20.Bölüm

37 6 18
                                    


"Anne?"

"Tam zamanında yetiştim, dağıldınız mı?"

"Evet." dedim ve devam ettim. "Sen ne için geldin?"

"Müdür çağırdı. Seninle ilgili birkaç evrakta eksik varmış onları vermeye geldim." deyip gözlerini bir benim bir Furkan'ın üzerinde gezdirdi. "Birlikte bir yere mi gideceksiniz?"

Furkan ile iki saniye bakıştıktan sonra, "Bugün Furkan'ın doğum günü, kendi çapımızda kutlayacağız." dedim.

Annem imali bakışlar atıp kafasını salladı. "Tamam o zaman siz gidin ben de müdürün yanına gideyim. Telefonun açık olsun ararım seni."

"Tamam." deyip gülümsedim ve yanağına bir öpücük kondurdum. "Görüşürüz."

"Görüşürüz." deyip Furkan'a gülümsedi ve yanımızdan ayrıldı.

Gittikten sonra derin bir nefes verdim. "Gidelim mi artık?"

Furkan bir şey demeden kafasını salladı. Birlikte okuldan çıktık ve onun arabasına doğru ilerleyip bindik.

Emniyet kemerlerimizi takarken, "Kaynanam beni gerçekten seviyor." dedi. Kocaman gözlerle ona baktığımda gülümsüyordu.
"Nereden senin 'kaynanan' oluyor?"

'Bilemiyorum' bakışı atıp dudağını büzdü ve arabayı çalıştırdı.

Yol boyunca tek tük konuşmanın sonucunda öyle uzun uzun konuşmamıştık. Okula en yakın alışveriş merkezine geldiğimizde otoparka inerek arabayı park etti ve arabadan indik.

Sinema katına çıktığımızda filmlerin önünde durup bakınmaya başladık. "Hangisine gideceğiz?"

Filmlerden bir tanesini inceleyip, "Bu olabilir bence." dediğinde bende filmi inceledim. Aşk filmiydi.

"Bence romantik komedi daha güzel olur."

Dudaklarını büküp, "Ama ben doğum günü çocuğuyum." dediğinde gülmeden edemedim. "Peki, senin istediğin olsun."

Biletlerimizi alıp sinema salonuna girdik ve yerlerimize oturduk.

Film yaklaşık 5 dakika sonra başladığında pür dikkat filme odaklandım.

Film bir kızın engelli bir adama bakıcılık yapmasını konu alıyordu.

Aşk filmlerinden o kadar hoşlanmazdım ama bunu Furkan'a söylememiştim. Ne vardı yani romantik komediye gitseydik?

Elimi mısır almak için daldırdığımda Furkan da aynı anda elini daldırmıştı. Öyle filmlerdeki gibi uzun bir süre boyunca birbirimize bakmadık çünkü mısır hem yere hem de üzerimize dökülmüştü!

"Benim almamı bekleyemedin mi?!" diye çığırdım. Üstüm başım batmıştı.

"Asıl sen benim almamı bekleyemedin!" diye söylendi o da. Niye böyle bağırma gereği duyduğumuzu bilmiyordum ama tekrar bağırdım.

"Ne yani bilerek seninle aynı anda almaya çalıştığımı mı söylüyorsun?!"

Salondaki kişilerin sinirli gözlerle bizi izlediğini tahmin edebiliyordum. Öyle önümüzde ki yaşlı bir kadın, "Çocuğum sussanıza hiçbir şey anlamıyorum. Ayıp ya yaşınızdan başınızdan utanın!" diye konuşunca gözlerimi kapatıp sabır diledim. Zaten senin ne işin var bu filmde?

Kucağımdaki mısırlardan biraz alıp kadının kafasına fırlattım. Kola şişemin icinde kalanı da boşalttığımda kadın çığlık atarak ayağı kalktı. "Furkan utanmıyor musun senden yaşça büyük birine bunları yapmaya?" diye sahte bir şaşkınlık ile konuştum.

ULAŞILAMIYOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin