İki Hayat 15. Bölüm "Kurul"

78 10 0
                                    

Durumda da yazdığım gibi artık her cumartesi düzenli olarak bölüm paylaşacağım. Hikayenin kurgusu oturdu iyice. Zaten çok fazla da uzatmayı düşünmüyorum. İlk bölümlerde aklınızda bıraktığım soru işaretleri yavaş yavaş çözülüyor. 20. bölümden sonra kaç bölüm daha yazarım bilmiyorum. Şuan için 20. bölüme kadar kurgu hazır. Final için hala bir kaç düşüncem var. Neyse daha fazla bekletmeden ben kaçıyorum. İyi okumalar. Biraz vote bekliyorum desem? Öpüldünüz. :*

Birkaç saat sonra yüzlerinde siyah maskeli ve maskeleri gibi siyah olan pelerinleriyle dört adam içeri girdi. İkisi Isabella’yı ikiside Robert’ı yakalayıp dışarı sürüklediler. Yüksek kuleleri olan taştan saraya doğru ilerlerlerken Isabella her şeyin sona ermesini istedi. Yorulmuştu bu kısa süre içinde. Yıpranmıştı.

Girdikleri aslan başlıklı kapı arkalarından kapandı. Artık şamdanlarla aydınlatılmış geniş bir holdeydiler. Isabella arkasına bakmaya çalıştı. Robert’ın yüzü kan içindeydi.

Gözlerini kapatıp başını önüne eğdi. Ardından kulaklarında bir kilit sesi çınladı ve gözlerini açtı. Bir kafesteydi. Robert ‘ta karşıdaki boş havuzun içinde oturuyordu. Elleriyle yüzünü kapatmış dua ediyor gibi bir hali vardı. Isabella etrafını saran siyah dumanla birlikte öksürmeye başladı, karnını tutup öksürükleriyle sarsılıyordu. Ciğerlerinde gram oksijen kalmamıştı. Öleceğini düşünmeye başlamıştı.

-Isabella Woods.

Isabella gözlerini açıp etrafına baktı. Duman dağılmış ve etraf insanlarla dolmuştu. Herkes siyah pelerinler giymişti. Isabella annesini gördü o an.

-Anne…

-Anne beni Izzy…

Ama annesi onun tarafına bakmıyordu bile.

-Bu kadar kolay silemezsin beni. Ben senin kızınım diye bağırdı Isabella ama annesi onu umursamıyordu.

-Toplantı başlasın. Kurul toplansın dedi altın kürsüde oturan beyaz sakallı yaşlı adam.

Robert hala ellerini yüzüne kapatmış oturuyordu.

-Isabella Woods. Cezanı kabul ediyor musun?

-Be… Ben bir şey yapmadım.

-Yalan söyleme diye kükredi Isabella’nın annesi.

Isabella gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu.

-Anne ben…

Kadın yine başını çevirmiş ve Isabella’dan yana bakmıyordu.

-Aranızda yasak birliktelik geçmediğini mi söylüyorsun?

-Biz bir şey yapmadık. Bunu söyler söylemez Isabella çığlık atmıştı. Sırtı kaburgasının tam ortasından geriye doğru dönmüş ve kırılan kemik sesleri gelmişti.

-O kafes içinde yalan söyleyemezsin seni aptal kız. Melekleri ne hale soktuğundan haberin yok senin.

Robert’ın çığlığıyla Isabella Robert’a döndü. Robert’ın etrafını ateşten bir çember sarmıştı.

-Isabella sakın korkma bebeğim. Robert bütün gücüyle bağırıyordu. Isabella hıçkırıklarına hakim olamıyordu. Elleriyle kafesin parmaklarını tuttu.

-Korkmuyorum Rob. Lütfen gözlerimin içine bak. Sana bir şey olmayacak.

Robert bakışlarını Isabella’ya çevirdi. Göz bebekleri yerinde değildi. Sadece kocaman beyaz bir boşluk. Robert’ın dudakları acıyla kıvrıldı.

İki HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin