14 • "Ben oyun oynamam, öldürürüm."

163 21 59
                                    

Loredana & Mozzik - Bonnie & Clyde

••

bölüm sonuna, medyadaki şarkının baş kahramanları olan Bonnie ve Clyde çiftinin hikayesini çok kısaca yazdım. belki okumak istersiniz 🤗

••

Okinawa Adası / Japonya

Kolay yutulur lokma olmadım hiç. Tüm becerilerimi, yeri geldiğinde pratik hayata çok güzel aktarabiliyordum. Şimdi ise eskiden ile başlayan cümlelerden bıkmıştım, artık hiçbir işe yaramayan cümlelerdi onlar. Kendi hayatıma bir daha hiç kendim dahil olmayacakmışım gibi hissediyordum. Senaryosunu yazdığım bir filmi izliyor, bir kitabı okuyor gibiydim. Hikaye bitmiş ama ben asla dahil olamayacağım, sanki kıyıda durmak ve bakmak için vardım artık.

Yaşananlara isim vermekten çok yoruldum. Ama ne kadar çok insanın hayatına son verip hayatını kararttıysam, o kadar çok çıkıyordu acısı. Kendimi cezalandırılmış gibi hissediyordum ve bu karma idi sanırım.

"Beni gördüğün için mutlu olacağını sanmıştım." Jimin, yarım ağız sırıtışıyla konuştuğunda ona sinirle baktım. Onun yüzünden kaçırılıyorduk ve o hala gülebiliyordu. Benden daha deli olamaz diye düşündükçe olabileceğini gösteriyordu.

"Yok yok, sen cidden hastasın." dedim. "Hiç tedavi olmayı düşündün mü?"

Özel bir uçağa bindirildiğimde ne olacak şimdi diye merakla beklerken Jimin'i de getirip yanıma atmışlardı. Başımızda bekleyen o iri cüsseli adam ve birkaç kar maskeli herif konuşmuyorlardı. Telefonlarımızdan kurtulmayı da unutmamışlardı elbette.

"İçimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü vardı." Bunu söylerken hiç de içinde bir hüzün kalmışa benzemiyordu. İnanmadığım için ona bir cevap vermedim.

Korece konuşuyordu ama yine de anlamalarından korkarcasına etrafımızdaki adamları süzüp başını yeniden bana çevirdi.

"O kadını nereden tanıyorsun?"

Kulaklarımda kırbaç gibi şakladı bu soru. Jimin, kaşlarını kaldırmış, sorgulayan gözlerini gözlerime dikmişti. Gafil avlanmıştım, bir şeyler söylemeye çalıştım, kem küm ettim.

"Dinliyorum." dedi.

"Dediğinden bir şey anlamıyorum." dediğimde gözlerini sinirle kapattı.

"Sen beni salak mı zannettin? Nerden tanıyorsun?" diye sordu sesi gittikçe yükselirken.

"Yemin ederim tanımıyorum. Adını bile bilmiyorum ama o beni tanıyor, yani tanıyormuş."

"Bana doğruları söyle!"

"Tanımıyorum diyorum! Şu halime baksana, senin gibi bir adamdan kurtulmaya çalışırken düştüğüm duruma bir bak. Sen hala cidden bunun derdinde misin? Nereye götürüldüğümüzü bile bilmiyoruz. Ayrıca kimsin sen ya? Sen kimsin ki, sana hesap vermek zorundayım ben?"

Böyle bir şeyi neden öğrenmek istiyordu ki gerçekten?

"Benim gibi bir adam..." Kaşlarını kaldırdı, başını onaylarcasına ağır ağır salladı. "Nasıl bir adam mışım ki ben?" Sorgulayıcı bakışları beni oldukça rahatsız etmişti.

Veyl •• yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin