birbirine sürekli uzak olmasının sebebini tahmin edememiştim?
"Ben, ben ne diyeceğimi bilmi-" Sözümü kesti. "Boşver, mühim değil." dedi bir elini 'salla' dercesine savurarak.
"İstersen onunla konuşa-" Tekrardan sözümü kesti. "Hayır Ceren! İstemiyorum!"
"Peki." dedim bakışlarımı üzerinde gezdirerek. Berbat bir halde olduğu gözler önündeydi. Bir anda ayağı kalkarak bana yaklaştı ve sımsıkı sarıldı. Birkaç saniyelik şokumu atlattıktan sonra ben de kollarımı ona sardım. Özlemiştim.
Biraz daha öyle kaldık. İkimizde konuşmadık. Sessizliği dinledik bir daha dinleyemeyecekmiş gibi.
En sonunda birbirimizden ayrıldığımızda, "Bak tekrar söylüyorum, hiç kimseye bir şey demek yok. Özellikle de ona." diye uyarısını yaptı.
Gözlerimi devirerek, "Anladım, bayan aşık." dediğimde elime bir tane geçirdi. "Aşık falan da yok!"
Dil çıkardım ve koltuğa ilerleyerek kendimi attım. Kumandayı alıp Yaren'e doğru sallamaya başladım. "Aç doğru düzgün bir film de izleyelim bari."
O da yanıma gelerek oturdu ve kumandayı eline aldı. "Sen buraya beni merak ettiğin için mi geldin rahatına bakmaya mı geldin?" dedi alaycı bir şekilde.
"Aslında sana bakmaya gelmiştim ama rahatlığın daha güzel olduğunu anladım." dedim kahkaha atarak.
Sinirli sinirli bakarken birden kumandayı bıraktı ve üzerime uçtu. Ciddi anlamda uçtu. Yoksa yeri boylamazdım sanırım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ULAŞILAMIYOR
أدب المراهقينBir genç kız, ulaşamayacağını bile bile kuzenine aşık. Bir genç, ulaşamayacağını bile bile genç kıza aşık olan. Hepsi birbirinin ulaşamadıkları. Peki genç kız ne yapacak? Ulaşamadığı şeyin peşinden koşmaya devam mı edecek yoksa o gencin onu bu yolda...