13. Bölüm 2. yarı

80 2 0
                                    

         Sabah uyandığında bir ilk yaşamıştı genç kız. Her gece kendinden sonra uyuyan, her sabah da kendinden önce kalkan genç adam koltuktaki yatağında uyuyordu. Her sabah uyandığında ilk onun yatağına baktığını fark eden genç kızın içi mutlulukla doldu. Ne yapacağını bilemedi. Kalksa ilk kez bu saate kadar uyuyan bu adamı uyandırır mıydı? Bekledi. Uzaktan da olsa onu yatarken seyretti. Çok geçmeden Selman uyanmaya başlayınca Efşan hemen gözlerini kapadı. Ondan önce uyanınca ne yapması gerektiği bilmiyordu. Kalkıp banyoya giden adamın ayak seslerini takip etti. Yanından geçerken bir an durmuş muydu? Banyonun örtülen kapısının sesi ile gözlerini açtı.

Her sabah olduğu gibi yine hep birlikte sofranın etrafındaydılar. Bu aileye ve bu eve günden güne alışan genç kız daha rahat hareket etmeye, daha rahat sohbete katılmaya ve şimdiki gibi daha rahat kahvaltı etmeye başlamıştı. Artık evin içinde dolaşırken parmak uçlarına basmıyor, oturup kalkarken o kadar düşünmüyor, uzağında olan tabaklara uzanırken eskisi kadar utanmıyor, çayını çabuk bitirmekten çekinmiyordu. Karnı doyarak masadan kalkmaya başlamıştı.

Diğer oğlundan dün akşam eve dönen babaanne yokluğunu aratırcasına sabahtan beri konuşuyordu. Herkes kahvaltısını ederken bu kadını dinler gibi yapıyordu. Feride Hanım'ın iştahla anlattığı yeni gelini artık dinlemek istemeyen Selman yaşlı kadını umarsızca bölerek;

" Ben bu akşam yemeğe gelmeyeceğim" dedi.

Masadaki anne babası genç adama endişeli bakınca açıklama gereği duymuş olacaktı ki genç kıza döndü.

" Kanada'dan bir arkadaşım geliyor, onunla buluşacağım."

Efşan kendisine yapılan bu izahattan hoşlansa da çok utanmıştı. Ailesinin yanında sadece kendisine dönüp açıklama yapması genç kızın içini garip bir sıcaklıkla ısıtmıştı. Gülümseyerek Selman'a bakmadan başını "tamam" anlamında salladı.

Selman'ı yolcu ettikten sonra salona döndüğünde kendisini bir ilk karşıladı. Camın önündeki berjerlerde kayınvalide ve gelin karşılıklı oturuyorlardı. Kendisinin odaya dönmesiyle Feride Hanım;

" Hadi bakalım gelin hanım, bir kahve yap da elinden içelim" dedi.

Genç kız bu ikilinin karşılıklı oturmasına şaşırdığı kadar yaşlı kadının kendini "gelin" olarak kabul etmesine de bir o kadar şaşırmıştı. Yine de kendinden isteneni hemen kabul ederek mutfağa gitti. Kahve tepsisiyle odaya döndüğünde ilk ikramı babaanneye yaptı. Ardından tepsiyi Meral Hanım'a uzattı. Edebe aykırı olmasın diye kendisine kahve yapmamıştı. Meral Hanım;

" Kendine pişirmedin mi kızım?" Diye sordu.

" Yok, pişirmedim."

" Neden? Kahve sevmez misin?"

Sebebini söyleyemeyeceği için söyleneni kabul etti.

" Evet, pek sevmem."

" Annen baban sağ mı?"

Feride Hanım yine sorularına başlayacağa benziyordu.

" Çok şükür sağlar."

" Senden başka çocukları var mı?"

" Var, beş tane ağabeyim var."

" Nee?! Beş tane mi? Annen de pek hamaratmış."

" Anne!"

Meral Hanım yaşlı kadını durdurmak için seslendiyse de Feride Hanım umursamadı.

" Evli var mı içlerinde?"

DUVAK (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin