1970'lerde köyde geçmektedir. Sıcak kolları ile sarıp sarmaladı onun yanında cılız ve küçük kalan bedenimi. Buz gibi günahlarım onunayken yerle yeksan oldu. Kimsesiz ruhuma yabancılaşmadan öksüz bedenime sahip çıktı , yalnız onun yanındayken ruhum b...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SINIR 4000 OY
2000 YORUM GELİR Mİ???
INSTGRAM: vianiec_wattpad (anonim soru cevap yapacağız koşun.)
Yazar anlatımından
Yaşlı adam sinirden adeta kudurmak üzereydi. Tükürüklerini yaya yaya hala yeğenini, oğluna şikâyet ediyordu. "Bana it dedi it... Ulan it südüğü sen kimsin de bana it diyebiliyorsun?" Yazık oğlu tek kelime etmiyor, babasını yatıştırmaya, öfkesini dindirmeye çalışıyordu ama Ömer'in; babasına böyle söz etmesini doğru bulmuyordu. Ne de olsa Ömer'in de amcasıydı. Kendisi ne onun ne de ailesinin hakkında tek kötü söz etmezken onun kendi babasına it demesi zoruna gitmişti. Yine de babasını haklı bulamıyor sadece bu kadarını hak etmediğini söylüyordu kendi kendine.
"Tamam baba..." Dedi sabır silercesine. "Sakin ol geldiğimiz vakitten beridir bağırıp çağırıyorsun. Ömer burada yok, seni duymuyor. Kendi kendine söyleniyorsun sadece." Kendini harap etmekten başka bir işe yaramıyordu.
"Sende ağzını açıp tek söz etmedin. Ulan birisi benim babama it dese onun ümüğünü sıkardım." Dedi hırsla. Bu sefer de niye beni savunmadın diye oğlundan hıncını almaya çalışıyordu.
"Ömer'in karşısında sen bile konuşamıyorken benimde konuşmayacağımı çok iyi biliyorsun. Hem sende ne deyip mal mülk istedin? Adam zaten sana para veriyor, bunu kabul etmek zoruna gidiyor ama o olmasa başını bir eve bile sokamazdın, açlıktan nefesin kokardı. Dua et verdiği parayı da kesmesin. Yoksa benim maaşım değil bize senin dişinin kovuğuna bile yetmez." Kendisi de Ömer'in iş yerinde çalışıyordu, az maaş aldığı söylenmezdi bilakis amcasının oğlu olduğundan mütevellit aynı işi yapan çalışanlarından çok bile alıyordu. Ömer ayrımcılık yapmak için fazladan vermiyordu elbet, başının gözünün sadakasıydı ona göre.
Fakat babası çok harcıyordu zamanında kumardan epey kazandığı dönemde har vurup harman savurmuştu. Yediği önünde yemediği arkasındaydı hatta şu an hala var olan kamyoncu şoförünün göbeğine benzeyen yağ birikimi o zamanın eseriydi. Babası o vakitlerden beri çok yemeye, çok eğlenmeye, çok harcamaya alışmıştı. Ne zaman ki bir gecede tüm mal varlığını kaybetmişti işte o zaman önce bunalıma girmiş ardından kendine düşeni harcamasına rağmen Ömer'in ve ailesinin malına göz dikmişti. Oturacak evi bile kalmamışken onun gözünü öyle hırs bürümüştü ki kaybettiği her şeyi onlardan karşılamaya adeta ant içmişti.
