İki Hayat 9. Bölüm "Şüphe"

151 9 0
                                    

Uyandığımda soğuk taş bir zemindeydim. Her yerim ağrımıştı ve oldukça üşüyordum. Neredeydim? Hala rüya mı görüyordum? Hiçbir fikrim yoktu. 

Doğrulmaya çalıştım. Gerildim. Ama bir sorun vardı. Ayağımı kıpırdatamıyordum. Ağır bir zincirle yere zincirlenmiştim. 

-Kimse yok mu?

….. 

-Neredeyim?

….

-Orada biri var mı?

….

Sadece kocaman bir sessizlik… Ne birisi geliyor ne de bir kapı görüyordu. Boş bir kutudaydı sanki. Ansızın kendini çimdikledi. Bunu neden mi yapmıştı? Rüya gördüğünü düşündüğünden elbette…

Tekrar ayağımı oynatmaya çalıştım. Zincir çok ağırdı. Soğuk olduğu kadar da tenimi yakıyordu. Elimle çekmeye çalıştığımda ellerimde kızarıklıklar beliriyordu.

Boynumda o salak yüzüklü kolye asılıydı. Hışımla boynundan çıkarıp kendimden en uzak bir köşeye attım.

Korkuyordum. Kalbim acıyordu. Ve her şeyden habersiz öylece bekliyordum.

***

Saniyeler geçti. Dakikalar. Hatta saatler. Saatlerdir hiç kıpırdamadan oturuyordum. Kalçam uyuşmaya başlamıştı ve çenem titriyordu ve ortada ne gelen ne de giden birileri vardı. Hoş, biri gelse de ortalarda kapı da yoktu.

Ben bunları düşünürken duvarlar gıcırdadı. Dışarıda biri vardı. Taşlar yer değiştiriyordu sanki. Ve o anda duvar kolonlardan ayrılırcasına açıldı. İçeri kör edici bir şekilde parlayan bir ışık hüzmesi girdi. Gözlerim acımaya başlamıştı.

-Merhaba Isabella. Sıkılmışa benziyorsun.

Olduğum yerde huzursuzca kıpırdandım. Zincir canımı yakıyordu.

-Adım Isabell. Diye tısladım.

-Hayır Isabella. Senin adın bu… Hiçbir şeyden haberin yok değil mi? Çok yazık.

Hala kiminle konuştuğumu bilemiyordum. Işık fazla parlaktı. Ama ‘Kaçığın teki olmalı.’ diye düşündüm.

-Fazla kıpırdanma Isabella. Zincirlerde koruyucu mühürler var. Ve derini yakacak kadar da güçlüler. Bu arada şunu da söylemeden gidemeyeceğim. Ben kaçığın teki değilim Isabella. Beni hala tanıyamadın değil mi?

-Işık çok parlak. Ben… ben göremiyorum, diye mırıldandım.

Ve ışık huzmesi yavaş yavaş parlaklığını kaybetti.

-Böyle daha iyi değil mi?

-Zack.

Şu Noel gecesi tanıştığım çocuk… Ama dur bir dakika onun burada ne işi var?

Şaşkınlıkla ağzımı açtım ki ben konuşamadan o konuşmaya başladı. 

-Zack. Tanrı’ya şükür. Hadi, şimdi çıkar beni buradan.

İki HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin