Şeytani Düşünceler

102K 5K 2.4K
                                    

SELAAM BİZ GELDİK

YORUM VE OYLARINIZ EKSİK ETMEYİN AŞKLARIM

2200 VOTE

1000 YORUM

SINIR GEÇİLİRSE CUMA GÜNÜ GÖRÜŞMEK ÜZEREE

BU ARADA INSTAGRAM HESABIMDAN HAFTA İÇİ BİR GÜN KESİT PAYLAŞACAĞIM. YARIN (CUMARTESİ) GÜNÜ HESABIMI GİZLİYE ALACAĞIM, KESİTİ GÖRMEK İSTEYENLER TAKİP EDERSE SEVİNİRİM. INSTAYA ARTIK ÇOK GİRMİYORUM ÇÜNKÜ İSTEİĞİNİZİ GÖRMEYEBİLİRİM

INSTAGRAM: vianiec_wattpad

SİZİ ÇOK AMA ÇOK SEVİYORUM

İYİ OKUMALAR




"Sakın iz yapma. Kimse görmesin." Diye uyarsa da beyaz teninde daha yaladığımda bile izler kalmıştı. Dudaklarımı burnunu götürüp küçücük burnundan öptüm. Son kez kalçasından tutup onu bedenime, sertliğime yasladığımda inledi. "Durmalıyız." Dedi. Durmalıydık ama bende o da duracak iradeyi kendimizde bulamadık. Ta ki kapının çalma sesi gelene kadar.

Narin elleri hemen beni itekledi. "Ben dedim yakalanacağız diye!" Panikle sedirin üstündeki eşarbını alıp başına geçirdi.

"Sakin ol Ayşe, sanki hiç evinize gelmiyormuşum gibi, telaşa kapılma. Geçerken uğradım, birazdan kalkacaktım derim. Üstünü düzel de kapıyı aç. Yoksa asıl o zaman şüphelenirler." Kolundan tutup onu yerine sabitledim. Dağılmış saçlarını eşarbın içine soktum. "Hadi güzelim şimdi hiçbir şey olmamış gibi kapıyı aç."

Sonunda kızaran rengi kendine geldi ve kapıyı açmaya gitti. Bende o gelene kadar sobanın üstündeki çar bardağımı alıp sedirin üstüne oturdum. Sanki az önce çay içiyormuşum gibi de birkaç yudum aldım hala dolu olan bardaktan.

"Hoş geldin Kamuran abi. Bizde seni bekliyorduk." Derin bir nefes aldım, neyse ki Zübeyde teyze gelmemişti. Ana yüreğiydi, hissederdi.

"Sen evde tek değil misin? Tek kalma diye ben erken döndüm bizimkilerin yanından." Onlarda mı Ömer'in annesinin davet ettiği yemeğe katılmışlardı? İyi de Ülfet Çakıroğlu köylüye pek haşır neşir olan birisi değildi ki, tek akrabalarını bilir, onlarla sohbet muhabbet ederdi. Bir de gurbetten gelenlere misafirperverlik gösterip evini açardı. Bu durumda tek seçenek Ömer'in evleneceği kişi Ayşe'nin tanıdığı birisi olma yönündeydi.

"Tektim zaten de... Ali abi gelmiş Almanya'dan. Siz evde olmayınca ayıp olmasın diye öylesine içeri davet ettim, ne bileyim eve geçeceğini. Ben Kamuran'ı beklerim deyip durdu. Neyse ki sende hemen geldin. Canım abim, yoksa sıkıntıdan patlardım bunun yanında. Hayır misafir şimdi kovulmaz da..." Art arda söylediği yalanlarla büyük bir tebessüm ettim. Ayşe böyle bir kızdı işte, sıkıştığında bin bir türlü yalanlar söyler, hepsini de gerçekmiş gibi iyi oyunculuk sergilerdi.

"Bir daha misafirmiş diye tekken kimseyi alma Ayşe, köylünün ağzını biliyorsun. Bir kardeşimizin başı yandı, senin de başın yanmasın onların vicdansızlığı yüzünden. Ali'yi de güzel dille uyarırım." Sesler gittikçe yakına geliyordu, buraya geldiğini anladığımda ayağa kalktım.

Odaya girdiğinde direkt elime sarılıp tokalaştı. "Vay kaçak, hoş geldin." dedi büyük samimiyetle. Sonra da sıkı sıkıya sarıldık.

"Hoş bulduk kardeşim, hoş bulduk." Ne yalan söyleyeyim Almanya'da iken en çok Ayşe'yi sonra memleketimi ardından da ayda yılda bir görsem bile kardeşimden ayırmadığım bu adamı özlüyordum.

"Anan, baban, kardeşlerin nasıllar? Sağlıkları sıhhatleri yerinde mi?" diye sordu sedire, yanıma otururken. Bu sırada Ayşe abisine çay doldurup getirdi.

AYKIŞLI (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin