Yalnızlık, nasıl anlatsam. Oturursun ve için içini yer ama gıkını çıkaramazsın. Gerçi çıkarsan ne olacak ki? Duyacaklar mı dersin?
"Anıl?"
Anıl'ı sadece bir kere görmüş olabilirdim ama şu an burada ne işi vardı? Hem O elindeki poşette neyin nesiydi?
Birbirimize şaşkınlıkla bakarken Furkan araya girdi. "Siz tanışıyor musunuz?"
Bi Furkan'a bir Anıl'a baktım. "Evet tanışıyoruz." dedim ve Anıl'a sorarcasına baktım. "Ama sizin tanıştığınızı bilmiyordum."
Anıl da bana sorarcasına baktı. "Ben de sizin tanıştığınızı bilmiyordum."
Açıklama gereği duydum ve boğazımı hafifçe temizledim. "Aynı sınıftayız."
"Aynı sınıfta olmanızdan daha fazla şey var aranızda galiba."
Furkan bu konuşmanın uzayacağının farkına varmış olacak ki, "Geç otur şöyle." deyip konuşmayı bitirdi.
Birbirlerini nereden tanıdıklarını sormayacaktım. Sonra öğrenirdim bir şekilde. Hem Furkan'ı merak edip gelmemi de aptallık buluyordum. Sigara kokacak kadar iyiydi. Beni görmek için de yapmış olabilirdi bilemem. Ama artık gitmeliydim.
Oturduğum banktan kalktım. "Artık gitmeliyim."
Herkesin yüzü bana dönmüştü. Ama aralarından bir tek Furkan konuştu. "Bırakayım."
Onu elimle durdurdum. "Gerek yok. Tek başıma gidebilirim." deyip gözlerimi herkesin üzerinde gezdirdim. "Görüşürüz."
Arkamı dönüp çardaktan çıktım. Parkın çıkışına yaklaşmıştım ki bir el bileğimi yakaladı.
"Yanlış bir şey mi yaptım?"
İlk önce bileğime sonra da Furkan'a baktım. "Hayır, nereden çıkardın?"
Gözleri yüzümü tarıyordu. "Peki. Tek bir şey söylemeliyim ki, beni merak etmen biraz hoşuma gitmiş olabilir." diyerek yarım ağız gülümsedi.
Tip tip baktıktan sonra, "Yani sınıf arkadaşımsın sonuçta, merak etmem normal değil mi?" dedim.
"Bence anormal ama yine de sen bilirsin." dedikten sonra ekledi. "Ha bu arada, sınıf arkadaşım değil sevgilim demek istedin galiba."
Sinirle ofladım. "Neyi istersen ona inan. Gidebilir miyim artık?" Gözlerimi tuttuğu bileğime çevirdim. "Bırakırsan."
Yüzünde anlamadığım bir ifade belirdi. Elini bileğimden çekti. "Görüşürüz." diye ağzımda geveleyip arkamı döndüm. Zihnimdeki düğümleri çözmeye çalışarak eve doğru yol almaya başladım.
🌸
Eve yaklaşmama az kalmıştı. Sessizde olan telefonumu cebimden çıkardım. Evet telefonum daha yeni aklıma geldi. 5 cevapsız arama?
İkisi annemdi. İki tanesi Yiğit'ten, bir tanesi de Yaren'dendi. Yiğit ne için aramıştı ki?
Yiğit'i geri aramaya başladım. Telefon ikinci çalışta açıldı.
"Efendim?"
"Alo Yiğit, önemli bir şey mi oldu iki kere aramışsın?"
"Önemli bir şey olmadı Ceren. Unuttuğun 'kuzenini' hatırlamanı istedim. Ama sen galiba sevgilinin yanındaydın, ha?" Sesi buz gibiydi. Hem kuzen kelimesini de bastırarak söylemişti.
"Saçmalama seni neden unutayım? Telefon sessizdeydi görmemişim. Yani bilerek açmadığımı düşünüyorsan eğer öyle bir şey yok."
Sıkıntılı bir nefes çekti içine. "Kusura bakma, sinirliyim. Açelya ile tartıştıkta."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ULAŞILAMIYOR
Подростковая литератураBir genç kız, ulaşamayacağını bile bile kuzenine aşık. Bir genç, ulaşamayacağını bile bile genç kıza aşık olan. Hepsi birbirinin ulaşamadıkları. Peki genç kız ne yapacak? Ulaşamadığı şeyin peşinden koşmaya devam mı edecek yoksa o gencin onu bu yolda...